Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yazarlık seminerine kabul edilmedim!!!

Yazarlık seminerine kabul edilmedim!!!
 

Kalem en iyi dost, yazılarla ortaya çıkan karanlıklar, gerçekleşen arzular, nesnel bakış ayrıcalığı, kendini ve diğerlerini net görebilme esnekliği... Kalem bunları sağlıyor. Yazmak, büyük zevk!

Kendimi yeterli bulmadığım için "Yazarlık Seminerine" katılmaya karar verdim. Bu kararımı gazetede gördüğüm bir ilan tetikledi. Kalbim pır pır atmaya başladı, düşüncesi bile beni çok heyecanlandırmaya yetmişti.

İlanın verildiği vakıfa gittim, çok önemsediğim, değer verdiğim, 24 Ocak 1993 günü aşırı yağmurun altında yürüyerek vedalaştığım, büyük insan, korkusuz, yılmaz kişi Uğur Mumcu'nun adına kurulmuş bir yerdi burası. Farklı seminerler açılıyor, Felsefe, sinema ile ilgili!!!

Ben yazarlık seminerine katılmak istedim, form doldurdum, yazılarım nedeniyle tazminat davası açıldığından da bahsetmek istedim. Dürüst, korkusuz olacaksak, her şey net ve açık olmalıydı diye düşündüm. Korkularla sindirilemeyiz, düşüncelerimizi açıklamaktan, inandıklarımızı dile getirmekten vazgeçmeyiz!

Uğur Mumcu gerçekleri araştırdığı için, bazı çevrelerin karanlığını aydınlattığı için, inandığı şeyler adına arslanlar gibi mücadele verdiği için öldürüldü!

Seminere katılmak için form doldurdum, ekte "İstanbul'da Bir Başkentli" yazımı sundum ve 19 Ekimde başlayacak olan seminerin hayali ile haber beklerken, çalıştığım yere bir telefon geldi, bir bayan çok nazik bir biçimde "Seminere katılma isteğiniz olumsuz karşılandı, katılamayacaksınız" dedi!!!

Birdenbire kaynar bir suya atılmış ıstakozun tepkisi ile "neden?" diye sordum. Bayan" ben yalnızca sonucu bildirmek için aradım, bunu bilemem" dedi!

Peki hedefi, amacı açık, dürüst ve net olan bir vakıf, bana hiçbir gerekçe göstermeden sadece reddedildiniz o kadar dedi ve açıklama yapmadı. Neden?

Bana açılan tazminat davasının hiçbir dayanağı yok, iftiralar ve açgözlülük kimseye bir şey kazandırmaz; ama adalet sistemindeki açıklardan içeriye giren virüsler kendi sonlarını hazırlar. Tarih boyunca bu böyle olmuştur. Mazlumu cezalandıramayız; güneşi çamurla sıvayamazsınız, çünkü doğru olan, haklı olan er veya geç alnı açık, başı dik parlayacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk, çok zulüm görmüştür, engellenmiş, reddedilmiş, mahrum edilmeye çalışılmıştır, ama O hiç yılmadan Türkiye Cumhuriyetini kurmuş, sonsuza kadar gönüllerde, aydın zihinlerde yaşayacak olan yenilmez bir liderdir.

Ben öğretmenlik yapıyorum, göçmen bir ailenin ferdiyim, aslımız Osmanlıdır, babam kosovadan göçmüş Türkiyemize; bayramlarda, özel günlerde daima bayrağımız dalgalanır evimizden, çalışkan, namuslu, dürüst insanlardır; kimsenin malına mülküne göz dikmeden yaşayan, haysiyetli, iyi ahlaklı insanlar. Babamı kaybedeli dokuz yılı geçti, mekanı cennet olsun. Para, siyasi güç, tazminat davalarıyla yıkılmayacak erdem ve terbiyeyi aldık. Zorunlu hizmetimi Van ilimizde yaptım, dört yıl boyunca hizmet ettim devletime, halkımıza. Çok değerli öğrencilerim, dostlarım oldu bu sürede. Tek isteğim biraz sağduyu, adalet... Acaba çok şey mi istiyorum?

Olumsuz yanıt, red!!! Peki eyvallah; ama nedeni yok mu? Aşık Veysel'in dediği gibi sormazlar mı "Sen altınsın, ben tunçmuyum? Gerekçeni söyle açıklamanı yap, canın sağolsun, varsın reddedileyim.

Yargılamak istemem, sorguluyorum sadece; "neden?" diye soruyorum. Beni seminerinize kabul etmeyecek neden nedir? İnternetten bunu hep sordum, yanıt yok!

Milliyet'e çok teşekkür ederim, bana bu yazma fırsatını verdiği, hoşgörülü, nesnel, adaletli olduğu için, burada Milliyet Blog Sitesinde olmaktan gurur duyduğumu bir kez daha tekrarlamak istiyorum.

Şu üç günlük dünyada bir parçacık sevgiyi, ilgiyi, dostluğu esirgeyenlere selam olsun diyor, Yunus Emre'nin dizeleriyle yazımı tamamlıyorum "Bilmeyenler neyi bilmiş, bilenlere selam olsun.

Canınız sağolsun!!! Acı patlıcanı kırağı çalmaz, biz susmayacağız, korkmayacağız, yılmayacağız!!!

 
Toplam blog
: 258
: 2037
Kayıt tarihi
: 09.11.06
 
 

Ben İngilizce öğretmenliği yapan yurdum insanıyım. Yalnız öğrencilerim yetişkin arkadaşlar. Devlet m..