Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Yediğin hurmalar, bir gün gelir k....ı tırmalar!

Yediğin hurmalar, bir gün gelir k....ı tırmalar!
 

Bizden biri değil ha!


Bu sene bayram Cuma gününe rastladı ya…

Hani Cumartesi ve Pazar günüyle birleştirince 3 gün tatil oldu ya…

Bu defa onlar ikna etti beni;

Kemer’de harika bir otelde yer ayırtmışlar.5 yıldızlı bir tesis, manzara muhteşem, önde Akdeniz, arkada Toroslar,

Tahtalı Dağ, sağımız solumuz çam ağaçları...

Şık ve temiz odalar, mükemmel servis…

Yemek, içmek gani…

Gece yarısına kadar live(!) müzik, 24 ten sonra disco(!)

E Türk hamamı, açık-kapalı havuz, plaj… Daha ne olsun!

Söylemezsem çatlarım; üstelik kız kıza…

Beyefendilerse makûs ama geçici yalnızlıklarıyla, işbaşında :((

...

Birisi anlatıyor:

—Tamam, arkadaşlarını kırma, tabi ki gidebilirsin, dedi önce…

Bir süre sonra aniden başını kaldırıp, sitemle:

—Demek öyle, demek tatil, demek kız kıza ha? "Siz de gelin" diyen yok!

Ekrana döndü, bir süre oyalandı, sonra tekrar:

—Hım! Yine ekildik ha?

Ya siz daha yeni dağıttıydınız Hasanağa’da!

...

Baştan “git” dediği için, geri de dönemedi zaar...

Ama içine de oturdu...

Hislerim beni yanıltmıyorsa, o çok yakında bunun acısını çıkarır :((

***

Tesadüf bu ya hepimizin tanıdığı, eski okulumuzdan bir arkadaşla karşılaşıyorum, yalnız geldiğimizi söylüyorum…

O, çok bilmiş ve küstah ifadesiyle sırıtarak;

—Oooo… Desene; “Beyler yaşadı!”...

E bekâr bekâr takılsın adamcıklar arada bir, oh be!

Dur seninkini bir arayayım da, “Sefanız olsun!” diyeyim…

(Gerçekten aramış!)

Beyefendi yanıt vermiş:

Ağabey, biz mi bekâr takılıyoruz, onlar mı? Aralarına erkek eleman kabul etmiyorlar yahu…

Devam etmiş:

Şaka, şaka… Çok yoruldular, hakları, üstelik onların olağan toplaşma zamanı da geldiydi zaten… Bu tatil iyi denk geldi!

Acı bir sessizlik çökmüş!

(3 gün boyunca kendisiyle bir daha rastlaşmadık Allahtan!)

...

Telefonda anlatıyor aralarında geçen diyaloğu ve ”Keyfine bak canım, bol bol eğlen de gel!” diyor.

Bana da bir sessizlik düşüyor!

(Bu kadar hoşgörüde bir bit yeniği var ya neyse, hayırlısı!)

...

Aktarıyorum kızlara, keyifleniyoruz tabi...

Yanıtı alınca, arkadaşın yüzünün aldığı ifadeyi düşünüyoruz., eğleniyoruz...

Diyorum ki;

-Örnek alsın sizinkiler, öğrensinler! Nasıl da vermiş ağzının payını? Hem bakın, benim mutluluğumdan nasıl mutluluk duyuyor! Var mı hiç birinizde böyle eş?

(Şşşşşt… İlgili yerleri kaşıyayım ki, nazara gelmeyeyim!)

***

Yedik, içtik, dans ettik, şarkılar söyledik.

“Cak” dedikçe ekmek, “cuk” dedikçe pasta!

Yan geldik yattık.

Dedikodu yaptık, onu bunu çekiştirdik haliyle..

(E dilimiz şişmiş görüşmeyeli!)

Olgunay(ki kendisi kankim olur) sürekli poz verdi, ben sürekli resim çektim...

Diğerleri kızdılar:

-Yeter be, makinenin hafızası şişti! Oturun artık, bir es verin yahu, hasta mısınız nesiniz?

(İşinize bakın kardeşiiim, size NEee?) …

***

Neyse uzatmayayım; 3. gün tatil bitince, saat 15.00 sularında eve teşrif ettim.

Beyefendi neşeyle karşıladı beni, pek özlemiş, sarıldık…

(Canııımmm!, Sen var ya…Bir tanesin, bir tane!)

O da ne?

Bir an, omzunun üzerinden antredeki çamaşır sepeti gözüme ilişiverdi...

Ütünün yeterince ısınmadığı mazeretiyle, aslında tembellik edip ütülemediğim, 5 kadar pantolon,10 kadar gömlek, 2 çarşaf takımı ve daha bir sürü ıvır zıvırın yanında gıcır gıcır bir ÜTÜ durmuyor mu!

—Sürpriiiz, bak sana ne aldım! Artık ütü yapmaktan büyük zevk alacaksın hayatım, kumaşa değdiği anda kırışıklıkları fışt diye açıyor…Valla fıııııışşşşşt! Çünkü tam 2000 watt...Harika bir alet...Sen de bayılacaksın!

(Hadi be... Fııışşştmış, tövbe tövbe!)

Daha elimden çantalarımı bırakmaya fırsat bulamadan, devam etti:

—Ha, pazardan taze yaprak aldım, yarın bir etli sarma yapta yiyelim be canım!

Aaa bak, ıspanak da aldım. Tazecik, çıtır çıtır, akşama bir ıspanaklı börek açsan ya, hani şöyle annemin yaptığı gibi, bol tereyağlı…Biliyorsun çoktandır yapmıyorsun, ben de bir özledim ki sorma!

Ha ayrıca, unutmadan söyleyeyim:

Temizlikçi kadın yarın gelemiyormuş, bir cenaze için memlekete gidecekmiş. "Fatma Abla bu hafta beni idare ediversin.Temizlik için haftaya geleyim, kusura bakmasın!” dedi…

!

Suratımın yeşile döndüğünü hissettim. Pencereden salona süzülen ışık hüzmesinde pamukçuklar uçuştu...

Ne yapayım, çökük omuzlarımı düzeltmeye çalışarak, kalktım, gittim, televizyonun tozlu camına "HoşgeldiM" yazdım...

(E hoş gelmesine hoş gelmiştim zaten de, o kadar hoşgörünün altından böyle bir çapanoğlu çıkacağını nasıl anlamadım!)

...

Hamuru yoğurdum, dinlenmeye bıraktım. Ispanakları yıkarken, ataların söylediği bir söz düşüverdi aklıma:

Tatilde "Yediğin hurmalar, bir gün gelir k.....ı tırmalar!"

...

Diğerleriyle uzun süre görüşemedim, tarûmar halimi bilsinler istemedim!

 

***

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..