Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yazmaya geldim

Yazmaya geldim
 

Yazmaktan nasıl bu kadar koptum çözemedim.  Hangi ara kelimelerden bu kadar uzaklaştım bilemedim. Kafamın içinde 7 /24 takla atarken kelimeler, parmaklarımla hiç görüşmediler. Oysa kimler geldi kimler geçti, yazacak, deşecek, paylaşacak ne çok şey vardı, yazmayı beceremedim. Olur olmaz zamanlarda ne paragraflar oluştu tepemdeki balonda ama oturduğum yerden kalkıp kağıda dökemedim.

Şimdi sakin bir Pazar günü gribin ateşiyle nasıl oldu da buraya geldim? Özlediysem demek, kendimi burada buluverdim.  

Bu sabah gazete keyfime Özlem Gürses’in yazısı da eşlik etti. “Bir hayat var elimizde,  ne yapacağız onunla” diyordu.  Derin mesele. Derin olan, ne istediğini bilmek ve nelerden vazgeçeceğini…

Bir yerde mi okudum, yoksa düşüncelerimde ben mi üretip kaydettim bilmiyorum ama bir cümle var; “buradan uzaklaşıp, başka bir yerde domatesin nasıl yetiştiğine derin anlamlar yüklemek istiyorum”. İşte tam da böyle olmalı hayat. Kargaşadan, yalandan, riyadan uzak domates ve derin anlamıyla baş başa.

Velhasıl, hayatı zorlaştırmadan yaşamak istiyorum. Çünkü yorgunum. Düşünmekten, çok fazla düşünmekten bir hayli yorgunum. Olmaması gerekenlerin olmasına tahammülsüzüm. Ve olduğum yerde olmaya devam ederken olmuyor, olduramıyorum.

Planlar yapıyorum kafamda, gerçekleşmesi imkansız olmayan. Ama bir türlü vazgeçemiyorum olduğum yerde olanlardan. Aslında arkamı dönsem, kaç kişi için geriye döner bakarım muallakta. Yine de henüz inşa edemiyorum o uzaktaki yerde yaşayacaklarımı.

Hani hep “bir gün” deriz ya, ne hayatlar var o bir gün içinde yaşanacak olan. Ama hep bi erteleme var yarını belli olmadan istemsiz yaşanan hayatlarda.

Cesaret derin sularda saklı. Dibe, biraz daha dibe gidenler kazanıyor çokça. Ve sonrasında yukarı çıkmanın keyfi doyulmaz olsa gerek.  Ama sığlarda ayak ıslatmaktan ibaret hayat çoğu zaman.

Velhasıl, sıkıldım yahu, tekrarlardan,  aynı insanlardan. İçim, bildiğin şişti. Önce dibe dalıp, derine en derine inme vakti.  Birkaç kutuda toplarım kitaplarımı. Kırmızı valizim zaten her daim beklemede. En çok o sevinecek bu gidişe.

İç ses ayaklandı; sabır biraz daha sabır…

 
Toplam blog
: 58
: 819
Kayıt tarihi
: 19.07.07
 
 

Bir çok şeyden keyif alırım, okumaktan, okuduğum kitaplarda sevdiğim satırların altını çizmekten,..