Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '11

 
Kategori
Futbol
 

Yazık oldu Fenerbahçe'ye...

Yazık oldu Fenerbahçe'ye...
 

Süper Lig bugün yeni sezona başlıyormuş... Bu yıl kimler iddialı, şampiyonluk yarışına hangi takımlar katılacak, transferde hangi takımlar, kimleri aldı, bunlar beni hiç ilgilendirmiyor.

İçimde ne bir heyecan, ne bir sevinç, ne bir arzu, ne bir mutluluk, ne bir beklenti... Sanki üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi...

Bilmiyorum, Fenerbahçe’ye gönül veren bütün taraftarlar benim gibi mi düşünüyor ama, benim için futbol heyecanı bitti desem yeridir.

Daha önceki yazılarımda da dile getirmiştim, ben takım kazanınca sevinen, yenilince üzülen bir Fenerbahçe taraftarıydım. “Fanatik” olduğumu söyleyemem. Başka takımları tutanlar için zerrece kalbimde bir kötülük taşımam mümkün değil..

Sonuçta insanlar, spor dallarından biri olan futbolu, zevk için, renklerine gönül verdikleri takımla birlikte severler diye düşünüyorum. Buradaki takım sevgisi, tamamen psikolojik olarak insanda şekillenen bir duygudur.

Bazı renkler bazı insanlara cazip gelir, bazıları bir takım renkleri sevmezler, onları görmekten bile hoşlanmazlar.

Kimi oturduğu semti veya şehri temsil ettiği için bir takıma karşı sempati duyar. Ama bu kısmen etkilidir. Yoksa Galatasaray’da oturan (hatta okuyan)lardan hiç Fenerli çıkmaması, Kadıköy’de (Fenerbahçe’de) başka takımın hiç taraftarı olmaması, Trabzon gibi bir şehirde diğer kulüplerin adının bile anılmaması gerekirdi.

Kazandığı şampiyonluklara, aldığı kupalara göre takım seçen taraftarlar da vardır. Ama başarı da insanların takım seçmesinde kısmen etkilidir. Eğer öyle olmasaydı, Ligde şampiyonluk kazanamamış takımların hiç taraftarı olmazdı.

*****

“Ölmeye ölmeye geldiiiik” diye nara atanları ben “taraftar” olarak kabul etmiyorum. Onlar içlerindeki canavarlık duygusunu legal hale hetirmek isteyen ruh hastalarıdır.

Takımının başarısından sevinç; başarısızlığından da üzüntü duymakla, yenilgiyi bir matem, yenmeyi mutlak bir zafer havasına dönüştürmek, hele de bu yüzden birilerine zarar vermek arasında herhangi bir bağlantı olamaz.

Eğer hiç yenilmeden sürekli bir takımı yeniyorsak, o zaten rakip bile sayılmaz. Yenilme ihtimali varken yenmek değil midir başarının adı?

Aklı başında her insanın davranışlarındaki ölçü, kendisine yapılmasını istemediği bir hareketi, başkalarına da yapmamaktır.

Bir deplasman maçında ezeli rakibinizi yenmişsiniz. Bundan güzel mutluluk olur mu?

Bu sevinçle yolda giderken birileri gelip sizi dövüyorlar, arabanıza zarar veriyorlar, sevincinizi kursağınızda bırakıyorlar... Hiç tasvip edilebilecek bir olay mı bu?

O zaman aksi bir durumda da siz böyle bir yanlışı yapmayacaksınız... Neyse, ne kadar mantıklı gerekçeler de sunsak, hasta ruhlu kimselerin fanatik hareketlerini elbette engelleyemeyiz.

Zaten şu anda daha büyük bir derdimiz var. “Şike” dedikleri, sporun ruhunu kirleten bir pislikle karşı karşıyayız. Her ne kadar mahkemelerden kesin bir sonuç çıkmamış olsa da, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde oynamasını engelleyecek kadar ciddi bir durum söz konusu.

Gerçi bu engel konmamış olsa da, değil mi ki, kulüp başkanımız ve bunun yanında bazı yönetici, oyuncu ve ilgili kişiler, bu konuyla ilgili göz altına alındılar, bir kere damgayı yedik ve lekeyi alnımıza sürdük.

Bu artık geri dönüşü olmayan, temizlenmesi imkânsız bir kirliliğin resmidir.

*****

104 yıl öyle kolay geçmiyor. Zaten bugün bir kulüp kursanız 104 sene sonra büyük bir takım olacak diye bir kural da yok. Sizin anlayacağınız öyle kolay kolay “Fenerbahçe” olunmuyor. 104 yıllık bir çınarın köküne kibrit suyu döktüler... Hem de kimler? Bizim kendi yöneticilerimiz...

Kızdığımız, beğenmediğimiz, karşı çıktığımız, hatta yerine göre küfrettiğimiz rakiplerimiz değil, kendi içimizden yetiştirdiğimiz, kulübe faydalı oluyor diye sevdiğimiz, bize şampiyonlukar yaşatıyor, tesisler kuruyor, değerimizi artıyor diye bağrımıza bastığımız kişiler bunlar.

Asırlık çınarımızı yerle bir ettiler. Keşke hiç tesisimiz olmasaydı, hiç şampiyon olamasaydık da sadece “Fenerbahçe” olsaydık.

Yazık oldu Fenerbahçe’ye, Fenerbahçeliler’e, futbolu zevk için sevenlere, sarı-lacivert renklere gönül verenlere...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..