- Kategori
- Kültür - Sanat
Yazılmamış yazılardan düşen fotoğraflar
Boyanmış hüzünlerini
duvarlara sür
bir karanfil düşle
sıcak bir nefes üfle
boyanmış duvara
bir daha bak.
ve tablodaki resme
çocukluktan kalma
gülüşlerini ekle
ve boyanmış hüzünlerini
bu saatte
kim anlar ki beni
sen duvara
bir daha bak.
Kent sisli bir geceye teslim, sokaklar kediler ve köpeklere emanet, bir sarhoş kaldırıma çökmüş. Kent veya kentler, geceler veya gündüzler; hiç bir şey onüçündeki bir kızın ilk kanamasından daha temiz değil.
Kirletilmeyen ne bıraktık geriye; erdem... sevgi... dostluk... aşk... arkadaşlık... mücadele... şiir... vefa... emek... hangisini kirletmedik ki.
Çernişevski “Nasıl Yapmalı” diyordu, oysa ben; kime kızmalıyım terk edilmiş bu kıyı istasyonunda. Sözcükler susarsa, hayat da susar... ve sözcükler sustu(mu).
Bir gün kirletilmeyen -ki kal(ma)mıştır- değerler üzerine yazmak istiyorum. Kuşların sadece Peru’da değil, dünyanın her yerinde öldüğüne inanıldığına inandığım anda gitmek istiyorum. Bir gün yine merhaba demek, yeni zamanlarda ve yeni serüvenlerde ellerimi uzatmak istiyorum.