Yeni, akıllı, adil ve sağlam bir devlet yönetimi

Mene Tekel Peres

Birkaç sene önce(1923) Moskova’daki Büyük Devlet Tiyatrosu’nun duvarlarında büyük çatlaklar oluşur. Yapılan araştırmalar sonucunda koca binanın köhne, tahta bir temelin üzerinde olduğu görülür. Yüzyıl önce kalın meşelerle atılan temel üzerine kurulan bina sağlam sayılırken kazıklar zamanla çürür, duvarlar yamulmaya, çatlamaya başlar. Yavaş yavaş, bölüm bölüm çürümüş kazıkları mermer bloklarla değiştirerek bütün temeli değiştirirler. Tiyatro bu gün dahi ayaktadır. Devletler tarihi de bu tiyatro binasını anımsatır. Devlet rejiminin köhne temelleri, eski kurallar geçmişte anlamlı olsa da artık geçerli olmayabilir. Bu yüzden devlet yönetiminde de yeni, akıllı, adil ve sağlam bir devlet yönetimi oluşturmak gerekir.

İncilde yer alan bir ayette, bir zamanlar kudretli ama sert ve kötü kalpli bir kralın sarayında şu yazılar ortaya çıkar. Mene tekel Peres. Bilge Danyal şöyle yorumlar; Bu kelimeler korkunç bir olayın habercisidir. Eski devletin yaşam gücünün tükendiği ve kaçınılmaz sona mahkum edildiğinin göstergesidir. Solucanlar gibi küçük işlerinize ve kaygılarınıza gömülmeyin. Devletinizin temellerini nasıl güçlendirebilirsiniz diye düşünün. Halkınızı gelecekte daha iyi ve daha yüksek seviyede nasıl eğitirsiniz diye düşünün.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Grigoriy Petrov böyle yazmış. Anlatmak istediği şeyi çok alakasız gibi görünen konularla bağdaştırıp anlatmak konusunda çok başarılı bence. Değişim galiba insanoğlunun yapısında var. Hiçbir şey olduğu gibi kalamıyor. Bazen ileriye bazen de geriye doğru da olsa muhakkak değişiklik oluyor.

Peki bizim devletimizin kurulması nasıl oldu? Acaba Osmanlı devlet yapısı üzerine devletimizi kurabilirmiydik? Aslında Atatürk’ün yaşantısı ve konuşmaları dikkatle incelenirse Atatürk’ün ilk düşüncesinin Osmanlı yapısı üzerine yeni devleti inşa etmek üzerine. Hatta bunu Sultan Vahdettin’e bile söylüyor. Veliaht Prens olarak Almanya gezisine çıkan Vahdettin’e ordu komutanlığını almasını kendisini de kurmay başkanı yapmasını istiyor. Ancak Vahdettin farklı hesaplar peşinden gidiyor ve İngiltere’nin inayeti ile ülkeyi koruyabileceğini düşünüyor. Ve sonuç olarak Atatürk için ayakta kalmış her hangi bir temel kalmıyor. Tamamen yanmış yıkılmış, sağlıksız bir yapının üzerine de yeni devleti kurmuyor.

Bu günde yeni, akıllı, adil ve sağlam bir devlet yönetimi oluşturma ihtiyacı canlıdır. Bunun için yapılması gerekenler ne yazık ki yapılmıyor. Siyasi partiler kanunu, seçim kanunu, sendikalara dair kısıtlamalar, yolsuzlukların engellenmemesi, yoksuluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitimde yaşanan sorunlar rejimin temellerini her geçen gün çürütmektedir. Bu konuların her biri bir an önce ele alınmalı ve devlet düzeni her konuda düzgün işleyen bir makine haline getirilmelidir. Bozuk düzende sağlam çark olmaz bu düzen baştan aşağıya değiştirilmelidir.