Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '10

 
Kategori
Eğitim
 

Yaz Kuran Kursları

Önümüzde çok önem vermemiz gereken zaman dilimi var. Yaz dönemi için belki de birçoğumuz planımızı bile yapmış olabiliriz.

Plan yaparken çocuklarımızın dini öğretimini unutmamak gerekir. Çocuklarımızın etik değerlere sahip olmasını istiyorsak, yaz kuran kurslarına göndermemiz gerekiyor.

Bu sene, gelecek sene diyerek ihmal edilmemelidir. Kanuni yaşına gelen çocuklarımızın diyanet işleri başkanlığının müfredatı çerçevesinde duaları, dini konuları, peygamber efendimizin hayatını bir nebze de olsa öğrenmelerini sağlamalıyız.

Yaz kurslarının verimini arttırmak din görevlilerine düşmektedir. Camiye gelen çocuklarımızı müjdeleyerek ve de davranışlarının ölçülü olması gerektiğini de anlatarak kısa zaman da etkili öğretim teknikleriyle çocuklarımıza ahlaki değerler yerleştirilebilir.

Çocuklarımızı camiye çekmek için dondurma, pasta, börek, bisiklet, bilgisayar türü ödülün cazibesinden başka etkileyici ödüller konmalıdır.

Gelip geçici olan maddi ödülden çok, çocuklarımızın manevi yönüne değer veren ödüller daha etkileyici olabilir.

Geçen yıllarda çocuklar kendi mahalle camisinin yerine, evlerine çok uzak olan camiyi tercih ettiğini duydum. Araştırdım, orada ki camii görevlisi ödevini yapan çocuklara spor ayakkabısı ödülü veriyormuş.

Onun için uzak camiyi tercih etmişler. Şimdi çocuklarımızın materyalist olduğunu eleştirme hakkımız var mı diye sorgulamak gerekmektedir?

Eğitimin ve öğretimin gayesi dünyada ve ahrete faydası olmalı. Bizim anlayışımız ne kadar çok çocuk gelirse o kadar faydalı olurumdan ziyade, gelen çocuklara verimli olma düşüncesi temel olmalıdır.

Öneri olarak çocuklarımızın olgunlaşma çağı göz önüne alınarak yarışmalar yapılabilir. Yarışmaların ciddi olması, hem yarışma yönü olmalı hem de bilgi etkisi olacak şekilde sorular hazırlanmalı.

Günlük hayattan da davranışlarımızın ahlaki boyutunu unutmadan, soyuttan çok somuta dayandırılmalı. Doğruluğu anlattıktan sonra gelen öğrencilerin günlük hayattaki gözlemlerini de dinlemeliyiz.

Geçmişle övünmeyi severiz. Sadece övünmek anlam ifade etmez. Anlattıklarımızı hayatımızda yaşamalıyız ki, dinleyenlere örnek olabilelim.

Çocuklarımızın temiz ruh dünyalarını besleyecek inanç, ibadet, ahlak konularını kitabilikten çıkartarak yaşanan hayatta buluşturmalıyız.

Futbol maçları yapılıyor. Çocukların doğruluğunu, dürüstlüğünü burada gözlemleme şansı buluruz. Adil olma huyunu yerleştirebiliriz. İnsanın yenmek ve yenilmek kaderinde var olduğunu yaşamalı.

Maç esnasında çok itiraz edenlerin huylarını olumluya çevirmek için öğütte bulunulmalı. Öğüdü sevmiyoruz deseler de. Gözlediğim kadarıyla çocuklarımızın birçoğunun konuşmaları argo oluyor.

Üzücü olan bu kötü hasleti tedavi edebilir din görevlilerimiz. Geçenlerde yarışma da soru şuydu: Türklerin yabancılara ilk öğrettikleri Türkçe söz nedir?

Çok üzüldüm ama maalesef ispatlı şekliyle sunucu da eleştirerek “küfür” dedi. En azından konuşma kaidelerini, adabını öğretsek kâfi diyesi geliyor insanın.

Önce edep der büyüklerimiz. Yaz kurslarında sadece dünyadan kopuk olmadan, tamamen dünyevi de olmadan kurslarımızı verimli hale getirmeliyiz.

Şu sorunun tam zamanıdır? Bir ayda öğretileceğine inandığımız kutsal kitabımızı çocuklarımız niçin yaz kuran kurslarında öğrenemiyorlar? Ay, gün olarak bir aydan uzun süreç var olmasına rağmen zeki olanda, olmayan da kutsal kitabımızı okuyamıyor.

Bunu mutlaka sorgulamalıyız.

Niçin çocuklara ben bir ayda Kura’nı öğretemiyorum diye? Akşam arkadaşımızla oturduk. Aynı konu konuşuldu, sadece dinledim.

Her yıl okunan kitap Elif be cüzü diye yakındılar.

İstenen o ki, çocuklarımız her yıl turnikeyi dolaşıp durmasın.

Oğlum döner döner bina ( Arapça kitap – dil konusunun olduğu) okur benim oğlum olmamalıdır. Yaz kurslarının ücretini de alan din görevlilerimizin çocuklarımızın kötü huylarının farkına vardırmalarını isteriz. Hiç olmazsa kalıcı ahlaki değerlerin bir kısmını yerleştirmelerini de bekliyoruz.

Gelen çocuklarımızın vakitlerini boşa gitmeyeceğini düşünüyorum. Bu da din görevlilerimizin bilgi ve donanımına kalmıştır.

