Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '10

 
Kategori
İnançlar
 

Yediğimiz yiyeceklerin vücumuzdaki yolculuğu

Yediğimiz yiyeceklerin vücumuzdaki yolculuğu
 

Günlük hayatın parçası olan işlerimizi yapabilmemiz için enerjiye ihtiyacımız vardır. Bu enerjiyi yediğimiz besinlerden alırız. Besin maddeleri tüm hücrelerimize dağılarak bizlere ihtiyacımız olan enerjiyi sağlar. Ancak bu besin maddelerinin hücrelerin içine girebilmeleri için küçük parçalara bölünmeleri gerekir. Bunun için yediğimiz yiyecekleri daha küçük parçalara bölecek bir öğütücüye ihtiyacımız vardır. İşte vücudumuzdaki bu öğütücü makineye "sindirim sistemi" adı verilir.

Bu sistem, her makinede olduğu gibi çeşitli parçalardan oluşur ve bu parçaların her birinin birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışması çok önemlidir. Yoksa sistem çalışmaz. Şimdi mükemmel bir koordinasyonla çalışan bu sistem nasıl işliyor hep birlikte görelim...

Sindirim Makinesi Çalışmaya Başlıyor:

Besinlerin sindirimi ilk olarak ağızda başlar. Yediğimiz yiyeceklerin içinde bulunan karbonhidratlar ilk olarak ağzımızdaki tükürük tarafından parçalanır. Ağızımızda parçalanan besinler yemek borusundan geçerek mideye gelirler. Mideye geldiğinde ise başka bir mükemmel denge ile karşılaşılır. Besinlerin midedeki sindirimi, parçalayıcı etkiye sahip çok güçlü bir sıvı tarafından yapılır. Bu sıvı midedeki hidroklorik asittir. Hepimizin bildiği gibi asitlerin parçalayıcı etkisi vardır. İşte midemizde bulunan bu güçlü asit sayesinde büyük parçalar halinde mideye ulaşan besinler, vücudumuzun kullanabileceği hale gelirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta daha vardır. Az önce, yediğimiz besinleri midedeki asitin parçaladığından söz etmiştik. Peki bu asit nasıl olur da kendisi de etten oluşan midemizi parçalamaz? İşte burada Yüce Allah'ın yaratışındaki mükemmellik ortaya çıkmaktadır. Herşeyi kusursuz yaratan Rabbimiz, bu sistem içerisinde midenin zarar görmesini engelleyen bir koruma da yaratmıştır. Sindirim sırasında midenin iç duvarlarını tamamen örten ve hidroklorik asitin mideye zarar vermesini engelleyen "mukus" adı verilen bir başka sıvı daha salgılanır. Böylece hidroklorik asitin mideyi parçalaması engellenmiş olur.

Besinlerin midemizden sonraki durağı ise bağırsaklarımızdır. İnce ve kalın olmak üzere iki çeşit bağırsaktan geçen besinler yol boyunca daha da küçük parçalara ayrılır ve yine vücudumuzun kullanabileceği hale gelirler. Bu besinlerin gerekli olan kısımları ince bağırsaktan kana karışır ve gereksiz olanları da boşaltım sistemiyle vücuttan atılırlar.

Dikkat ederseniz vücudumuzun sindirim mekanizması eksiksiz olarak planlanmıştır. Ağızdan başlayıp, yemek borusu, mide ve bağırsaklar boyunca devam eden yolculuk sırasında yediğimiz yiyecekler çeşitli aşamalardan geçer ve böylece hücrelerimizin ihtiyaç duyduğu besinler elde edilmiş olur. Bunlar da bağırsaklarımızdan kan yoluyla dağıtılmak üzere vücudumuza gönderilir. Eğer bu mekanizma kusursuz bir şekilde işlemeseydi, yediğimiz yiyecekleri hazmetmek bizim için çok zor olurdu. Bu durum açıkça göstermektedir ki herşeyin yaratıcısı olan Rabbimiz, bizim için her yönden kusursuz bir sistem yaratmıştır. <ı>

O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)

 
Toplam blog
: 43
: 914
Kayıt tarihi
: 23.01.10
 
 

1975 yılında Ankara’da doğdum.İlk-orta-lise öğrenimini Türkiye’nin çeşitli illerinde tamamladıktan s..