Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Yemek kültürü ile günlük hayat arasındaki "paradoksal" ilişki

Yemek yapma alışkanlığının kökenine baktığımda damak tadına düşkünlüğüm ile hayata bakış açımı özdeşleştiriyorum nedense...

Sanki, yemeklerde kullandığım zeytin yağını almışız da günlük hayatımızdaki tembelliğimizi/ çalışkanlığımızı özdeşleştirmişim gibi geliyor nedense... Belki de Zeytinyağlı yaprak sarması, biber dolmasındaki zeytinyağının özdeşleşmesiyle bu yemeklerinin yapılışının bir o kadar zor olmasına bağlıdır zihnimde kurduğum bu paradoks.

Yemek yapma alışkanlığının kökenine baktığımda damak tadına düşkünlüğüm ile hayata bakış açımı özdeşleştiriyorum nedense...

Sanki, yemeklerde kullandığım zeytin yağını almışız da günlük hayatımızdaki tembelliğimizi/çalışkanlığımızı özdeşleştirmişim gibi geliyor nedense... Belki de Zeytinyağlı yaprak sarması, biber dolmasındaki zeytinyağının özdeşleşmesiyle bu yemeklerinin yapılışının bir o kadar zor olmasına bağlıdır zihnimde kurduğum bu paradoks.

Yani hani zordur ya tek tek sarmak yaprakları incecik, İşin içine zeytin yağı girince sanki daha da bir zenginleşiyor daha da bir lezzet dolu oluyor ya, belki de o nedenle lezzet ile tembelliği özdeşleştiriyorum zihnimde kim bilir.

Anlamadınız değil mi? Gerçi ben bile tam ifade edemediğimi hissediyor iken sizden anlamanızı beklemem doğru değil tabi, ..

Doğru bir orantı varmış gibi geliyor, zeytin yağlı yaprak sarması yapmak oldukça zor, o yüzden yapma olasılığı bir o kadar düşüyor gibi.

Hayatı bakışım da benzerdir benim... Tıpkı yemeklerle paralel olan ruh halim gibi...

Eğer keyfim yerinde ise, canım yemek hazırlamak ister benim yemeyecek bile olsam. İşte o zaman yaparım o güzelim kekleri, kurabiyeleri, tatlıları. Ben tatlıyı mutluluğa endeksleyenlerdenim yani,

Ama eğer canım sıkkın, moralim bozuk ise hele bir de; kimse bana tatlı yediremez mümkün değil... Çünkü o zaman diliminde hak etmiyormuşum gibi gelir bana. Sanki moralim bozuk iken tatlı yersem Mutlu olduğum zaman diliminde yaşadığım MUTLULUĞA Haksızlık edecekmişim gibi hissederim nedense...

Bir de baharat hastalığı var ki bende sormayın... Sanki baharat kullanmaz isem basitleşecek, sıradanlaşacak bana ait olmayacakmış gibi geliyor. Baharat ile bana özel kılmaz isem yaptığım yemeği herkesle aynıymışım, farklılaşamamışım, ben sıradanmışım gibi hissediyorum. Damak tadındaki FARKLILAŞMA aslında benim günlük hayattaki sıradanlıktan uzaklaşma isteğim ile orantılı bir anlamda.

Herkesin kullandığı malzemeleri, farklı doğrayarak, farklı pişirerek ve de farklı lezzetlerle destekleyerek yaptığım yemekler benim special’im olacağı için tam anlamıyla BANA AİT oluyor ve kendi yazdığım bir öyküyü okuduğumda aldığım lezzeti alıyorum tadına baktığımda... Hımmm "bunun tuzu az olmuş, demek ki öyküdeki baş kahramanın adımlarını kısıtlamalı" diye geçiriyorum içimden.

Mutfakta olmak keyif veriyor tıpkı hayatın içinde olmak gibi, Hiçbir zaman zorla girmiyorum mutfağa, isteksizce hazırlamıyorum yemeğimizi çünkü biliyorum ki hayat yaşanmaya değer ama her anın keyfini almak sureti ile...


Pınar Yeşiltay SEVİM / 06.02.2007

İzmir

 
Toplam blog
: 65
: 1800
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Biricik Sudelina'sının annesi, kitaplar ülkesinin sarışın prensesi, kocasının bir tanesi, İzmir/K..