Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '18

 
Kategori
Blog
 

Yazar Olmak

Yazar Olmak
 

ÖNSÖZ
Alarm kurmadan uyandığım bir Pazartesi sabahından herkese günaydın. Bu hafta yıllık izindeyim. Hayatın koşturmasından zamansızlığı bahane ederek yapamadığım ne varsa bu 1 haftada yapmaya niyet ederek başladım güne. Öncelikle yazmak...

Çocukken, Konfüçyüs'ün 'Sevdiğin işi yaparsan, ömrün boyunca çalışmış sayılmazsın!' sözünden çok etkilenmiştim. Bu sözü duyduktan sonra büyüyünce bir Kitap&Cafe açmak ve kendi el yazımla kitaplar çıkarmak en büyük hayalim olmuştu. Bu hayali kurmamda annemin kendi işi dışında hobi olarak şiir kitapları yazması ve her hafta Pazar günleri beni Moda'ya şiir toplantılarına götürmesinin etkisi oldukça büyüktü. Bu toplantılara sürekli katılan yazarların bir çoğunun bu işi tamamen gönül işi için yaptığını, bu işten para kazanabilmenin çok uzun ve meşakkatli bir yoldan geçtiğini anladıktan sonra para kazanamamaktan korkmuş olmalıyım ki, yazmanın ana hayalim değil yan hayalim olması gerektiğine karar vererek bankacı olmuştum.

Evimizin temel kurallarından biri de birbirimize kızdığımızda mektup yazmaktı, annem böyle öğretmişti. Öfkeliyken ağzımızdan çıkan sözleri kontrol edemeyebilirdik ama yazmak bize karşımızdakine anlatmak istediğimiz şey için düşünme süresi tanırdı. Böylece kendimizi de doğru ifade etmiş olurduk.

Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan 'iletişim bozukluğunun' en temel sebeplerinden birinin, insanların yazı yazmamalarından kaynaklandığı düşünüyorum. Çünkü yazı yazabilmek; düşünebilmeyi ve kendini güncel tutabilmek için beraberinde okuma alışkanlığını da getiriyor. Okuma alışkanlığı öğrenmeyi, öğrenmek cahil kalmamayı, cahil kalmamak beynimizin körelmemesini...

Geçtiğimiz ay 31. yaşıma bastım ve en yakın arkadaşlarımdan birinden ömrümün sonuna kadar unutamayacağım bir hediye aldım. Bir defter ve bir kalem. Defteri açtığımda ilk sayfaya kendi el yazısıyla şunları yazmış:
"Hepimizin kendi öyküsünü yazdığı şu hayatta, güç bulup cesaret edip kendi öykünü kaleme dökme zamanın geldi. Bu hikayede ilk adım benden olsun, yazmak için hala ne bekliyorsun?, Hadi!"

Sevgili Merveciğim bu hediyenden sonra mutluluktan ağlattın beni. Gerçekleştiremeyeceğimi düşündüğüm çocukluk hayalimi başarabileceğim konusunda bana inanıp, tekrar yazmaya teşvik ettiğin için sana minnettarım. Sayende kendimi gerçek bir yazar havasına sokup, yanımda duran frenchpressim ve evimde çalan beethoven eşliğinde yazıyorum bu ilk bloğumu...

Sevgili Anneciğim herzaman yazmamı çok istediğini biliyorum. Bu sabah sana yazı yazmaya başlayacağımı söylediğimde, 'sana inanıyorum, yapabilirsin.' mesajının bu ilk bloğumu yazabilmemde büyük etkisi oldu. Hiçbir zaman başarılarımla seni sevinçten ağlatacak bir evlat olamadığımı biliyorum ama kendi isteğimle senin yolundan gitmemin seni de mutlu edeceğini düşünüyorum.

Ve sevgili tecrübeli blogerlar, bugün cesaret edip adım attığım yazma yolunda kendimi geliştirmem için yorumlarınıza her zaman ihtiyaç duyacağımı söylemek isterim. Benimde sizlerle paylaşmayı çok istediğim hikayelerim var. İzin verin hoşgeleyim aranıza...

Sevgiler,

Gizem Gülru Kalaycı

 
Toplam blog
: 15
: 340
Kayıt tarihi
: 10.09.18
 
 

Gizem's Diary ..