Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '14

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Yeni bebek, yeni hayat...

Yeni bebek, yeni hayat...
 

Hastaneden çıkıp eve geldiğinizde bambaşka bir hayat bekliyor artık sizi. Her zaman temiz ve düzenli olan salonunuz bebeğin gelmesi ile birden kontrolden çıkıveriyor. Bir yanda bebek bezleri, ıslak mendiller, pişik kremleri, bir yanda ilaçlar, bir yanda battaniyeler, mendiller, bir yanda ana kucakları,oyuncaklar vs. Mutfak desen rezene çayları, mamalar, biberonlarla dolu. Neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz bir anda. Ama salonun bu yeni haline alışşanız iyi olur çünkü önünüzdeki bir kaç sene düzelmeyi bırak, daha kötü hallere girecek. O nedenle takıntı yapıp sürekli toparlamaya çalışmayın.

Siz yeni doğum yapmış bir anne olarak dinlenmek ve biraz uyumak isteyebilirsiniz. Ama önünüzdeki bir kaç hafta eviniz, özellikle bebeğinizin odası bir türbe gibi olacak hazırlıklı olun. Gelen giden, hanimiş de hanimiş diyen, sizin kucağınıza bile almaya kıyamadığınız minicik yavrucuğunuzu öpmeye, mıncırmaya çalışan dahili ve harici bedhahlarınız olacak aman dikkat edin! Yenidoğanlar özellikle bu ilk günlerde daha bağışıklık sistemleri gelişmediği için en ufacık bir mikroba bile dayanıksızlar. Mümkün olduğunda kucaktan kucağa gezmesine, öpülmesine vs izin vermeyin. Bunun için de uyarmaktan çekinmeyin. Daha minicik bir bebek o, sizin korumanıza muhtaç. Varsın sizin hakkınızda kötü düşünsünler, lohusadır hassastır deyip geçeceklerdir eninde sonunda... Kafaya takmaya değmez.

Bu dönemde bebekler nedense paldır küldür gürültü olsa bile yoğunlukla gündüzleri uyur, geceleri de yorgan çekme sesinde bile uyanırlar.  Bir bebeğin uyku düzenin oturması aylar belki yıllar alabiliyor. Benimki çok problemliydi. Beşikte sallama, ayakta sallama, emzirme, battaniyede sallama, özel salıncakta sallama vs. saatlerce tüm yöntemleri deniyorduk yaramazı uyutmak için. Sonra ne oluyor, 1 saat sonra uyanıyor tekrar emmek için:)... Kısır döngü yani...

Bu dönem daha önce de dediğim gibi bebeğin mikrop kapma riski yüksek olduğu için hijyene maksimumda dikkat edilmesi gereken bir dönem. Biz evdeki tüm sabunları bakterilere karşı özel sabunlarla değiştirdik. Tüm ziyaretçilerden bebeği sevmeden önce ellerini yıkamalarını rica ettik. Ama sabun yerine bakterilere özel el temizleme jelleri de kullanılabilir. Ayrıca babam periyodik olarak kolanya servisi yapıyodu bize. Saatte bir kolonya ile sterilize oluyorduk. Aşırı titizlik gibi görünse de özen göstermekte fayda var.

Bir yandan bebeğin maması/emzirmesiydi, altıydı, temizliğiydi, uyumasıydı, gazıydı uğraşırken diğer yandan gelen giden misafirin ikramı, hizmeti, hal hatır sorması ile günün nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Bunu kötü olarak yazmıyorum haa. İyi ki de geliyorlar, biraz yorucu oluyor kabul ama yanlız kalmak da istemiyor insan. Sevdiklerinin zaman ayırıp gelmeleri mutlu ediyor yine de... Başımızın üstünde yerleri var her zaman. Sadece çok kalabalık ve çok uzun süre kalmalı gruplar zor oluyor. Mümkünse az kişi gelinsin ziyarete:)

Bebekle beraber biraz da eve hapsoluyorsunuz. Özellikle de lohusalık döneminde. 40 gün evden çıkmamak tabii ki hurafe de huysuz bir bebekle zaten istediğiniz gibi bir yere gidemiyorsunuz ki. Çocuk rahatsız oluyor, olup olmadık yerde uykusu geliyor, emmek istiyor, gürültüden-ışıktan rahatsız olup ağlamaya başlıyor, arabayı sevmeyebiliyor böylece gideceğiniz yol eziyet oluyor, büyüyünce de enerjisinden yerinde tutmak zorlaşıyor, yaramazlıklar yapıyor vs. vs. Böylece evde oturmayı mecburen tercih ediyorsunuz. Ben lohusalık döneminden sonra ilk dışarı çıktığımda -ki her zaman gittiğim basit bir avm’ye gittim sadece- affalladım resmen. Kalabalık, insanlar, mağazalar o kadar farklı göründü ki sanki aylardır evden çıkmıyorum. Ufacık bir değişiklik bile iyi geliyor bu dönemde. Biraz olsun nefes aldırıyor. Ama asla eskisi gibi olmayacak:)

Sonuç olarak bebekli hayat önceki hayatınızdan çoook farklı. Bir o kadar zor ama bir o kadar da keyifli. O minicik canlının ellerini hareket ettirmesi, uyuduğundaki masumluğu, ağzı ile yaptığı hareketler, minicik bir gülümsemesi alıp sizi götürüyor. Bambaşka bir şey bu his. Hatta diyebilirim ki bebekten önce hayat boş, asıl onun aranıza katılması ile daha anlamlı her şey. Ve artık kendinizden başka biri için yaşamaya başlıyorsunuz. Umarım tüm isteyenler tadarlar bu duyguyu... 

 
Toplam blog
: 74
: 8561
Kayıt tarihi
: 30.04.14
 
 

İsmim Emel, İstanbul doğumluyum. 29 yaşında, evli ve çocuklu bir satış yöneticisiyim. 8 senedir T..