Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '07

 
Kategori
İstanbul
 

Yedi koca fil yedi tepe İstanbul

Yedi koca fil yedi tepe İstanbul
 

7 koca fil üzerindeeediirrr derdi komşumuz Vasilaki amcanın karısı Eleni teyze biloooursunuz canımmm 7 ayrı fil taşır 7 kooğcamaan teppisiiide İstanbul’u.Bu yüzdende 7 teppededddir şehir... yadırgamadığımız aksanıyla

Küçüktüm, küçücüktüm… Bende, oyun arkadaşlarımda sekerken tek ayak üstünde beyaz bir tepeşirle çizdiğimiz mahalle kaldırımını, gazoz kapaklarından kap kaçaklarımız elimizde, kapı önü evimiz bir kilim üstünde hayaller kurardık…

Kocaman 7 Fil… 7 kocaman tepsi … 7 tepe… derdik

O zamanlar da alt komşumuz Vasilaki amca , karşısında annemin arkadaşı Aydan teyze kızı Şeker abla… Karşı komşumuz Yıldız teyze kızı çoçukluk arkadaşım Yağmur. Üst kat komşumuz melek kalpli Güneş teyze ve eşi Bulut amca… Karşımızdaki apartman komşumuz Madam Angelia ve eşi…

Onlarda inanırlar mıydı 7 Fil ve 7 tepsiye Eleni teyzenin anlattığı masal şehre…
Biz küçükler inanırdık… Neden inanmayalım ki …

Hangi şiire baksak bir şair bir tepede kalbini açmıştı bu şehre… Sevmişti bu şehri… Hem de çok sevmişti…

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul Ömrüm oldukça gönül tahtıma kurul , sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer derken Yahya Kemal Beyatlı
Gözleri kapalı dinlemişti bu şehri Orhan Veli Rumeli’de bir martı’nın gölgesinde
Evin içinde bir oda, odada İstanbul. Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul diyen Ümit Yaşar yine başka bir tepeden Cihangir’den seslenmişti.
Bedri Rahmi Fındıklı’dan seyrederken denizi İstanbul deyince aklıma martı denir /Yarısı gümüş, yarısı köpük /Yarısı balık yarısı kuş /İstanbul deyince aklıma bir masal gelir der belki rakı şişesinde balık olmak isteyen Orhan Veli’yi hatırlayarak
İstanbul`un hatlarında /bir fırça hafifliğiyle gidip /gelen vapurlara seslenir Sunay Akın Kız Kulesine göz kırparken Üsküdar’dan

İstanbul’aşık başka bir şairde Nedim Bu şehr-i Stanbul ki bir misl-ü bahadır Bir sengine yakpare Acem mülkü fedadır derken içinde ki sevda dillerimize destan olmuştur.

Nedim ‘in vazgeçemediğidir İstabul… Orhan Veli’nin vazgemediğidir İstabul…Y.Kemal Beyatlı’nın vazgeçemediğidir… . Kalamış’tan bir tatlı huzur almaya gelen Behçet Kemal Çağlar’ın vazgeçemediğidir İstanbul… Atilla İlhan’ın vazgeçemediğidir İstanbul… Nazım’ın vazgeçemediğidir. İstanbul’da denizde tuz olan, martı’yla sohbet eden, taşına toprağına aşık bütün şairlerin vazgeçemediğidir İstanbul.

Bizim vazgeçemediğimiz ( midir ? ) İstanbul…

7 kocaman Fil gerçek değilse de 7 tepe üzerinde ki şehir 77 tepeyle nereye gidiyor sizce…

“ İSTANBUL’LU OLMAK ”
7 Tepeli şehrin 7 başı mamur hemşerileri olmak isteyenler ;
İstanbul’lu olmak ne demek sizce… ?

Taşı toprağı altın şehrin hangi camına Güneş keyfince kurulabiliyor… Hangi göl’ünde berrak sular var… Ve deniz … Adalarda mehtap ‘a çıkacak kadar aydınlık mı gece… bir tepeden bakıldığında görülebilir mi deniz, plaza gölgesinde…

7 Tepeli Şehrin 7 Başı Mamur insanları çok geç olmadan …

Tıpkı xxx şehrini kalkındırma ve yardımlaşma hatta çoğaltma derneklerine inat… elele… birlikte… İstanbul için…

İstanbul deyince aklıma bir masal gelir / Bir varmış, bir yokmuş.. demeden

Jüli de ÖNCEL( 14 mart 2007 )

 
Toplam blog
: 47
: 421
Kayıt tarihi
: 15.09.07
 
 

Mavi–yeşil sıcak bir nisan günü kız kulesine bakan bir tepede doğdum ben de. Doğar doğmaz seyrettim ..