Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '17

 
Kategori
Söyleşi
 

Yazar Fuat Uçar ile

Yazar Fuat Uçar ile
 

Fuat Uçar


Salihli Sektör Gazetesi Köşe Yazarı  Fuat Uçar :”İyi bir yazar olmanın en temel şartının iyi bir okuyucu olmak gerektiği kanaatindeyim”
 
SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?
 
FUAT UÇAR-  Merhaba! 1989 Manisa-Salihli doğumluyum. İlköğrenimimi Salihli'nin en küçük okullarından biri olan ama bir o kadar da sevimli olan Şehitler İlköğretim Okulu'nda, liseyi ise Salihli Lisesi'nde tamamladım. Lise eğitimim sonrası, Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü kazandım. Buradan sınıf birincisi olarak mezun olduktan sonra, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Eğitimine yine birinci olarak girdim.
 
SORU- Yazı yazmaya  ne zaman başladınız? O zamandan bu yana  duygularınız nasıl değişti?
 
FUAT UÇAR-  Yazı ve şiir yazmaya küçük yaşlarda başlamıştım. Ancak bunları kimseye gösterme eğiliminde değildim. Daha çok herkesten gizli olarak küçük küçük notlar tutmaya başlayarak yazmaya başladığımı söyleyebilirim. Tabii yazabilmek için öncelikle çok okumak gerekiyor. Okumak ile ilgili olarak, hayatımda çok önemli bir yeri olan İlköğretim 7. sınıftaki Türkçe Öğretmenim Gülsüm Korçam'a minnettarlığımı her fırsatta dile getiriyorum. Burada sizin vesilenizle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Gülsüm öğretmenim dersimize ilk geldiğinde defterimizin ilk sayfasına "İNSAN OKUR" yazdırmıştı. Bu andan itibaren kendimde bir şeyler değişmeye başladığını fark ettim. Kitap olsun, gazete olsun, dergi olsun bir şeyler okumadığım zaman suçluluk hissetmeye başlamıştım. Bu sözün hayatımda çok şey değiştirdiğini ifade etmek istiyorum ve buradan sizin vesilenizle Türkçe öğretmenim Gülsüm Korçam'a saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Yazmaya başladığım zamanlardan bu yana epey mesafe kat ettiğimi düşünüyorum. Şu an Salihli Sektör Gazetesi'nde Genç Kalem isimli köşemde köşe yazarlığı yapıyorum. Tarih Bölümü mezunu olmam ve bu alanda yüksek lisans yapmamla birlikte bilgi birikimimin artması sayesinde birçok yazımı tarihî açıdan ele alıyorum. Bunun yanında Edebiyat Haberleri adlı internet sitesinde de köşe yazarlığı yapıyorum. Edebiyat konularına ilgi duyuyorum.  Yine, yazılarım ve şiirlerim birçok dergide yayımlandı. Haliyle bu durum mutlu ediyor beni ve böyle de devam etmek istiyorum. Tarih Bölümü mezunu olmamın yanında okumaya ve yazmaya meraklı bir insan olarak edebiyat ve gazetecilikle uğraşmak ve bu alanlarda çalışmak bilgi birikimimizi artırmaya vesile oluyor. Bir alanda değil, birçok alanda başarılı olmak için uğraşıyorum diyebilirim kısacası.
 
SORU-Ailenizden bahseder  misiniz? Anne ve  babanız  ne iş yapar? Kardeşleriniz nerede  okur? Onların sizin bu çabalarınıza  bakış açısı nedir?
 
FUAT UÇAR-  Annem ev hanımı, babam ise işçi emeklisi. İlkokul mezunu olmasına rağmen babamın bilgi birikimine hayran olduğumu ve ondan çok şey öğrendiğimi ifade etmek istiyorum. Bir ablam ve bir ağabeyim var. Ailede, üniversite okuyan tek kişiyim. Ailenin en küçük bireyi olduğum ve üniversite okuduğum için ailemden her zaman destek gördüm diyebilirim.
 
SORU- Yazarken nelerden beslenirsiniz?
 
FUAT UÇAR-  Yazma eylemi çok yönlüdür. Her konuda yazılabilir kısacası. Ben de, gerek mesleğim yani tarihçi olmam gerekse edebiyat ve gazetecilikle uğraşmam sebebiyle yazılacak birçok konu bulabiliyorum. Bazen dikkatimi çeken ve mutlaka yazılması gerektiğine inandığım bir yerin tarihini, bazen yine tarihçi olmam sebebiyle konferanslar, sempozyumlar ve panellerde karşılaştığım manzarayı, yine bazen edebiyat ile ilgilenmeye başladığımdan beri şiir programlarına katıldığımdaki karşılaştığım güzel manzarayı, bazen başarılı bulduğum ve mutlaka tanıtılması gerektiğine inandığım kişileri yazıyorum ve neticede, genelde tarih, edebiyat ve gazetecilik ile ilgilenmem yazmama epey katkı sağlıyor diyebilirim.
 
SORU-Hangi tür kitaplar okursunuz ve  hangi yazarları beğenirsiniz?
 
FUAT UÇAR- Bu sorunuza da yine az önce bahsettiğim konulara benzer şeyler söylemek mümkün. Çünkü mesleğim gereği yani tarihçi olmam sebebiyle genelde tarih kitapları okuyorum. Yine roman ve şiir kitapları ise dinlenmeye çekildiğim zamanlar okuduğum kitaplar. Dinlenmeyi boş olarak değil de bu tür kitaplar okuyarak yapıyorum. Özellikle şiir okuduğum zamanlar gerçekten beni bir hazza ve doyuma ulaştırıyor ve beynimi dinlendiriyor. Yazar konusuna gelince, öyle bariz bir şekilde bu yazarı ya da şu yazarı okuyorum demek yanlış olacaktır. Bu sorunuzu "iyi yazan herkesi okuyorum." şeklinde cevaplamak istiyorum.
 
