Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

Yazmak bir borçtur

Yazmak yazarlar için, kendilerine, topluma ve insanlığa ödenmesi gerekli bir borç gibidir. Bu borç zamanında ödenmelidir. Yazar başkalarına iletmek istediklerini iletmezse içinde bir enerji sıkışmış gibi olur. Yazarın bir şekilde bu enerjiden kurtulması gerekir; yoksa rahatsız olur. Ayrıca yazar kendisinin yetişmesinde şöyle ya da böyle katkısı olan toplumuna karşı da vicdani borcu vardır. Vicdanen rahat olabilmek için yazarın toplumun, insanlığın iki gününün eşit olmaması için elinden geleni yapması gerekir. Yazar odur ki geleceği öngörür ve olumsuz bir durumla karşılaşmamak için bir öğretmen gibi uyarı görevini, bilgilendirme görevini yapar. Olumsuz olaylar, durumlar ortaya çıktıktan sonra bu konuyu yazmak gazetecinin işi olur. Şunu da ekleyelim olumsuzlukların çözümlenmesi, giderilmesi durumu da var. Bu konuda araştırma ve inceleme yaparak yazanlar da var. Yani bir doktor gibi teşhis ve tedavi ile uğraşma durumu var. Kısaca yazar hem bir öğretmen, hem bir gazeteci, hem bir doktor gibidir. Ya da öyle olmalıdır. Örnek olmak üzere kullanılan öğretmen, gazeteci, doktor yerine başka meslek mensuplarının adları da yazılabilir. Örneğin toplum mühendisliği deyişi pek fazla kullanılmaktadır… Günümüzde yazar gibi yazarlar elbette vardır; ama, doğrusunu söylemek gerekirse yazar diye adlandırılanlar sadece olay ortaya çıktıktan sonra olayı yorumlarını da katarak anlatmakla yetinmektedirler. Yorumlar da objektif olmayınca yazarlara güven kalmamaktadır. Her zaman, özellikle günümüzde güvenilir yazarlara ihtiyaç vardır. Yazar işini tam zamanında yapmalı. Örneğin fay hattı üzerine bir bina kurulması düşünülüyorsa uyarı görevi tam zamanında yapılmalı.Yoksa bina depremde yıkıldıktan sonra, can kayıpları verildikten sonra yazmanın fazla bir anlamı olmaz. Günümüzdeki olayların, durumların bu fay hattı benzetmesi ile daha iyi açıklanacağı düşünülebilir. Bir örnek verelim: Adalet sistemi fay hattı üzerinde inşa edilmeye çalışılıyor. Bu bina yapılabilir. Ama yarın Allah göstermesin sosyal bir deprem olursa bina ayakta kalır mı? Felaketlerin boyutu ne olur? O zaman suçlu aramanın bir yararı olmaz. Onun için yazarlarımızın, aydınlarımızın uyarı görevlerini hakkıyla yapmaları gerekir. Başta aydınlarımız, yazarlarımız, öğretim görevlilerimiz olmak üzere herkes görevini yaparsa toplumumuz içinde bulunduğu bunalımdan daha erken çıkabilir. 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 30. 03. 2011 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..