Yeni anayasa ve beklentiler

Malumunuz uzun süredir mecliste gurubu bulunan siyasi partilerin üzerinde çalıştığı ve uzlaşmaya çalıştığı” yeni anaysa” çalışmaları yapılmakta.

Halen yürürlükte olan 82 anayasasının baş aktörleri; darbenin ve cuntanın kudretli paşaları(!)Kenan Evren ve o dönemin hava kuvvetleri komutanı Tahsin Şahin Kaya’nın bugün yargı önüne çıkarılmalarının darbezedelerde olsa olsa buruk bir ironi bırakmasından öteye geçmediği şu günlerde ülke kamuoyunun merakla beklediği bu anayasa çalışmaları ağır aksak devam etse de herkesin bu yönde farklı beklentileri olduğu kuşku götürmez bir gerçek.

Türkiye’nin artık geçmişin karanlık ve kötü sicilinden kendini kurtarması adına “yeni anayasa” çalışmalarında ayağına gelen bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmesi gerekir.

Elbette yapılması düşünülen yeni anayasanın toplumun her kesimine “eşitlik” ilkesi doğrultusunda hitap etmesi, önceliğin bireylerin temel hak ve özgürlükleri ilkesini benimseyip koruması noktasından hareketle göz önünde bulundurulması gerekir; işte ancak bu noktada sanırım toplumsal bir uzlaşı sağlanabilir.

Kuşkusuz kamuoyunda gerek bireysel, gerekse STK’lar çerçevesinde özellikle statükocu ve şövenist zihniyetin bayraktarlığını yapana kesimlerce aykırı seslerin yükselmesi sürpriz olmayacaktır.

Yeni anayasanın en öncelikli hamlesinin temel hak ve özgürlükler olacağını düşünürsek kuşkusuz  bu noktada aklımıza ilk gelen “Kürt sorunu” oluyor, öyle değimlidir ki 30 yıldır bu sorundan kaynaklı düşük yoğunluklu bir savaşın, trajedinin, göç ve talanın yaşandığı bölgede boşalan köylerin, kasabaların tıkış tıkış ettiği metropollerde sosyo-ekonomik çatışma ve sorunların yaşandığı, ülkenin doğusu ile batısı arasında giderek büyüyen ekonomik açık ve farkla beraber iki eksende yaşayan insanların birbirilerine her geçen gün daha öfke ve nefretle baktığını ne yazık ki akıl sahibi herkes gibi bizde görüyoruz.

Anayasa komisyonundaki siyasi partilerin kendi “kırmızı çizgilerini” bir kenara bırakıp ülkenin ikbal ve selameti için akıl ve vicdan duygusu ile hareket etmesi en büyük yurtseverliktir.

Halen yürürlükteki anayasanın bugün ülkede yaşanan kaos ve karışıklığın bir numaralı mucidi (!) olduğunu kim inkar edebilir ki, fikir ve düşünce hürriyetinin önündeki engeller, siyasi partiler yasası, seçim barajı ve terörle mücadele kanunu… Yani nesrinden tutarsan tut elinde kalacak kadar eksik bir anayasa ne yazık ki.

Toplumsal uzlaşı ve barışın ikamesi için yeni anayasanın bilimsellikten uzak olmaması gerekir, darbenin ve cuntanın kötü hatırlarını çağrıştırmayacak düzenlemelerin esas alınacağını ummaktan başka da bir şey gelmiyor elimizden, ülkenin doğu ve batısı arasında giderek büyüyen açığın kapatılması; özellikle siyasi ve ekonomik anlamda büyük baskı altında olan bölgemiz insanının  yüzünü güldürecek, hayata daha umutla bakacağımız düzenlemelerin yapılmasını umuyoruz.