Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '13

 
Kategori
Deneme
 

Yazmak da, aynen yaşamak gibi...

Yazmak da, aynen yaşamak gibi...
 

Yeni şeyler söyleyebilmek için, bazen gitmeyi de bilmeli insan...


Bilemiyorum. Zaman zaman siz de bu duyguya kapılır mısınız? Yazmak da, aynen yaşamak gibi...

Nasıl ki, yaşarken gördüklerini, duyduklarını, öğrenip anlıyor, biriktiriyorsa deneyim, gözlem ve izlenimlerini... Yazarken de aynen öyle yapıyor olmalı insanoğlu...

Ot gibi yaşayan adam, tabi ki, çiçekler açan, meyveler veren yazılar yazamaz; kaleminin dilinden... Ot gibi yaşayan kadın, sırf kadın olduğu için ruhunda taşıdığı estetiği, inceliği, duyarlılığı bile Koca Nazım'ın da çok sevdiği, çınar ağaçlarına dönüştüremez tabi ki; çıkarıp içinden, ruhunun en derinlikli yerlerinden...

Yaşarken hiçbir insani yanı olmayan kişi, yalnızca yazarken nasıl insani bir kılığa bürünebilir? Yüreğinin atışlarını nasıl insanca bir ritme uydurabilir, alıştırabilir ki?

Tıpkı yaşarken de olduğu gibi, yazarken de sonsuza kadar saklayamaz; kişi kendisini... Hamur elbet ortaya çıkar. Maya, her yazılan satırda yeniden açık eder kendini; bazen bilerek, bazense hiç farkında olmadan...

Nasıl ki, yaşarken kurtlar, kuduruglar kemirirse, haset, fesat, fitne ve fücür yürekli olanı... Bir süre için saklayabilse de insan kendini; yazarken yüreğini; aslı, kökü, yüzü ve astarı en çok yazarken açık eder insanı...

Yazarken rahat olmak istiyorsan, kendin olmaktan asla vazgeçme. Çünkü yazmak da, aynen yaşamak gibi... Kendi olmayan, ama er, ama geç, tüketir sermayesini...

Bir insana, kendinden büyük hazine olur mu hiç? İster blog yaz, ister herhangi bir yazı dalında edebiyatın... Asla unutmamalısın ki, yazmak da aynen yaşamak gibi...

Yaşarken uyuşuk olan, yazarken adrenalin aşılayabilir mi okuruna? Nefes almayı bile kendine hırs edinen biri, yaşarken ya da yazarken, kibir ve kendini beğenmişlikten koruyabilir mi nefsini?

Tutkuyla yazan, tutkuyla sevişir. Mehter takımı gibi, iki ileri, bir geri giden, hangi  toplumsal düşün, hangi evrensel güç ve geçerliliğe sahip düşüncenin mimarı, yaratıcısı ya da en azından, temsilcisi olabilir ki?

Yaşam hedefleri olmayan, kendine yazı amaçları edinebilir mi? Yazarken bile yerinde duramayan bir adam, suyun en sakin, denizin en dingin haline dönüşebilir mi?

Hiç sanmam. Çünkü yazmak da, aynen yaşamak gibi... Neysen osundur. İnsan kendini kıyamete kadar saklayamaz ki! 

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..