Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '16

 
Kategori
Güncel
 

Yazarlar ölmez

Yazarlar ölmez
 

 Yazı insanlığı geçmişten bugüne getiren, bugünden geleceğe götüren en önemli araçtır. Her ne kadar görsel resmedilen ve heykelleştirilen birçok belge bulunsada tarih yazı ile başlar. Dünyada bugüne kadar elde edilen bulgulara göre ilkyazı Sümerler tarafından bulunan ve kullanılan çivi yazısıdır. İçinde birçok Türkçe kelimeyi barındıran Sümer çivi yazıları insanlığa bugün bile ışık tutacak eserlere ve bilgilere sahiptir.  

Söyle bir düşünelim yazı ve yazarlar olmasa ne yapardık. Herhalde taş devri insanlarından öteye gidemezdik. Kendimizi anlatamazdık, düşünemezdik, geliştiremezdik yaşadığımız alanların bir adım ötesine gidemediğimiz gibi geçmiş ve geleceğin hesabını bile yapamazdık. İnsanın doğasında çevre ile iletişim kurma, düşünme, anlatma, değerlendirme ve geliştirme güdüsü vardır. O nedenle mağara duvarları ile başlayan süreç yazının bulunması ile farklı bir boyut kazanmış, birileri yazarken, birileri de okumaya öğrenmeye, öğretmeye ve daha iyisini yapmaya gayret göstermiştir.

Sümerlerle başlayan dönemden itibaren kütüphanelerin kurulması ve geliştirilmesine özen gösterilmiştir. Tarihin bu ilk dönemlerinden itibaren yazarlar ve eserleri başta yöneticiler kadar halk içinde bilgi kaynağı olarak kullanılmıştır. Her dönemde yazarlar saygı görmüşler ve desteklenmişlerdir. Yaşadıkları çağa göre eserler üretmişler, bizlere yaşamadığımız dönemleri tanıtmışlar, yaşatmışlar ve deneyimleri aktarmışlardır. Bizlerin yaşamına renk kattıkları gibi adeta ölümsüzlüğün bilgeliğini yakalama fırsatı vererek geçmişten bugüne tarihin karelerinde yaşama fırsatı vermişlerdir.

Görüşü ne olursa olsun her eser değerli ve önemlidir. Tarihin ilk dönemlerinden bugüne kadar üretilen her yazılı eserin doğru olduğunu kabul etmek mümkün değildir. İnsanoğlu yaşadığı dönemin şartlarında, içinde bulunduğu ortamda taraflı veya tarafsız eserler üretmiştir. Karşıt yazarlar birbirleri ile tartışmalar yaratan eserler üretmişlerdir. Bu tartışmalar ışığında daha iyi eserlerin üretilmesi mümkün olmuştur. Her çağ bir sonraki çağa birikimlerini her yönü ile taşımıştır.

Tabii tarih sahnesinde bazı liderler ve yöneticiler lehlerine yazan yazarları tercih ederken beğenmedikleri yazarları engelleme ve eserlerini yok etme yoluna başvurmuşlardır. Savaş dönemlerinde kütüphaneleri bile yıkıp yok ederken, bazıları da her türlü esere sahip çıkmış, barışta da savaşta da dünya kütüphanelerinden bile eserler toplatmıştır. Özgür düşünceye saygı göstermişlerdir, değerli yazarların ortaya çıkmasına zemin hazırlamışlardır. Çağa damga vuran ve bugünlere kadar ulaşan eserlerin üretilmesine fırsat yaratmışlardır. Toplumun eğitimine ve geliştirilmesine önem vermiş, güçlü imparatorluklar ve devletler kurmuş, tarih sahnesinde iz bırakacak şekilde uzun yıllar gücünü korumuşlardır.

Yazarlar dili zenginleştiren çağını güzelleştiren, bizleri düşünmeye, değerlendirmeye ve aklını kullanmaya yönlendiren insanlardır. Her ne kadar yazan insanlar engellense ve eserlerine karşı çeşitli yasaklar konsada, yakılıp yok edilsede, zindanlara atılıp, öldürülsede yazdıkları bir eser, onu okuyan bir insanın aklında kalan bir cümle yazarı geleceğe taşır ölümsüz kılar. Çağlar öncesine ait bedeni toprak olan bir yazara ait okuduğumuz en eski bir eser bile bize yeni ufuklar açar. Geçmişi geleceğe taşır. İyiyi ve kötüyü uzun bir tarihsel süreç içinde değerlendirme fırsatı yaratır.

Yazarlar özgürlük demokrasinin göstergesi, insanlığın güvencesidir. Baskı dönemlerinde yazarlar çeşitli şekillerde engellese de düşünceye set çekmeye engel olunamamıştır. Doğru düşüncenin bulunması, yazarların görüşlerindeki yanlışlıkların düzeltilmesi, karşı tezlerin üretilmesi, eğitimli ve doğruları görme yeteneğine sahip bir toplum ile mümkündür. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında haberleşme ve bilgi değişim hızının her geçen gün geliştiği bir süreçte daha araştırıcı, aklını kullanan, bilgili, doğruyu ve yanlışı anlayacak ve değerlendirecek insanlar yetiştirilmesine ihtiyaç vardır. Tarih boyunca en güçlü kralların döneminde bile yazarların eserlerini yakmak, yok etmek, cezalandırmak çözüm olmamıştır. Onca iktidarlar gelmiş geçmiş, bedenler toprakta yok olmuş, ama yazarlar ve eserleri her zaman yaşamış ve yaşatılmıştır.  Yazarlar ölmemiş, her zaman kalıcı izler bırakmışlardır.  

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..