Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '15

 
Kategori
Deneme
 

Yaz

Yaz
 

Vondelpark


Isınsa, iyice ısınsa ortalık ama,
Hele geceler.
Bıktım usandım üşümekten.
Rüyalarımda Afrika'ya gidiyorum.
Cezayir'deydim bir sefer.
Sıcaktı.
Alnımı bir kurşun deldi,
bütün kanım aktı,
ama ölmedim.
……………………………………………….
N. Hikmet
 
Gözlerimiz yollarda kaldı. Gelmek nedir bilmedi yaz. Isınsa havalar, şu yaşlanmaya yüz tutan kırılgan kemiklerimiz de ısınsa, ama küskün yaz bu yıl gelecek gibi değil. Dünyanın çivisi hepten çıktı yerinden. Amsterdam’da güneş “mah cemalini” hafiften de olsa göstermeye görsün, buraların insanının çehresinde; anında, tarifi zor, gökyüzüne doğru büyükçe bal tatlısı bir eğri. Boncuk gözler cıvıl cıvıl. Cafè terasları alabildiğine dolu. Gençler yüzlerini güneşe dönüp, mavi, yeşil, ela ve kestane gözlerini kırpıştırıp, altın saçlı kızlar etrafındakilere aldırmaksızın biçimli bacaklarını yakmak amacı ile eteklerini biraz daha yukarılara çekiştiriyorlar.
 
Memleketime de yaz geldi, deniyor. Hem de kavuran cinsinden. Lakin insanların teraslarda oturup, köpüklü biralar içeceği, genç kızların eteklerini biraz daha yukarı doğru kaldıracağı türden bir yaz değil bu elbette. Kış ve zifiri karanlığın kol kola girip, yeniden sökün ettiği bir yaz.
 
Her gün yürek yakan ölüm haberleri geliyor memleketimden! Ve yine karın ağrıtan; Vatan, Millet, Sakarya ve gırla mugalata!
 
Güneş yüzünü yukarıdaki mısralarda olduğu gibi gösterince, soluğu bendeniz de dışarıda aldım. Çok sıcak değil, ılık, ürpertmeyen bir hava. Geldiğim park, “ana baba günü” gibi cıvıl cıvıl. Her renk, ırk ve ülkeden çocuklar koşturuyor, bağıra çağıra oynuyorlar. Amsterdam’da kocaman bir gölü şefkatli kolları ile oğul-kız gibi kucaklayan, kocaman anne bir park burası. Adını ünlü şair ve tiyatro yazarı Joost van den Vondel’dan alan Vondelpark. Sokaklara, köprülere, yollara ve binalara, kendilerinin ve dünyadaki şairlerin, yazarların, müzisyenlerin, sanatçıların ve  bilim adamlarının isimleri veriliyor, bu parkta olduğu gibi. Böylelikle dünya insanlığına büyük hizmetlerde bulunanlar ölümsüzleştirilip, bir nebze de olsa vefa borçları ödeniyor.
Yıllardır istemim dışında uzağında olduğum memleketimdeki gibi, isimleri duyulduğunda insanların beyinlerinde travmalara yol açan, katillerin, katliamcıların, canilerin, diktatörlerin ve işkencecilerin isimleri verilmiyor bu güzelim yaşam alanlarına. İnsanlıktan nasibini iğne ucu kadar alamayan zalimlerin isimleri verilerek, nihayetinde yok olup, gittikten sonra da yaşatılıp, ödüllendirilip, yeni rütbeler takılmaya layık görülmüyor,  bu kanlı ellere sahip kişilikler.
 
Ve memleketimin dört bir yanına kapakları sıkı sıkıya çivilenmiş tabutlarda gencecik fakir-fukara çocuklarının parçalanmış cesetleri, mektup misali yollanmaya başladı yine!
 
Vondelpark Amsterdam şehrinin göbeğinde, şehrin akciğeri görevini gören, şipşirin bir rekreasyon alanı. Ah… Ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim ama sözünü ettiğimiz o havalar ısınmaya görsün, binlerce insan bisikletlerine, beyaz yeleli kır atlara atladığı gibi, sevgililer, yaşlılar, engelliler, çoluk çocuk ve o an zamanı imkan veren herkes buraya doluşuyor, oturuyor kalkıyor, dolaşıyor, spor yapıyor, cafèlerde oturup, kahve, çay, lal şaraplarını ve köpüklü biralarını yudumluyorlar. 1864 da hizmete giren park, 1996 yılından bu yana da, aynı zamanda bir sit alanı.
Göl hafif dalgalı. Kuğular ve yüzlerce ördek yüzüyorlar. Göle dalan yeşil başlı ördeklerde bir telaş sezilse de, kuğular gayet relaks, acelesiz ve güvenle su yüzeyinde aheste aheste süzülüyorlar.
 
