Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yengeçlere gelesin !

Yengeçlere gelesin !
 

Burçlara merakınız var mı bilemem ama ben oldukça ilgiliyimdir. Başlangıçta genellemelerin her türlüsüne karşı olan ve her bireyin hayatta kendine has özelliklere sahip biricik bir canlı olduğunu düşünürken, kaderin bana oynadığı bir oyun sonrasında burçlara ilgi duymağa başladım. Burçlar dünyası kişileri tam olarak aynılaştırmasa da yine de kalıplar içine sokan bir yapıya sahiptir. O dünyada her aslan kibirli, vakur, her boğa inatçı ve tembeldir, zodyaktaki her ikonun oturmuş bir kişiliği ve o dönemde doğan her kimseyi etkileyen bir durumu vardır.

Üniversiteden mezun olduğum seneydi hiç unutmam; o güne kadar “hayat abi”den yediğim en büyük şamarın da etkisiyle, oturup gönül ilişkilerim ile ilgili bir iç muhasebesi yapmağa karar verdim. Şapkamın içinde biriktirdiğim sevgililerimin adedinin çokluğu değil de beni asıl bahsi geçen kişilerin sahip oldukları burçlardı. Çıkarmış olduğum istatistiğe göre o güne kadar benimle birlikte olmuş hanımların yüzde atmış kadarı boğa, yüzde yirmisi aslan ve geri kalan yüzde yirmi ise akrep ve ikizlerden oluşuyordu.

Oysaki burç skalasında henüz el atılmamış sekiz adet burç daha bulunmaktaydı. Belki bu duruma içerlememden kaynaklı, belki de birlikte olduğum onca insan arasında kimsenin bu diğer sekiz burçtan birine tekabül etmemesinin verdiği şaşkınlıkla hemen burçları araştırmaya başladım. Abartmıyorum, çok ciddiyim sadece yüzde yirmiyi oluşturan kişiler arasında rakamlar onlu rakamlara yaklaşırken içlerinden bir tanesinin bile bu dört burç dışında olmaması beni çok heyecanlandırmıştı.

Nasıl olabilirdi böyle birşey, hemen çözmeli ve çevremdeki herkesi bu konuya ilişkin uyarmalıydım, zira benim yüzde atmışlık sevgili profilimi oluşturan arkadaşlar, fena halde canımı yakmışlardı ve bu tongaya bir daha düşmemeliydim. Yaptığım araştırmalar sonucunda çok ilginç veriler elde etmiştim, bazı burçların birbirlerine olan zaaflarından tutun da, bir süre sonra kişilerin doğduğu andaki yıldızlarının etkisinden çıkıp, yükselen (otuz yaşından sonra) burçlarının etkisine girmesine kadar. Bu veriler bana neden bu yaşlarda boğalarla çok fazla haşır neşir olduğum konusunda önemli bilgiler vermişti ama onları kendimde nasıl uzak tutabileceğime dair hiç ipuçları vermemekteydiler.

Ben de çözümü senelerce bu burçlara sahip hanımefendilerden kaçmakta buldum ama işin ilginç tarafı bu sefer de gelenin gideni arattığı büyük bir lanetle karşıkarşıya geldim. Yengeçler! Kızmayın hemen, yengeçler çok duyarlı, duygusal, evcimen ve bir ton güzel özelliğe sahip insan evlatlarıdır tamam ama bana iyi gelmiyorlar, ne yapayım? Bir anı diğerini tutmayan, yüzünüze çocuk naifliği ile gülücükler saçarken, ne olduğunuzu anlamadan apar topar çekip giden ve uzun bir süre yanınıza bile yanaşmayan bir insan güruhu ile, kendini beğenmişliği ve ilginin sürekli kendi üstünde olmasını isteyen bir felix nasıl anlaşabilir ki?

Hadi diyelim ki kocadık, geldik otuz yaşımıza o yüzden de yengeçlerin saldırısına uğradık, bundan sebeptir ki, şu an çevremdeler ama bu sefer de kafamı karıştıran başka bir sorunsal var. Yükselenim ile uzaktan yakından, hiç mi hiç ilgisi olmayan bu insancıkların benim hayatıma nasıl olup da bu kadar büyük adetlerle dahil olabildikleri. Dahası otuz senelik hayatım boyunca hiç karşıma çıkmamış bu insanlar daha önce neredeydi?

Çok fazlalar, hem de çok. Lakin hiçbiri erkek değil bakın dikkatinizi çekerim aksine tamamı kadın (burada bereket demem gerekiyor sanırım, bereket hepsi kadın ne işim var erkeklerle) ve her geçen gün sayıları biraz daha artmakta. Canımı en çok sıkan tarafı ise, kendilerine has işveleri ile beni yavaş yavaş ellerine geçirmeleri, kendilerini çok çekici buluyorum lanet olsun ki.

Şimdi oturup düşünüyorum da; acaba senelerdir arkasından yaktı beni, yıktı beni; nemrudun kızı yandırdı beni diye şikayet ettiğim boğa insanlarının bir lanetine mi kurban gitmekteyim? Düşünsenize bir alay hanım arkamdan sövüp, olanca içtenlikleri ile ileniyorlar; yengeçlere gelesin, gelesin, kıskaçlara gelesin, gelesin, denizlere düşesin, düşesin, sürüm sürüm sürünesin.

Not: Şarkı kime aitti bilmiyorum ama benim durumumu çok iyi anlattığı kesin :)

 
Toplam blog
: 58
: 795
Kayıt tarihi
: 14.01.08
 
 

1978'de dünyaya gelmişim şirin bir anne babanın ilk erkek evladı olarak. Istanbul'a göçmüşüz sonra k..