Yaz kızım

Karar verildi bu aşka

Kaderin kedere geçmediği hüznü yaz

Yüreklere ömür boyu yalnızlığı kelepçeleyen

Ömür boyu gözlerine müebbet olan

Sessizliğin çarmığa gerildiği anı yaz

Ne elzemli düş ki yıkık dökük

Sıvasız bakışlara sürülmeyen sevginin

Boyanmayan sözlerin sözlere ilişmediği

Can-ı gönle sukutun kalbe işlediği

Dua’sız dilde secde eden vasıfsız kulları yaz

Ne yarını ne de günü anımsatan hiçliği

Başıboş sokağına uzanan acımasız gözlerin

Renk cümbüşüne büründürüp kandıran

Ne siyahı belli ne de beyazı belli olan

Sözden öze nakışlamayan dilsizleri yaz.

Sağım soluma kırgındır benim

Bir yanım sağır bir yanım yetim

Geleceğim acıya sarıldı gülüşüm zehrim

Ne gelir ki elden ben giderim

Seni sevdim ya razıyım cefama

Yalnızlığınla kelepçelediğin zamanımı

Ömür boyu müebbet ettiğin geleceğimi

Sensizliğin bağrına sessiz bakışlarımla

Kan ağlarken sözlerim

Dizimde ferman yüzümde derman kalmadı

Ben öldüm öleceğim yaz kızım.

Gülüşünde merhem olmadı artık

Savunacak gözlerin kalmadı düşlerime

Şahitlerin pervasız bir kapı gibi

Tek duam senin sensiz kalıp çoraklaşman

Feryada secde edip yalvarman yaz kızım.

Rüzgar esti saçların arasından

Karlar düştü sıcacık dokunuşlarına

Ayaz atarken sen kırıldın cam gibi

Her bakışın gözlerime bıçak gibi

Öyle sapladın ki sözlerini

Çıkarsan öleceğim çıkarmasan sürüneceğim

Boyun eğip acımı her dem içeceğim yaz kızım.