Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '08

 
Kategori
Blog
 

Yazılarımızın altında kişiliğimizin imzası var

Yazılarımızın altında kişiliğimizin imzası var
 

Resim için Sn. Mustafa Mumcu'nun emeklerine teşekkür ederim


Bugüne kadar blog kategorisinde blogla ilgili fikirlerimi aktarmak haddini görmedim kendimde. İlk defa blog kategorisinde bir yazı yazmak ihtiyacı hissettim.

Yazıları ve yorumları okuduğumuzda ne yazık ki şu camın arkasında kişinin samimiyet derecesini, yazanın sevgi ve dostlukla mı, kin ve nefretle mi yazıyı kaleme aldığını, egosu fazla mi şişmiş yoksa şişirmek için çaba mı gösteriyor, bunları ölçümleyebilecek bir samimiyetmetre henüz keşfedilmemiş.

Ancak yazı ve yorumlarımızda kullandığımız kelimeler referans noktamız.

Yazıları ve yorumları, yorum yanıtlarını okurken öncelikle kötü niyetle kaleme alınmadığı ilk varsayımımdır. Bunun tersini ortaya koyan argümanlar oluştuğunda daha farklı yaklaşımlarda bulunabilirim. Ama yine de neden böyle bir ifade gereğini hissetmiş diye düşünürüm. Objektif değerlendirme yapmak için kendimi zorlarım.

Geri dönüp baktığımda; kısa sürede bir hayli günlük yazmışım. Her yazıda veya her resimde beni ve fikirlerimi aktarabildiğimi sandığım yönlendirmeler oluşturmuşum. Hiç bir ifademde hakaret veya aşağılama içeren ne bir niyetim ne de kelimem olmuş.

Tavrım; hangi konuda kim ne ne yazmış olursa olsun, yazanların kendini özgürce ifade edebilmelerinden yanadır. Yazdığı konu ile ilgili bilgisi varmı yok mu benim için çok ikincil değerlendirme kriteridir. O an öyle hissetmiştir, içinden onu yazmak gelmiştir, kaleme almıştır. Yazının konusunu ve yazma yeteneğini eleştirmek de haddim değildir.

Samiyet nedir? Benim için samimiyet, bir kişiye ve olaylara karşı hissedilen gerçek duyguların gösterilmesidir. Birini severseniz seversiniz, onunla paylaşırsanız bu her durumda devam eder, kızdığınızı da söylersiniz, endişenlediğinizi, gücendiğinizi, sevindiğinizi, bir şey hoşunuza gittiğinde de söylersiniz.

Samimiyet; iç olma halidir.İçimden geldi de onun için halidir. Kendin olma halidir. Maskelemediğimiz tavır ve duruşlarımızdır.

Sanal da olsa bloglarda bazılarına kapınızı sonuna kadar açarsınız ki bu benim için çok önemlidir. Ama bir bakarsınız bu samimiyet ve iyi niyet kapılarınızı açtığınız andan itibaren, bu kapıdan ne samimiyet ne de iyi niyet geçer. Sadece içinde insan sevgisi ve saygısı olmayanların kişisel egoları, kompleksleri ve mutsuzlukları eşliğinde büyük bir gaz kütlesi geçmeye çalışır. Tabi siz yine de empati kurma yoluyla gördüklerinize, tecrübelediklerinize inanmak istemez ve hep daha anlayışlı olmaya çalışırsınız. Ta ki bu gaz kütlesi şişe şişe sizin o iyi niyet kapılarınızı zorlayıp orada sıkışına kadar.

Sevgili blogdaşlarım; son zamanlarda malum konular üzerinde yazı yazan tüm arkadaşlarımın fikir ve düşüncelerine saygı duyuyorum. Ama saygı sınırını aşan öyle bir nokta var ki işte bu nokta gaz kütlesinin patlayarak diğerlerine de zarar vermesi halidir.

Neden yazılarımızı yazarken, sağ gösterip sol vuruyoruz, üstü örtülü bile olsa fikrinden dolayı neden yazan insanlara hakaret ediyoruz? Bilen, bildiğini samimi olarak ifade edebilen insan, hakaret sözlerine ihtiyaç duyar mı?

Nedir bu yazı ve yorumlarımızdaki samimiyetsizlik? Adını koymakta ve nedenini bulmakta zorluk çekiyorum.

Lütfen unutmayın; soykırım sadece fiziksel değildir. İnsanların fikir ve zihinleri de soykırıma tabi tutulabilir.

İnsan’a yapılan fiziki soykırım kadar fikirlerine yapılan soykırım ve bunu yapanlar en “onursuz” olanlardır.

İnsana karşı bu lafı kullanmaya bile utanıyorum.

Unutulmamalıdır ki; yazılarımızın altında “kişiliğimiz ve karakterimiz” in imzası var.

Sevgi ve dostlukla mutlu bir Pazar günü diliyorum. Saygılarımla…

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..