Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '12

 
Kategori
Blog
 

Ye etiketim ye!

Ye etiketim ye!
 

Nasreddin Hocamız, "ye kürküm ye" demiş ya...Bu toplum için tek gerçek "kürk" değildir. Biraz mürekkep yalamış olanlarımızda da bir "etiketperestlik" vardır ki, nice kalpler kırar, canlar sıkar...

Öğretmenlik hayatım boyunca çok arkadaşım, ahbabım oldu. Bunların pek çoğu da siyaset ve dünya görüşlerimiz taban tabana zıt insanlardı. Hepsiyle, düzeyli bir dostluğumuz samimi bir ahbaplığımız olmuştur.

Ne var ki, bir "tip" ten hiç hoşlanmadım. Bu tip, tartışmaların sonunda fikren ve mantiken mat olunca, "ne olacak yani, sen de öğretmen değil misin sonuçta..." bayağılığına baş vuran etikperestlerdi. Adamlar o kadar basitti ki, çevresinde aynı etiketi taşıyan herkesin de kendisi gibi basit olduğunu düşünüyordu. Ya da, bu etikete sığınarak basitliğinden sıyrılmaya çalışıyordu.

Bu "tip"e, her zaman her yerde rastlamışımdır. Diyebilirim ki, nefret ettiğim(demeyim de hadi) hiç haz etmediğim yarım aydın tipi varsa işte budur.

Şimdi biz burada blog yazıyoruz ya...Nihayetinde parası pulu olmayan bir iş; hatta iş bile değil...Bir çok kişinin laf olsun torba dolsun misali gönül eylendirdiği bir platform...Buna bir itirazım da yok zaten.

Ama, yukarda anlattığım o sevimsiz tip, buralarda da karşınıza çıkıyor. Kendisinin de kolaylıkla yer edinebildiği bu alandaki herkesi kendisi gibi "basit" sanıyor. Burdan hareketle de, sizin yazılarınızın ordan burdan aşırma olduğunu, yok, falanca yazar, yok filanca gazeteci....şaçmalıyor.

Bana gelen her yoruma saygım vardır. İnsanlar, sizi okuyor ve yorumluyorsa, sizin malınıza para verip almak isteyen bir müşteri kadar saygı duymayı hak eder. Ben de, hepsine cevap vermesem bile, hemen hepsini yayınlarım..Bunu hem bir insan hakkı ve hem de insana saygı olarak görürüm.

Ama, "zaten yandaş gazetecilerden kopya çekiyorsun" diyen "tip"e asla saygı duymam...Madem, benim burada ordan burdan aşırma yazılar yazdığımı biliyorsun, o zaman niye uğraşıp yorum yazıyorsun be adam!...Seni zorlayan mı var!...Ben, birinin aşırmacı olduğuna inansam asla onu okumazdım, bırakalım yorum yazmayı...

Şimdi burada kendimi anlatacak değilim. Profilim ortadadır. Bu etiketperestlerin tapındıkları çok yazar-ki çoğu saygıdeğerdir- benim kadar tahsil yapmamışdır.(Bir hatam varsa, o da master'dan sonra doktora yapmayıp adımın önüne hiç değilse bir "Dr." koydurmamak olmuştur).. Benim yazma maceram Mavera dergisinde başladığında bugün sizin "yandaş" dediğiniz çok yazar, sadece okuyucusuydu o derginin....Ama, hani derler ya; "Allah ilmi isteyene, malı istediğine verir" diye...İşte, etiket de öyle bir şey; Allah etiketi de istediğine veriyor nihayetinde isteyene değil...Tabii, gazete köşesini de...

Bana gelen her yorumu cevaplamaya çalışır ve hepsini yayınlarım, dedim, ama işte, herkesi kendi basitliği içerisinde görmek isteyen "tip"in yorumunu yayınlamıyorum. Çünkü, kendisi insana saygı duymaktan uzak birine, insan olarak saygı duymak zorunda hissetmiyorum kendimi...

Herkesle arkadaş olabilirim; hangi dinden, hengi inançtan, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun...Ama, şu "etiketperest" tip benden uzak dursun. İsterse mübarek "cennet kuşu" olsun istemem...

Zaten, Cennete gidecek olanlar bu "etiketperestler" olmayacak; "hakperestler" olacak!

Tüm hakperestlere selam olsun!

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..