Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '14

 
Kategori
Felsefe
 

Yaz yağmuru

Yaz yağmuru
 

Sabah kahvemi yudumlarken, Sinem’in yorumladığı “ yaz yağmurunu ”’ dinliyorum.  

Sinem,  “senden çok uzakta bir yerlerdeyim” derken: Müziğin ritmi, notaların kıvraklığı arasında,  başımı fincana gömmüş, hayallerimle baş başa yalnızım ben!

Mazi gözlerimin önünde, yeşil çamın siyah /beyaz filmi gibi göz kapaklarımın perdesinde oynuyor.

Kirpiklerim de gitarın ritmini ayak uydurmuş…

 Ben, Kaptan Kirk’in Uzay Gemisinde yolculuk ederken Alaaddin’in sihirli lambasında ki Cin, lambadan beyaz bir duman gibi süzülerek çıktı; nefes nefese koşarak, yanıma geldi.

Görüyorum ki dalıp taaa uzaklara gitmişsin, Karadeniz’de Batan gemi, Filistin’de akan kan senin mi diye sordu.  

Boynumu büktüm, dudaklarımı ısırdım, verecek cevap bulamadım başımı öne eğdim.

Ağzımdan laf almakta kararlıydı Cin! Hemen çekip gitmedi.  Bütün samimiyeti ile gözlerimin içine baktı ve dile benden ne dilersen dedi.

Başımı, içine gömdüğüm kahve fincanından kalırdım, gitarın tellerine ayak uyduran kirpiklerimi Cin’e çevirdim ve ne istersem yerine getirecek misin diye sordum.  

Kocaman ellerini omzuma koydu, kızıl bir kor gibi yanan gözlerini gözlerime dikti, etli kalın dudaklarına bir tebessüm yerleştirdi, yüzüne yaydığı ılık gülümsemeyle elbette dedi.

Benim işim bu.

Ne istersen anında dileğin yerine gelecek.

Bir soluk aldım, yetmedi! Derin derin içimi çektim ve heyecanımı bastırmaya çalışarak: dedim ki senden öyle bir şey isteyeceğim ki yerine getirsen bundan böle kimsenin burnu kanamayacak.

Kavga dövüş savaş bitecek!  Üç günlük dünya da aç açık kalmayacak. Kimse sadaka muhtaç olmayacak. Dil, Din, Irk ayrımı yaşanmayacak.

Dalında “Gül” dört mevsim açacak, bülbül kış yaz demeden ötecek.

Ben sözümü bitirmeden, Cin sözümü kesti: dedi ki sen ne istediğinin farkında mısın?

Kararlı bir şekilde elbette farkındayım ve senin de iyi anladığın gibi güneşin Batıdan doğmasın, Doğudan batmasını istiyorum dedim.

Yüzü ciddileşti, kalın dudaklarındaki tebessüm dondu, benim yerime o düşünmeye başladı.

Sonra sakin bir ses tonuyla yavaş yavaş Mir’im, söylediklerini bir kere daha düşün. Senin dediğini gerçekleştirirsek, dünyanın düzeni şimdi olduğunun tamamen tersine dönecek.

Yaşlılar gençleşecek,  ırmaklar tersine akacak, Denizler Kara, Karalar deniz olacak, iklim değişecek, kimse kimseyi öldürmeyecek, savaş bitecek, aç açık olmayacak!

Daha ötesini de sayayım mı, bence bu kadarı bile fazla dedi.

Ben de ne olacağını bildiğim için senden dünyayı tersine döndürmeni istedim diye gözlerine baktım.

Dudaklarına acı bir tebessüm, yüzüne sıkıntılı bir gülümseme yayıldı ve senin bu dediğini ben bile gerçekleştiremem dedi.

Gözlerimin önünde, o koca beden buharlaştı, dumana dönüştü ve Sihirli lambanın içine akıp gitti.

Cin buharlaşıp sihirli lambasının içine akıp giderken, Sinem” Yaz yağmuru düşer durur yüreğime, bir küçük aşk yeter benim hasretime” diyordu.

Cin gitti ben yine kendimle baş başa kaldım. Kirpiklerimin arasına sıkışan küçük bir inci yanaklarımdan süzüldü, sihirli lambanın peşinden koşarak gitti.

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..