Yedek parti: AH Parti

Geçen hafta Cuma günü, Yargıtay başsavcısı tarafından AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Gerekçelerin temeli ise; laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmak…

AK Parti’nin açılımı: Adalet ve Kalkınma Partisi. Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde kurulan partinin adı, henüz parti kurulmadan önce çeşitli spekülasyonlara neden olmuştu. Erbakan’ın varisi olarak gösterilen Erdoğan’ın partisinin adı da, Erbakan’ın kurduğu partilerin adı doğrultusunda olacağı tahmin ediliyordu. Ancak beklenen olmadı. Erdoğan ve ekibi, (bence) çok akılcı ve manidar bir ad koydular partilerine. Belki de Türkiye’nin son dönemdeki en büyük problemi olan iki kavramı parti ismine yerleştirdiler ve parti isminin kısaltılmış halini de son derece anlamlı hale getirdiler.

Adalet, Türkiye’de yaşayan birçok vatandaşın istediği bir kavram. Çünkü geçmişte Türkiye’de, özellikle adaleti tahsis etmekle görevlilerin (kısaca hakim ve savcıların) vicdanıyla cüzdanı arasında sıkıştıkları konuşuluyordu. Bu açıdan adalet kavramı, Türk insanı için son derece önemli bir kavram.

Kalkınma, Türkiye’nin birçok açıdan ihtiyacı olan bir süreç. Kalkınmayı, iktisadi kalkınma, modernleşme kavramıyla eş değer sayılabilecek kültürel kalkınma gibi değişik açılardan değerlendirebiliriz. Türkiye’nin iktisadi kalkınmaya ihtiyacı olduğu aşikâr. Ekonomik krizler, enflasyon, Türk Lirasının değerinin düşük olması gibi konularda, geçmişte önemli sıkıntıları olan bir ülkeydi Türkiye. Erdoğan ve ekibi, partilerinin adına “kalkınma” kavramını da ekleyerek, aslında Türk insanlarının güvenini kazanmaya ve hedeflerinin yönünü göstermeye çalışmış olabilirler diyebiliriz.

“Adalet” ve “Kalkınma” kavramlarının baş harflerini aldığımızda ortaya başka bir kavram çıkıyor: “AK”! Ak’ın anlamı, beyazla eşdeğerdir. Fakat Ak’ın farklı anlamları da vardır. Ak, temizlik demektir. Ak, açıklık demektir. Ak, bulanık olmamak, duru olmak demektir. Ak, saf olmak demektir. Ak, Türk siyasi hayatında, bu halkın en çok arzu ettiği şeydir.

Şimdi Ak’ın kapatılıp kapatılmayacağı konuşuluyor. Varsayalım ki Ak kapatıldı. Ne olacak o zaman? Ortalık “kara”lara mı kalacak? Hele ki Yerel Seçimlere yaklaşık bir yıl kaldığı bu dönemde, Ak kapatılırsa ne olacak?

AK Parti, Türkiye’de var olan diğer partiler gibi disiplinli parti statüsündedir. Yani, parti başkanının dediği dediktir. Disiplinli partiler, demokratik partiler gibi görünseler de, parti liderinin tam kontrolü altındadırlar. Hemen hemen tüm kararlar, parti liderleri tarafından alınır. Neredeyse parti liderinin ağzından çıkan tüm laflar, parti için kanun niteliğindedir. Fakat disiplinli partilerde liderler değiştiğinde de, partiler ayakta kalmayı başarabilirler. AK Parti’yi ele aldığımızda ise, bu durumun gerçekleşebileceğini düşünenlerin sayısının çok fazla olabileceğini sanmıyorum. Yani AK Parti kapatılırsa ve parti genel başkanı Erdoğan’a siyasi yasak verilirse, AK Parti dağılabilir. Çünkü AK Parti demek, Erdoğan demektir. Erdoğan, AK Parti’nin her şeyidir.

AKP’nin kapatılması durumunda ise yeni bir partinin kurulacağını iddia etmek, gözler önünde olan bir şeyi kulaklara fısıldamak gibidir. Yani AKP kapatıldığında, siyasi yasak almayan milletvekilleri ve partinin diğer üyelerinin yeni bir parti çatısı altında birleşmeleri büyük bir ihtimal gibi gözükmektedir.

Fakat yerel seçimlere yaklaşık bir yıl kaldı. AKP hakkında açılan kapatma davasının sonuçlanması, muhtemelen yerel seçimlerden önce olacaktır. Bu süreç sonucunda AKP kapatılırsa ve AKP’liler yeni parti kursalar dahi, yeni parti ile yerel seçimlerde temsil edilme şansları olmayacak. Çünkü partilerin seçimlere katılma şartları arasında, seçimlerden en az bir yıl önce kurulma şartı da aranıyor.

Peki, bu durumda ne olacak? Muhtemel tahminlere göre AKP, Türkiye Genel Seçimlerinde olduğu gibi, yerel seçimlerde de büyük başarı kazanacaktı. AKP’nin kapatılması durumunda yerel seçimlere katılabilmek adına, bugünlerde AKP yöneticileri tarafından yedek bir parti kurulma ihtimalini çok yüksek görmekteyim. Bu parti de doğal olarak, varisi olduğu AKP’nin siyasi çizgisinde olacaktır. Yani mazlum gibi görünecek, haklarının yenildiğini iddia edecek ve halktan destek isteyecek. Erdoğan’ın şiir okuması ile başlayan bu süreç, Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle devam etmiş ve mazlum politikası çok başarılı olmuştu. Bu sebeplerden dolayı da kurulması muhtemel yeni partinin yöneticileri de aynı politik anlayışı benimseyebilirler.

Kurulması muhtemel yeni partinin yöneticileri, eski anlayışı benimsediklerinde başarılı olup olamayacakları şimdilik belirsizliğini koruyor. Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi Erdoğan, AKP’nin her şeyidir. Erdoğan’sız bir partinin, mazlum politikasını benimsemesi durumda bile çok başarılı olabileceğini sanmıyorum. Yine de her yolu deneyeceklerdir. Bu yollardan en önemlisi de, partinin yeni ismi olacaktır. AKP’nin kapatılması durumunda kurulması muhtemel yeni partinin ismini açıklıyorum: Adalet ve Hakkaniyet Partisi. Yani kısaca AH Parti. Eee ne demiş atalarımız: “Alma mazlumun AHını, çıkar aheste aheste!”