SORU-Bizde çok kişi yazar ama  okumayı çok az kişi yapar. Okumadan yazmak  ne kazandırır insana?
 
FUAT UÇAR- Yazar olduğumu bilen gençlerin, çocukların her zaman sordukları bir sorudur: ben nasıl yazar olabilirim? ya da siz nasıl yazar oldunuz? Ben de her fırsatta okumalarına önem vermeleri gerektiğini, çok okumadan asla iyi bir yazar olunamayacağını ifade ediyorum onlara. Okumadan yazmak, bilmeden bir şeyler yapmak demektir. Önce okuyup öğrenilecek, bilgi birikimi artırılacak ki yazma eylemi dediğimiz kavram anlam kazansın. Şimdiki gençler gerçekten okumaktan bihaberler. Neden az okurlar ya da hiç okumazlar? Çünkü okumanın verdiği o tadı bilmiyorlar. O tadı bir alsalar zaten kendilerini okumaktan alamazlar. Ben çevremde gördüğüm böyle hiç okumayan ya da az okuyan gençleri, çocukları bilinçlendirmeye ve okumaya teşvik etmeye çalışıyorum. Onlara kitaplar öneriyor ya da bizzat kitap alarak hediye ediyorum. Böyle durumlarda her birimize birçok görev düşüyor. Gençler, bilhassa çocuklar okumaya yönlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Ama tabii bu durum, kitap okuyor musunuz? Okuyun! gibi kuru ifadelerle değil, bizzat çocukla ilgilenip onun hangi kitaplardan hoşlanacağına dair, ona okumayı sevdirecek kitaplar araştırılmalı ve bulunmalıdır diye düşünüyorum.
 
SORU- Yazmak insana ne gibi hazlar veriyor? 
 
FUAT UÇAR- Yazmak insanı gerçekten rahatlatıyor. Kimseye söyleyemediklerini kaleme kâğıda anlatmak, derdini anlatacak birini bulmak demektir. Bu açıdan ben sık sık derdimi kalem vasıtasıyla kâğıtlara anlatıyorum. İçimi döküyorum onlara. Bazen yazdıklarıma gözyaşları da tanıklık edercesine kâğıtta beliriveriyor. Kısacası yazmak, insanı rahatlatıyor diyebilirim.
 
SORU-Yazarlıkta nereye kadar gelmek istersiniz?
 
FUAT UÇAR- İyi bir yazar olmak istiyorum ve hep bu anlamda ilerlemenin peşindeyim. Yapabildiğim, başarabildiğim yere kadar gitmek istiyorum, kısacası az önce de ifade ettiğim gibi iyi bir yazar olmak istiyorum. İyi bir yazar olduğun zaman, herkesin okuduğu, takip ettiği bir kişi hâline kendiliğinden gelinir diye düşünüyorum. Belirli bir yer belirlemedim açıkçası. Şu an yerel bir gazetede yazıyorum. Ulusal gazetelere geçmek istiyorum. İlk şiir kitabım tam çıktı, çıkıyor dediğimiz anda bazı pürüzler yüzünden çıkamadı. Kitap yazmak, köşe yazarlığı yapmak derken iyi bir yazar nasıl olunur onu araştırıyorum ve az önce de ifade ettiğim gibi bu yönde ilerliyorum.
 
SORU- Yazar olmak  okulda mı kursta mı yoksa hayatta mı öğrenilir?
 
FUAT UÇAR- Elbette her şeyde olduğu gibi bu konuda da okul, en büyük katkıyı sağlayacaktır. Ancak sürekli okuyarak, kendini geliştirerek ve bunun sonucunda -siz istemeseniz de- zaten onlar bir gün kâğıda dökülecektir. İyi bir yazar olmanın en temel şartının iyi bir okuyucu olmak gerektiği kanaatindeyim. İyi bir yazar, hatalarını kabul edip aynı hataları bir daha yapmamak için çaba göstererek, kendini yenileyerek ve geliştirerek olunur diye düşünüyorum. Bu konuda bazı örnekler vermek istiyorum. Okuduğum yabancı kaynaklarda yazarların, kitaplarındaki hatalardan kendilerini sorumlu tutup, okuyucularından öneri ve eleştirilerini esirgememelerini istemelerine tanık oldum. Bu davranışı -nedense- halen bizim yazarlarımızda göremiyorum. Yabancı yazarlar, hata yaptıkları takdirde aynı hatayı bir daha tekrarlamamak için çaba gösteriyor. Demek ki, iyi bir yazar böyle olunuyor.
 
SORU- İyi bir yazar olmak isteyenlere en son ne önereceksiniz? 
 
FUAT UÇAR- İyi yazar olmak isteyenler, öncelikle dil bilgisi kurallarını çok iyi bilmelidirler. Bu sayede dilimizi iyi kullanmak, anlatımı güzelleştirecek ve bozmayacaktır. Bu sorun da, aslında yine okuma ile aşılabilir. Bu vesileyle son kez vurgulamak gerekirse, görüldüğü gibi iyi bir yazar olmanın en temel şartı okumaktır, hem de çok okumaktır.
 
Çok teşekkür ederim. Güzel bir röportaj oldu.
 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..