Büyük çoğunluğu kırsal kesimden olan, gün yüzü görmeyen gençlerin anneleri yine bir hiç uğruna kırdırılan evlatlarına yürek dağlayan ağıtlar yakıp, feryatlarla ağlıyorlar yine! Madalyalar ile ödüllendirilmeye başlandı yoksullar sil baştan!
 
Karşıdan gelen kar beyazı kuğu süzüledururken, yarım metre ilerisindeki kuğuya kur yapıyor. Upuzun kıvrık boynunun bitimindeki biçimli gagalı kafasını sallıyor, dikkatini cezp etmeye çalışıyor ve olmadı biraz daha hızlanıp, gagası ile arkadaşını sırtından dürtüyor. Suda bir dalgalanma oldu. Gölün kenarındaki yedi yaşlarındaki çikolata renkli, kıvırcık saçlı kızın attığı ekmek parçası gelip, kur yapan kuğunun önüne düştü. Kuğu ekmeği kaptığı gibi, bir iki kulaç atarak arkadaşının yanına ulaştı. Ekmeği paylaşan iki sevgili uzun bükük boyunları ile büyükçe muhteşem bir kalp oluşturdular.
 
Daha çok genç can versin diye yapılan bombalara, duvarları dahi delen yüzlerce bilyeyi yapılan düzeneklere koymaya başladılar tekrar! Silah tüccarları daha çok kazanır oldu, rant çevreleri paralarını saklamak için yen zulalar arar oldular!
 
Kuğular kursaklarında, verdiği ekmeğin yenmesi ile mutlu olan, annesine mutluluk ile koşan kıvırcık saçlı çikolata kız için yaptıkları gösteriyi sonlandırıp, ayrıldılar. Aceleleri yoktu. Uzaklardan görünmez iplerle su yüzeyinde çekiliyorlarmış gibi süzülmeye devam ettiler. Güneş her renge boyadığı dalgalı saçlarını Vondelpark’ın sularında yıkadı.
 
Din adına Huri ve Nuriler verme kampanyaları başlatan, pis sakallı, iğrenç yaratıklar dolaşır oldu, insanlarımız arasında!
 
Ilıdı, biraz da olsa ısındı havalar. Huzur ve güven içinde insanlar. Görünümleri ve giyimleri güzel insanlar dolaşıyor Vondelpark’ta. Sorunlar yok değil elbette. Bir cennet de değil, lakin sorunların giderilmesi adına en küçük detaylar da düşünülmemiş değil. Isınmak gayesi ile Cezayir’e gitmeye gerek yok. Cezayir’in sıcağı da, dünyadaki islam adı altında hüküm süren, diğer ülkelerde olduğu gibi sıcak değil ve rüyalarda dahi pamuk bulutçuklara binip, gitmeye değmez artık.
 
Ve memleketimde alınları delen kurşunlar, fakir-fukaraların bütün kanını akıtıp, öldürüyor yine! Savaş uçakları kan kusmaya başladı yeniden! 
 
Isınsa, memleketimin insanlarının yürekleri iyice ısınsa. “Gayrık yeter.” Yaz gelsin, günlük güneşlik olsun artık.
 
Vondelpark’a alaca bir karanlık inmeye başladı. Kuğular, ördekler, eteklerini yukarılara çekiştiren sarı saçlı kızlar, eteklerini eski konumlarına getirip, evlerinin yolunu tutmaya başladılar. Göl ve park, ana oğul-kız baş başa kaldı. Gölün yüzeyine konan yağmur damlaları, var olan dalgalara küçük dairecikler ekledi.
 
Amsterdam, 26 Temmuz 2015
 
 
 
 
Toplam blog
: 102
: 447
Kayıt tarihi
: 17.12.10
 
 

Sevgili okuyucular; oluşturmaya çalıştığım bu blog vasıtası ile boş zamanlarımı değerlendirip, ço..