Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '16

 
Kategori
Tarih
 

Esrarengiz Bir Millet; Gürcüler

Esrarengiz Bir Millet; Gürcüler
 

Dünyanın en eski uygarlıklarını sayarken birçok uygarlık sayılırken nedense bir uygarlığın ismi nedense bilinçli olarak saklanır adeta unutturulur. Yaklaşık iki bin yıllık tarihleriyle özgün dilleri ve kültürleriyle dimdik ayakta olan tek uygarlık, bilinçli olarak tarih sahnesinde önemsiz bir uygarlık olarak gösterilen ve özellikle yokmuş gibi kabul edilen bir devlet var ve hemen Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan Gürcistan.

Bu bölgeden onlarca devlet gelmiş geçmiş, ancak büyük devletler bir bir yok olur, tarihleri hakkında hemen hemen hiçbir iz bırakmazken, Büyük İskender’den, Büyük Selçuklu Devletin, Moğollara, Bizans’a ve hatta Osmanlı’ya kadar tüm büyük devletler yok olmuş ancak örfü ve âdetiyle özgün alfabesiyle, kültürüyle özenle korunmuş bir uygarlık var ve adı da Gürcü Krallığı ve şimdiki adıyla Gürcistan.

Bu bölgede yaşamış onlarca devlete asırlara meydan okuyarak ayakta kalmayı nasıl başardıkları belli değil. Tıpkı Hazarların da tarihte Endülüs Emevi Devletiyle birlikte dünyanın en önemli kültür ülkeleri olmaları, aynı zamanda Hazarların saray ve çevresinin Yahudi olmasına rağmen Hristiyan ve Müslüman unsurlara kapısını açan ve devlet başkanının Cuma’yı Müslümanlarla, Cumartesi’yi Yahudilerle, Pazar gününü ise Hristiyanlarla kutlayacak kadar dünyada eşi benzeri görülmemiş bir demokrasi geleneğine ve saygı kültürüne erişmiş olan söz konusu medeniyet hakkında en ufak bir bilgi dahi olmaksızın, sanki bir anda tarihleriyle birlikte esrarengiz bir şekilde yok olan Hazarlar, diğer yandan İspanya’da tüm dinlere sınırsız hoşgörü sağlayan Endülüs Emevi Devleti bir anda buharlaşırken Gürcistan’ın dimdik ayakta kalması gerçekten de enteresan.

Yaklaşık üç asır süren ve Rusya on bin kilometre uzunluğunda ve beş bin kilometre genişliğinde bir coğrafyayı kontrol eden bir uygarlık nasıl olmuştur da bir anda yok olurken toplam nüfusu bir milyon civarında olan Gürcüler nerdeyse iki bin yıl varlıklarını muhafaza edebilmişlerdir.

Ruslar özellikle Türkî devletlerin dillerinde, dinlerinde, aralarındaki bağlarda ciddi bir oynama yaparak onları asimile eder, adeta “mankurtlaştırırken”, tüm bu kararları alan bir insandan söz edilir. Bu kişinin adı Stalin’dir. Stalin bir Gürcü olmasının yanı sıra Türk ve Müslümanlara SSCB’de en fazla zulmü yapan kişi olarak tarihe geçmiştir. Yaptığı katliamlar o kadar fazladır ki, devletin kurucusu Lenin’e adeta katliam konusunda rahmet okutmayı becermiştir. Stalin’in yirmi milyondan fazla insanı yok ettirdiğini, hatta Hazar Tarihini bilinçli olarak sıfırladığını, Hazar tarihini araştıran bilim adamlarını acımasızca cezalandırdığı söylenir.

Stalin 1947 yılında İran’da yapılan bir toplantıda Amerika ile danışıklı dövüş olarak boğazlara inmenin zamanı geldiği mesaj vermiş, Stalin’in blöfünden korkan Türkiye apar topar Amerika’nın yanında yer almıştır.

Dahası Rusya eski adıyla SSCB yine iki Gürcü tarafından son derece profesyonelce yıkılmıştır. Bunlardan biri EDWARD SWARDNADZE diğeri de Mihail Gorbaçov’dur.

Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri Kiril Alfabesi kullanırken, Gürcüler kendi alfabelerini kullanmaktadırlar.

Gürcü tarih yazıcılığında Gürcü alfabesini geliştiren kişi olarak Kral I. Parnavaz kabul edilir. Gürcü alfabesinin geliştirildiği tarih olarak kabul edilen zaman dilimi, MÖ 4. yüzyıl ile MS 3. yüzyıl arasında değişir. Hiç kuşkusuz Gürcüce çok eski tarihlerden beri vardı; ama Gürcistan eski çağlardan beri bir kültür bölgesiydi ve değişik halkların temsilcileri bu coğrafyada kendi dillerini konuşuyor ve kendi yazı sistemlerini kullanıyorlardı.

Gürcüler kendilerini Kartvelebi , ülkelerini Sakartvelo dillerini Kartuli olarak adlandırır. Efsaneye göre Kartvellerin atası, Kitabı Mukaddes’teki Yafet’in torunlarından Kartlos’tur. Strabon, Herodot, Plutarkhos, Homeros gibi Eski Yunan, Titus Livius, Cornelius Tacitus gibi Romalı yazarlar ülkenin doğusundakileri İberler (Bazı Eski Yunan kaynaklarında İberoi), batısındakilerini de Kolhlar olarak adlandırmışlardır.

Farsça’dan Türkçe’ye geçen Gürcü ve Gürcülerini Batı dillerindeki adının kökenine ilişkin iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki, Eski Yunan ve Latin kökenli, tarımla ilişkili anlamındaki georgicus sözcüğünden geldiğine ilişkin teoridir. Gürcü adının Aziz Giorgi’den türemiş olduğunu belirten kaynaklar da vardır. Bir başka olasılık ise, Eski Pers döneminde Gürcülerin GurcanGurc olarak adlandırıldığı ve Gürcü, Georgian gibi adların buradan türemiş olmasıdır.

Gürcüler, Rusya’nın seçkin sınıfını teşkil etmiş gizemli bir topluluktur. Rusya’daki durumları, tüm değerlerini ve kültürlerini korumaları ve etnik temizliğin bir Gürcü tarafından yapılması, en nihayetinde bir Gürcü tarafından devletin yıkılması, SSCB içinde Gürcüleri, Ruslardan dahi önemli kılıyor.

Tarih bize öğretilen bir kurgu olabilir. O kadar kitap ve o kadar sözde bilgiye rağmen. Dünyadaki sihirli eller, Hazarları ve Endülüsü bir çırpıda silip atabiliyor. Aynı şekilde Thomas More’un gerçekte Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ölümünden yaklaşık iki asır sonra yaşamış Karmatiler adlı topluluğun yaşam şeklini ta İngiltere’den bir yargıcın yani Thomas More’un Ütopya’sına dönüştürebiliyor.

Bildiklerimizin tamamının yalan olması büyük ihtimaldir. Tıpkı Türkiye’nin Güneydoğusunda bin beş yüz yıla yakındır Türk beylikleri, Devletleri, İmparatorluk Merkezleri olmasına rağmen Güneydoğu Anadolu pat diye tamamının Kürt ilan edildiği gibi. Artuklular, Anadolu Selçukluklar, Araplar, Büyük Selçuklular, Akkoyunlular, Karakoyunlular Kuzey Amerika’da devlet kurmuşlardı ya…

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..