Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Yedi "baba" söz...

Yedi "baba" söz...
 

1.
yüzümdeki bahçe
babamdan yadigar

2.
kalbim yakışıklı çıksın diye
babamla fotoğraf çektirdiydim

3.
babam en uzun sözüm

4.
babam merdiven uzatır göğe
kuşların söylediklerini türkçeye çevirir

5.
dilimdeki uçuruma düşmemek için
sarıldım incelikli boynuna babamın

6.
ne zaman babam gelse
kuş sesleriyle yıkardım yüzümü

7.
babam en tatlı sözüm [1]

2006 yılında Cemal Süreya şiir ödülü'nü de kazanan sevgili şair kardeşim Erol Özyiğit, "Yedi Baba Söz" adını taşıyan bu şiirinin de yer aldığı, "Acemi Irmak" adlı kitabında, sık sık anne ve babasını şiirleştirir.

Ntv'nin kendisiyle yaptığı söyleşide "Babanız şiirlerinizi pek beğenmediğini, şiir seçici kurulundan farklı düşündüğünü duydum." yorumuna şu cevabı vermiştir: "Elimizdeki şiir defterinden olsa gerek. Babamın Enver Gökçe ile ile yakın arkadaşlığı da olmuş. Babam bir şekilde şiire bulaşmış, Enver Gökçe ile konuşmuş, şiir yazmaktan korkmuş; benim işim değil diye. Babam benim şiir kitabımı görünce- bireysel bulduğu için sanırım-, ‘Yazık değil mi bu kadar sayfa boş kalmış. Tamam senin aklın yok da kitabı yapanlarında mı aklı yok’ demişti. Ödülü kazandığımda çok mutlu olduğunu, benim kadar heyecanlandığını ve gözlerini kaçırıp ağladığını gördüm. Benim şiirime yakın olmasa bile gizliden gizliye sevdiğini hissettim o gün.
Annemin ninnileri, okuduğu maniler, babamın şiirleri, okuduğu türküler hepsi şiirlerimi besleyen unsurlar. Bu kitap onlara bir armağan kitaptır belki.
"

Orhan Pamuk’un babasının bavulundan sonra her şairin, yazarın hayatında bir bavul, çanta aranacak sanırım..."
Sakın sen böyle bir açıklama yapma, Pamuk’tan kopya çektiğin sanılır diye arkadaşlarım uyardılar. Ben bu açıklamayı yapmak zorundayım; iyi ki babamın şiir defteri varmış. İyi ki ben o günlerde babamın okuduğu şiirleri büyük bir heyecanla okumuşum.

'Anneniz şiirlerinizi beğeniyor muydu?'
Annem belki babam kadar açık olmadığı için o şiirlerimi okuduğu zaman büyük bir mutluluk duyar. Anneler daha çok korur çocuklarını içgüdüsel olarak. Beni üzmemek için mi çok güzel diyordu bilmiyorum." [2]

Erol Özyiğit, "Acemi Irmak" kitabında, yedi şaire "kovulmuşlar sözlüğü"nde yer verir ve Altay Öktem için bir dize düşürür: "gezgin kaf gerisi lâf-ı güzaf".

Aynı zamanda bir "baba" ve ilk şiir kitabının ismi de olan "Eski Bir Çocuk" olan Altay Öktem, sanki hepimiz adına teşekkür eder babasına:

teşekkür ederim baba, kırılgan bir yaz
tozlu urbalar, gri bulutlar bıraktın bana
taş duvarlar bıraktın, birkaç metre telörgü
gözaltları kırışmış mor bir kelebek
bıraktın. uçmak adına

teşekkür ederim baba

kapıları zorluyor karanlık bir gelecek
taşlar yakıştırıyor başımıza çürük hurm dalından
suçlu bir peygamberçiçeği gibi uzatıyor boynunu
rengini kaybeden gece

teşekkür ederim baba. sevişirken bile
bir ilkokul sessizliği yerleşiyor tenime
çok kapalı adamlar, inan ki korkuyorum
giriyorlar duvardaki yaslanmış che
posterinden içeriye

sanki anlamsız bir savaşın
tarihini şaşırmışım gibi
tek ayak üstünde duruyorum caddede
kulağımı çekiyor sanki bir kaybolmuşluk duygusu
bakıyorum ormanlar kuruyor, gülüşler çürüyor
saçlarım dökülüyor aşklarımın üstüne

yenildim. korkmuyorum bunu söylerken
korkmak eski bir yalanı yeniden yeşertmektir
hayatın uçuruma en yakın kıyısında

diğer kadınlar bilir: aşk uslanmamaktır bir bakıma
hayat da

teşekkür ederim baba [3]

Altay Öktem, benden çok daha iyi bir şair ve bir doktor olarak, pedagojiyi, şiiri ve şiirdeki pedagojiyi iyi bilir...

Bu nedenle Altay Öktem'in "anne'sine yalnız bir özne değil, aynı zamanda onu dünyayla buluşturan, hayat denen bu savruluşu ve hırçınlığı yaşamasının esas başlangıcı sayılan o kutsal kişiye" seslenerek bazı şiirlerini yazması, beni hep düşündürmüştür. Bunlar çok sıkı şiirlerdir.

Bu nedenle "Teşekkür ederim baba" adlı bu şiiri de çok anlamlıdır. Hem ironik hem lirik hem de bilgece: "Korkmak eski bir yalanı yeniden yeşertmektir / hayatın uçuruma en yakın kıyısında"...

Erol Özyiğit söyleşinde beni de andığı, şiirime her zaman destek verdiği için; değerli şair, yazar Altay Öktem ise en büyük babalığı yaparak bana her zaman sevgi ve destekle yaklaşıp, o güzel söyleşiyi kabul ettiği ve bana birçok kapıyı açtığı için gerçek anlamda "baba"dır.

Son olarak yalnızca onların anlayacağı bir şey söyleyeyim: "O onuru ben duyuyorum, o onur bana ait..."

[1] Erol Özyiğit, "Acemi Irmak", Dönence Yay.
[2] Ekmek niyetine şiir, Erol Özyiğit ile söyleşi, http://ntv-msnbc.com.tr/news/397743.asp
[3] Altay Öktem, "Sokaklar Tekin Değil", İthaki Yay., 2003.

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..