Yazarlar arttıkça, lay-lay-lomcular da arttı!

BUNLARI...

& “Vefakar BM’un cefakar emekçileri”  tabirinin, Osmanlı döneminin  “teşkilatı mahsusa “ der gibi  ürpertici çağrışımlar yaptığını, bu tabir etrafında toplanıp birbirlerine blog paslayanların, şimdiye kadar köşeyi döndüklerinin de görülmediğini,

& Hem vefekar, hem cefekar gibi  özverililik isteyen bu amblemden ne anlaşılır bilemediğimizi, ama, gölgeliklerden de  ses verdiğini

& Ruhi tatminsizliklerle uğraşa uğraşa, özgüveni de kaptırınca “siddi baba tekkesine” dönen hayatlarına,  "blog atmosferinden"  itibar için medet umanların, buradan nemalanarak kuyruğu dik tutma çabalarını ibretle gördüğümüzü, piyasada takınacak  " yüz"  bırakmadıklarını ve de başı çektiklerini,

& Blog kategorilerinde sahipsiz kurşun gibi dolaşanların tutarsızlıklarının, yine ibretle seyredildiğini

& Her Allahın günü aynı kapıyı çalarak akılları sıra yoklama macunu çekerek prim yapmağa çalıştıklarını,

& Eski blog’cularımızdan Sevgili Pirmete’nin, Almanya’dan döndükten sonra, şimdi Taşucu taraflarında sakin bir koyda tatil yaptığını ve, müthiş bir MB’ okuyucusu kesildiğini,

& Aynı Pirmete’nin, sorumuz üzerine, MB’un perspektifini, tarafsız gözlemci olarak şöyle çizdiğini, (Kendisinden izin alınmıştır)

& “ MB’da müthiş bir okuma oranında düşme var. Yazarlar çoğalınca, ona paralel olarak lay-lay-lom’lu yazılar da arttığından, okuyucunun ilgisi dağınık oluyor. Aralarında da, değerli yazılar kaynıyor tabi. Kalite kontrolü olmadığından, önüne gelen uzun uzun, içi boş yazılarla sayfa doldurup, vakit alıyor. Milliyet Blog, müthiş bir ortam. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, alternatifi de yok. İşte burası enteresan. Okuma oranı dibe vurmuş vaziyette. MB İdaresi, yeni yüz’ü dayattığı için iyi kalemlerden ayrılanlar oldu. Yeni bir cep telefonu alındığında, onun çeşitli teknolojik  özelliklerini nasıl öğreniyorsak, yeni yüzü de  öğrenip kabullenmeliydik.  En önemlisi, editörler, lay-laya-lom’lu yazıları öne çıkardılar, kaliteye  zararlı oldular.” diye dertlendiğini,

& Ümit Culduz’un Çamsarıya , dört dörtlük bir cevapla “ Gerçekten de sizin gelişim doktorlarına ihtiyacınız var” dediğini, “acaba ne demek istedi?” diye de içimize kurt düştüğünü, eski memur olarak bu işi çözemediğimizi,

& Çamsarı’ya, en güzel cevabın, Amerika’sından geldiğini. Çemişgezek ilkokul çıkışlı Sevgili Newyorker’e göre, “eskilerden “bilog bilgesi” vardı, şimdi yok.”  diye yazıp “o’nun yerini dolduruyorsun galiba dediğini, o “BİLOG bilgesinin BLOG Mollası Pirmete olmasın sakın” diye de içimizden geçirdiğimizi,

& Aliağa blog gecesinin tadının damaklarda kaldığını, Sonbahara doğru bir yenisinin tertiplenmesinin arzu edildiğini,

& İdare ile yazışma yaparken sakın ola ki “ Sayın Baylar” diye başlık atmamanızı, zira cevabının   “"Aramızda sadece bay yok, bayanlar da var!” şeklinde verildiğini,

& MB.Haftalık bülten'in, 15 günde bir mi yayınlacağının müphemiyetini koruduğunu, mahallemiz Muhtarı ve de MB' Bültenlerinin kolleksiyoncusu İlyas Bayram'a göre,  yarınki Cuma itibariyle aradan  15 gün geçtiğini,

& Blogların yeni üyelerinin, ilk yazılarının uzun uzun bekletilerek " heyecan toto" oynandığını, yakınen şahit olduğumuz duruma göre, çok alengirli bir yazı olmamasına rağmen, o yazının geçtiğimiz Pazar'dan beri hala daha beklemede bulunduğunu, "bekleyen derviş, muradına ermiş" diye teselli  olunduğunu,  yüce takdir idaremize ait olmakla beraber, bu takdirin "tekdir'e" dönüşmemesi gerektiğini hatırlattığımızı,

BİLİYOR

MUYDUNUZ?