Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '16

 
Kategori
Blog
 

Yazılarımı okumayanları okumuyorum, bir bilseniz neden?

Yazılarımı okumayanları okumuyorum, bir bilseniz neden?
 

Bende manyak bir huy var, biri bana gülümsemeyince selam vermiyorum; istenmeliyim. Yukarıdaki başlık çok itici ve sanırım insanlar karaktersiz olduğumu düşünür.

Sitedeki yazarlar “Benim yazımı okumuyorsa ben de onun yazısını okumam” diyorlar ve kendilerince haklılar. Ama yazı okumak karşılıklı alışveriş değil; bir yazarın yazılarına ilgi duyar ve okursunuz.

Bende de işte bu ince düşünce var ”Önce insanlar beni beğensinler/yazılarımı okumak istesinler, benim onları okumam kolay, beğenmesem de okurum. Burada kriter “o kişinin beni isteyerek okuyor olması”

Tabi yani kişinin yazısını okudum ama o beni okumak istemiyor, bu durumda onu zorlamış oluyorum ki ben hayatta hiç kimseye (buna muktedir olsam bile)istemediği bir şeyi yapmam, yapamam. Kimseyi yazılarımı okumak mecburiyetinde bırakmak istemem. Gerçekten beni okumak isteyecek. Çok okunan bir yazar değilim, eskiden çok okunuyordum ama artık nal topluyorum. Tabi bunda başlıkta anlattığım düşüncenin etkisi var.

Beni okumayacağını düşündüğüm kimseleri okuyorum. Ayrıca ilgimi çeken yazarları beni okumayacağını düşünsem de okurum. Hiç kimsenin benim yazımı okudu ben de onun yazısını okuyayım diye düşünmesini istemiyorum.

Ben okuduğum her yazıya yorum yaparım, yorum yapmamışsam okumamışımdır. Yani böyle bir yol izlememin nedeni önce insanların bana ilgisini görmek istemem. Beni gerçekten okumak istemeyen yazısını okudum diye yazımı okumasın, ben de devam etmem, aramızda onun istemediği bağlantı kurulmamış olur.

Ters düşünceleri neden fazla okumuyorum? Ters olduğu için değil, beni değiştirmeye/düzeltmeye çalıştıkları için. Tanıyanlar bilirler, ateistten dindara kadar her görüşe açığım; çünkü zaten ben kendim öyleyim; 360 derece bakış açıma IŞİD (kelle kesen haliyle)bile girer. IŞİD’i bile haklı bulmaya çalıştığım yazılarım vardır.

Yazdığım yazılara bakarak özellikle hanım yazarlarımız “ böyle yazan bir adama güvenilmez” diye düşünüyor olabilirler. Haklılar, çok dürüst değilim ki zaten olmak da istemiyorum(yapıma ters, ben melek-şeytan karışımıyım) lakin karşıdaki gülümsemeyince selam bile vermekten çekinen karakter özelliğim önemli. Bana biri git dediği zaman siz oradan gidersiniz ben onun hayatından giderim.

Beni okuyanlar yazılarıma ilgi duyanlardır, yazdıklarımı okunmaya değer bulanlardır. Benim için önemli olanlar bunlardır. Yazılarım düzensiz ve sıkıcıdır, bazen ben kendim bile okurken uyuyorum. Ama yazmaya çalıştığım düşünceler konusunda aynı şeyi söyleyemem, çoğu doğru ve gerekli fikirlerdir. Neşeli yazı da yazabilirim ama zaten arkadaşların çoğu yazıyor, ben de fikir ağırlıklı yazayım. Ama lütfen bana gramer kurallarına göre yazmamı istemeyin; çünkü ben yazar olmak istemiyorum, sadece fikirlerini yazan biriyim.

Bazı arkadaşlarla aramız bozuldu. Nedeni onun bana istediği gibi yorum yapmasına izin verdiğim halde ben istediğim gibi yorum yapınca kızdılar bırakıp gittiler. Ben çok geniş bir insanım, küfür hakaret olmasın istediğinizi yazabilirsiniz. Yazılarımın saçma olduğundan tutun ki kafayı yediğime kadar. Ben böyle şeyleri aştım ama karşımdakiler aşmamış, anlaşmazlık bundan oluyor. Ben okyanusum onlar göl, okyanus ile göl anlaşamaz tabi.

Yazdıklarım kendi düşüncelerim olmayabiliyor (yani onaylamıyorum) ama birileri böyle düşünüyor onları yansıtayım diye yazıyorum ortalık karışıyor. Bin türlü insanı anlatınca böyle oluyor. Yazıma bakıp herkes benim böyle düşündüğümü sanıyor, ilgisi yok, adamı boğasım geliyor ama işte şeytanın elçisi olunca şeytanı da yazmak zorunda kalıyorsunuz!

Beni en iyi anlatan ifade “bıçak sırtı” Yani bende doğru ile yanlış arasındaki fark pamuk ipliği kadar. Herkesi kendisine göre anlatmanız gerekiyorsa böyle olmak zorundasınız. Günah işe yaramaz demişimdir, IŞİD’i övmüşümdür, ipe sapa gelmez neler neler demişimdir. Ama işte bu ipe sapa gelmez dediklerimiz bazılarına (marjinal gurup ve kişiler, istisna, farklı, aptal vs)hitap ediyor olmalı ki özgür davrandığım yazılar daha fazla okunuyor.

Klavyem sivri dilimin kemiği yok, her şeyi söylerim, iyi ki kontrol eden var değilse çoktan sevdiklerimin yanındaydım. Yani tehlikeli biriyim. Böyle olduğu halde yüzsüz ve utanmaz halim nedeniyle “neden ben güvenilir üye değilim”dedim, editörler gülmüştür herhalde.

Aramızda dostluk olan arkadaşlar sırf bu nedenle yazılarımı okumak zorunda değiller, iş başka dostluk başka; hatta böyleleri daha çok seviyorum, düşünün her gün konuştuğum biri bir tane bile yazımı okumamış.

Bu arada bazı yazarlarla bir yerlerde buluşup fikir tartışması yapıyoruz. Örneğin yarın 2 Kasım 2016 Çarşamba saat 19’da İstanbul Bakırköy Ömür Restoran'da buluşacakmışız. Yani durumu uygun olup 4-5 saat süren bu kıran kırana ama seviyeli/saygılı (birisi konuşurken diğer herkes dinliyor) fikir tartışmalarına katılmak isteyenler gelebilirler.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..