Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '08

 
Kategori
Deneme
 

Yaza yaza yaşamak

Acımasız bir somutlaştırma gibi gelse de yaşamda bekası daim olan tek eylem yazmaktır aslında. Bu eylemle başlamamış mıdır tarih, bu eylemle şekillenmemiş midir edebiyat? Dembedem yüreğinizi titreten, ellerinizi hoyratlaştıran. Hatta dilinizin varmadığı anlarda demeye umarsız düşlerinizi kaleminizin gizeminde dillenmez mi koskoca bir yaşam? O, nesilleri aşan bir mirastır dünyaya kalan... Şairin dediği üzere-Baki kalan bu kubbede hoş bir sada - iken o sadayı baki kılan da yazmak eyleminin ta kendisidir. Onun hüküm sürmediği yerde bir nefestir sadece yaşamak.Bir sestir tek bir nefesle ağızdan çıkan ve boşlukta yitip giden. Düşünsenize şairin mısrasından ozanın sazının teline yılları değil yüzyılları aşıp gelen bir değer...

Aşıkların yalnızca ağaçlara kazıdığı iki harfin bileşkesinden ibaret olsa da yazmak ya da doğum ve ölüm tarihleri arasındaki kısacık bir çizgiyle de anlatsa ömrü. İnsanoğluna lutfedilmiş mucizevi bir bağıştır İlahi takdirden . Orhan Velice kelimelerin kifayetsiz olduğunu düşündüğünüz anlarda bile Hızır olmuş yetişmiştir insana yazı.Çünkü her insan biraz yalnızdır kendi kabuğunda ve dönünce içselliğine baş başa kalmayı sever duygu alemiyle.

Hayatın içinde şu anı ve geçmişi somutlamalardan ibaret saydığımızda da tarihsel sürecimizden bu yana yazı, toplumları bir araya getiren , ortak kültür paydasını oluşturan en büyük değerdir. Kalıcı ve evrenseldir her şeyden önce.Yazılı dilin gelişmesiyle tarih somutlanmış, kültür yaşamımız gelecek nesillere aktarılmıştır. Dilin sadece sözlü varlığının yetersiz kaldığı noktalarda, kültürü nesilden nesile taşıyan, kuşaktan kuşağa aktaran olmuştur yazı.

Gelişimi her medeniyette çeşitlilik gösterse de amaç ortaktır: Kültür tarihine sınırsız bir taşıyıcı olmak. Bugünün kaynağı dediğimiz eylem, geçmişe de ışık tutan ve gelecek nesilleri de ışıtacak olan evrensel bir kaptır. Şiir, tiyatro, hikaye vb.yazı dilinin bu kabında kalıplanmış, yoğrulmuş ve yönlendirici olmuştur. Ayrıca yazının tarihsel, sanatsal, kültürel ve pek çok alandaki hakimiyet ve eğitimciliğinin yanı sıra bugüne geçmişi anlatan, geçmişten izler taşıyan bir ulak oluşu güncel yaşantıda da ana rehber vazifesi görmesi, yadsınamaz bir toplumsal hizmettir. Yaşamı kalıcı kılmanın ve somutlaştırmanın gelecek nesillere önemli kültürel miraslar bırakabilmenin birinci yolu yaza yaza yaşamaktan ve yaşayarak yazabilmekten geçer.

 
Toplam blog
: 174
: 269
Kayıt tarihi
: 20.11.08
 
 

Yazmak bir sevda ..