- Kategori
- Edebiyat
Yelda Cumalıoğlu: Avaz avaz ‘sen’ diye bağırıyor ruhum, duyuyor musun?
Yelda Cumalıoğlu:
Avaz avaz ‘Sen’ diye bağırıyor ruhum, duyuyor musun?
*
Dokunmadan, Konuşmadan, Görmeden,
Aşk'ınızı ölümsüz kılmayı ve o bilmese de
Mutlak sadakatle asla
vazgeçmemeyi göze aldınız mı?
*
Aldıysanız aşk olsun!
Yelda Cumalıoğluşöyle sesleniyor ve diyor ki;
“EY AŞK!”
Aşka mı sesleniyor? Aşka seslenmek!
Güzel de nasıl?
“Avaz avaz ‘Sen’ diye bağırıyor ruhum, duyuyor musun?
Hisset ve inan yeter ki, başka ne isterim?
Sonra sarılırız...”
Nasıl güzel bir anlatım değil mi?
Bitmedi.
Devam ediyor:
“Acı eylemsizlikten meydana gelir, hüzün tercihtir, mutluluksa devrim!”
Şimdi ne düşündünüz?
Ben çok şeyler düşündüm çünkü düşündürdü.
Dahası var.
“Hiç sevgilinize icra gönderip, kalbine haciz koymayı düşündünüz mü?”
Burada icranın ve haczin içindekiler size ne anlattı?
Devam edelim AŞK OLSUN kitabının tanıtımındaki yazılanları bir daha gözden geçirelim.
“Dokunmadan, konuşmadan, görmeden, Aşk'ınızı ölümsüz kılmayı ve o bilmese de mutlak sadakatle asla vazgeçmemeyi göze aldınız mı?
Ya sevdanızın derinliğinde boğulurken, hala nefes alır gibi yapıp, tek gerçek Aşk'ınızı yüreğinize katıp, senelerce acıdan inlemeye razı bir şekilde ortadan kayboldunuz mu?
Aşk'ın aslında sevgiliyle birlikte aynı yolda yürümek değil, onun yoluna yol olmak, hatta onun yolunda yok olmak olduğu gerçeğine ulaştınız mı?
Yangınken yakmaktan, selken boğmaktan, rüzgârken üşütmekten korktunuz mu?”
Hiç çığlıkken sustunuz mu?
O zaman Aşk olsun!
Aşk olsun'u okurken; Aşk, sevgi, haz, huzur, güven, mutluluk, güç, başarı ve iyilik hakkında doğruluğuna inandığınız yanlışlarla dürüstçe yüzleşeceksiniz!
Benim okurlarım bilirler.
Ben yazılarımda;
‘İMZA ATAN KADINLAR’ derim.
Ara ara değil, sıkça başarılı kadınları, tarihe imza atanları, ses getirenleri, takdir edilenleri yazarım.
Bu gün yazacağım İMZA ATAN KADINLARDAN biri, gerçekten çok başarılı bir iş kadın. Üstelik güzel mi güzel. Artistlere taş çıkartırcasına güzel.
Çok iyi bir anne,
Çok iyi bir eş,
Çok iyi bir evlat.
Ben sizlere DESTEK YAYINLARININ sahibesi Yelda Cumalıoğlu’nu anlatıyorum.
Onu tanıyanlar az yazdığımı söyleyeceklerdir,
Tanımayanlar, ‘hadi canım sende’ bu kadarı da olmaz diyeceklerdir.
Aslında ben Yelda Cumalıoğlu’nun tanıtımını kendine bırakmalıyım.
O bir yazar.
Kitabı iyi satanların listesinde...
“İnsanın kim olduğunu söylemesi zor bir şey.
Hepimiz içimizde farklı duygular hissediyoruz.
Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum.
15 sene devlette çalıştım.
Dışişleri Bakanlığı Türk işbirliği kalkınma dairesinde, Başbakanlıkta ve sonra Avrupa Birliği genel sekreterliğinde çalıştım.
Bütün dünyayı dolaştım fotoğraflar çektim çektiğim fotolar sergilenmeye başladı.
Çektiğim fotoğraflara bakarken yazmaya başladım.
O yazma sürecinde çok keyif aldım.
Yazdığım kitap roman oldu.
Sonra yayın evlerine gönderdim.
Kimse kitabımı basmak istemedi.
Bir gün bir telefon geldi bir yayınevi kitabımı basmak istedi.
Çok mutlu olmuştum.
Artık devlet dairesinde çalışmak istemiyordum ve bıraktım.
Sabah gazetesinden köşe yazarlığı teklifi geldi.
Yayınevinden de ortaklık teklifi geldi kabul ettim ve hatta o süreçte dolandırıldım.
Ondan sonra Destek Yayınevini kurdum.”
Yelda Cumalıoğlu’nun başarı grafiği devamlı yükselmiş.
Hep araştırmış, ‘daha iyisi olmalı, daha güzeli, bizi bir adım daha ileriye götüreni olmalı’ demiş.
Yazarlarını itinayla seçmiş.
Burada tuhaf bir olay var.
Benim on birinci kitabım Destek Yayınlarında yayınlandı.
TOPKAPI ŞİFRESİ
Birçok yayınevi ile çalıştım.
İlk defa böyle bir şeye şahit oldum.
Sahip olunma duygusuna.
Bu ne derseniz?
Yelda Cumalıoğlu yazarlarına sahip çıkıyor. Diyor ki:
“Biz Destek yayıneviyiz elbette birbirimizi destekleyeceğiz.”
Elbette. Güzel olanı bu... Doğru. O genç bir iş kadını.
Hayatı dolu dolu yaşayan biri…
Seyahat etmediği zamanları var mı dedirtecek kadar çok yollarda, havalarda, deniz üstünde, karada.
Sonra şöyle diyor.
“Durursam düşerim.”
Onun sayfasına girin, onun arkadaşlarının çoğu yazarları. Onlarla birlikte. Onları dinliyor, onların fikirlerine önem veriyor. Üstelik bu güzel kadın gülmeyi seviyor.
Hazreti Mevlana’nın sözlerini biliyor ve uyguluyor.
“GÜL DÜŞÜNÜRSÜN GÜLİSTANLIK OLURSUN.
DİKEN DÜŞÜNÜRSÜN DİKENLİK OLURSUN.
NE DÜŞÜNÜYORSAN SEN O’SUN.”
Londra Fuarından yeni gelen Yelda Cumalıoğlu şimdide Türk Devletlerinde yayınevinin kitapları olsun ve okunsun istiyor.
‘Birçok ülkede olduğu gibi Trakya’da olsun’ diyor.
“Benim yazarlarım çok kıymetli, neden kitapları dünyada okunmasın? Okunmalı. Bunun için çalışmalar yapıyoruz daha da hızlandıracağız.”
Buyurun yine aynı şeyi söyleyeceğim.
Alkışlanacak bir kadın değil mi Yelda Cumalıoğlu?
Tekrarlayacağım.
“Daha ne olsun?”
Nazan Şara Şatana