Yaz Kura’n Kursları

Önümüzde çok önem vermemiz gereken zaman dilimi var. Yaz dönemi için belki de birçoğumuz planımızı bile yapmış olabiliriz.

Plan yaparken çocuklarımızın dini öğretimini unutmamak gerekir. Çocuklarımızın etik değerlere sahip olmasını istiyorsak, yaz kuran kurslarına göndermemiz gerekiyor.

Bu sene, gelecek sene diyerek ihmal edilmemelidir. Kanuni yaşına gelen çocuklarımızın diyanet işleri başkanlığının müfredatı çerçevesinde duaları, dini konuları, peygamber efendimizin hayatını bir nebze de olsa öğrenmelerini sağlamalıyız.

Yaz kurslarının verimini arttırmak din görevlilerine düşmektedir. Camiye gelen çocuklarımızı müjdeleyerek ve de davranışlarının ölçülü olması gerektiğini de anlatarak kısa zaman da etkili öğretim teknikleriyle çocuklarımıza ahlaki değerler yerleştirilebilir.

Çocuklarımızı camiye çekmek için dondurma, pasta, börek, bisiklet, bilgisayar türü ödülün cazibesinden başka etkileyici ödüller konmalıdır.

Gelip geçici olan maddi ödülden çok, çocuklarımızın manevi yönüne değer veren ödüller daha etkileyici olabilir.

Geçen yıllarda çocuklar kendi mahalle camisinin yerine, evlerine çok uzak olan camiyi tercih ettiğini duydum. Araştırdım, orada ki camii görevlisi ödevini yapan çocuklara spor ayakkabısı ödülü veriyormuş.

Onun için uzak camiyi tercih etmişler. Şimdi çocuklarımızın materyalist olduğunu eleştirme hakkımız var mı diye sorgulamak gerekmektedir?

Eğitimin ve öğretimin gayesi dünyada ve ahrete faydası olmalı. Bizim anlayışımız ne kadar çok çocuk gelirse o kadar faydalı olurumdan ziyade, gelen çocuklara verimli olma düşüncesi temel olmalıdır.

Öneri olarak çocuklarımızın olgunlaşma çağı göz önüne alınarak yarışmalar yapılabilir. Yarışmaların ciddi olması, hem yarışma yönü olmalı hem de bilgi etkisi olacak şekilde sorular hazırlanmalı.

Günlük hayattan da davranışlarımızın ahlaki boyutunu unutmadan, soyuttan çok somuta dayandırılmalı. Doğruluğu anlattıktan sonra gelen öğrencilerin günlük hayattaki gözlemlerini de dinlemeliyiz.

Geçmişle övünmeyi severiz. Sadece övünmek anlam ifade etmez. Anlattıklarımızı hayatımızda yaşamalıyız ki, dinleyenlere örnek olabilelim.

Çocuklarımızın temiz ruh dünyalarını besleyecek inanç, ibadet, ahlak konularını kitabilikten çıkartarak yaşanan hayatta buluşturmalıyız.

Futbol maçları yapılıyor. Çocukların doğruluğunu, dürüstlüğünü burada gözlemleme şansı buluruz. Adil olma huyunu yerleştirebiliriz. İnsanın yenmek ve yenilmek kaderinde var olduğunu yaşamalı.

Maç esnasında çok itiraz edenlerin huylarını olumluya çevirmek için öğütte bulunulmalı. Öğüdü sevmiyoruz deseler de. Gözlediğim kadarıyla çocuklarımızın birçoğunun konuşmaları argo oluyor.

Üzücü olan bu kötü hasleti tedavi edebilir din görevlilerimiz. Geçenlerde yarışma da soru şuydu: Türklerin yabancılara ilk öğrettikleri Türkçe söz nedir?

Çok üzüldüm ama maalesef ispatlı şekliyle sunucu da eleştirerek “küfür” dedi. En azından konuşma kaidelerini, adabını öğretsek kâfi diyesi geliyor insanın.

Önce edep der büyüklerimiz. Yaz kurslarında sadece dünyadan kopuk olmadan, tamamen dünyevi de olmadan kurslarımızı verimli hale getirmeliyiz.

Şu sorunun tam zamanıdır? Bir ayda öğretileceğine inandığımız kutsal kitabımızı çocuklarımız niçin yaz kuran kurslarında öğrenemiyorlar? Ay, gün olarak bir aydan uzun süreç var olmasına rağmen zeki olanda, olmayan da kutsal kitabımızı okuyamıyor.

Bunu mutlaka sorgulamalıyız.

Niçin çocuklara ben bir ayda Kura’nı öğretemiyorum diye? Akşam arkadaşımızla oturduk. Aynı konu konuşuldu, sadece dinledim.

Her yıl okunan kitap Elif be cüzü diye yakındılar.

İstenen o ki, çocuklarımız her yıl turnikeyi dolaşıp durmasın.

Oğlum döner döner bina ( Arapça kitap – dil konusunun olduğu) okur benim oğlum olmamalıdır. Yaz kurslarının ücretini de alan din görevlilerimizin çocuklarımızın kötü huylarının farkına vardırmalarını isteriz. Hiç olmazsa kalıcı ahlaki değerlerin bir kısmını yerleştirmelerini de bekliyoruz.

Gelen çocuklarımızın vakitlerini boşa gitmeyeceğini düşünüyorum. Bu da din görevlilerimizin bilgi ve donanımına kalmıştır.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..