Yazık değil mi İstanbul'a ?

İstanbul'da yaklaşık 1353 adet gezici fabrika bacalarından kara dumanlar çıkararak her gün caddelerimizden geçiyorlar dersem şaşırırsınız değil mi? Maalesef "İkarus" marka, sözde İstanbul'un toplu taşıma sorununu çözmek için alınmış ve artık egzoslarından her türlü zararlı gazı kusarak İstanbul'un caddelerinde salına salına gezen bu otobüsler çevrelerine zarar veren fabrikalar gibi zaten sanayileşme ile oksijen'e yabancı kalmış İstanbul'un havasını iyice zehirleyip duruyorlar.

İşin en kötü yanlarından biri ise bu otobüsler duraklarda beklerken yaklaşık on dakika öncesinden çalıştırılıyor ve bekleyen yolcuların zararlı gaz ihtiyacı karşılanıp, durak uzun zaman yoğun gazlarla kabusa çevriliyor. İstanbullu da sanırım bu gazları artık sevmiş olmalı ki bir Allahın kulu şöförlere; "Kardeşim hiç olmazsa yolda giderken zehirlenelim, beklerken motoru çalıştırma " demiyor. Şahsen bir defa Eminönü durağında aynı anda çalışan 5-6 "İkarus" tarafından zehirlenmek üzere iken şöförün birine böyle bir uyarıda bulunduğumda; "Araç motoru ancak ısınıyor" yanıtını alınca böyle bir uyarının da çok işe yaramayacağını anlamış oldum.

Genelde büyükşehirler toplu taşıma araçlarını eskidikten sonra bazı gariban Afrika ülkelerine satarlar. Ben şundan da eminim ki bu otobüsleri bir Afrika ülkesi de tercih etmeyecektir. Saygılarımla...