Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

15 Mart '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Yeni bir edebiyat anlayışı '2

Yeni bir edebiyat anlayışı '2
 

Siz hiç tanınmış bir edebiyatçının tanınmamış bir edebiyatçıdan bahsettiğini duydunuz mu? Ben anımsamıyorum.

Kafka’nın ilk romanı tüm yıl boyunca iki adet satmış ve bir tanesini de kendisi almış. İronik olansa kitabını yayınlamak için teyzesinden borç almış olması.

Gelin şöyle bir düşünce jimnastiği yapalım. Kafka günümüzde yaşayan ve tanınmayan bir yazar olsun. Sizce aynı akıbetten nasibini alır mıydı? Hiç kuşkunuz olmasın. Çünkü edebiyatçı adı verilen ve seri oda tasvircilerin tavsiyeleri yine kendi arkadaşları-tanıdıklardan öte geçmeyeceğinden çok beklemesi gerekecekti; yazık tabii.

Sayın Selim İler’inin yazılarını okurum. Eskilere takılı kalan bir edebiyat anlayışı var; yeni dünyaya henüz uyum sağlamış değil. Değişimleri kaçırmış görünüyor. Söyleyeceklerim bunlar değil. Bugünkü yazısında şiir ve romanın birlikteliğinden söz etmiş. Ama her nasılsa Zalimdi Zaman adlı romanımdan bahsetmemiş. (Buralarda çok gezindiğini ama kitaplarımı alıp okuduğunu düşünemiyorum).

Halbuki en güzel örnekti “Zalimdi Zaman” yazısına. –hoop, hemen eleştirme, “Sen kimsiz veya yazdıkların ne?” gibisinden. Önce romanlarımı oku, sonra gevezelen!-

İnsanın üretme şevkinin sadece kendi içinden gelen dürtülerle olabileceğine inanırdım; maalesef yeterli değilmiş. Küçük de olsa tanınmak, anılmak istiyor, bekliyor insan: yeni yaratımlara girişebilmek adına. Veya yaratılanı günışığa çıkarmak adına. Tabii soğuyorsunuz kalemden; o bitmez tükenmez enerjiniz sönüveriyor yavaştan. Ümit edilen olmak bile yeterliyken…

Düşeyazmak romanımı yazmaya başladığımda takvim bir Nisan 2008’i gösteriyordu. On beş nisan günü son noktayı koyduğumda büyük bir rahatlama yaşamıştım. Bekletmeden yayınevine gönderdim o gün. Belki üzerinde çalışmam gerekiyordu, orasından burasından kesmek, eklemek gibi. İnsan hatalarıyla var olmasaydı hepimiz Tanrı olurduk. Kusursuzluk çok bilenen bir müziğin icrasında olmalı; halbuki jazz müziği hatalar üzerine kuruludur -armoni açısından-.

Eski Rus yazarlarının uzun yazmalarının temel nedeni, o günlerde romanların dergilerde haftalık parçalar halinde yayınlanması ve kelime başına aldıkları paraydı. Günümüzde ise tam tersi; ne kadar uzun yazarsanız o kadar maliyetlenirsiniz. Ama konu bu da değil; asıl konu bir okur olarak ben nelerden hoşlanıyorsam onları kaleme dökebilmeliyim, diyorum.

Sevmiyorum, neyi mi? Burada eski yazarların, çoğu ölmüş yazarların ürettiklerinden bahsetmeyi. Marsın yarı çapını bilmeyen, güneşin dünyaya sekiz ton ışık basıncı oluşturduğunu bilmeyen, buzulların eridiği bir dünyadan, internetten, lcd tv’den uzak insanların anlattıkları gerilerde kaldı artık. Yeni bir dile, yeni bir anlayışa ihtiyacımız var.

Sayın Elif Şafak edebiyat söyleşilerinde gördüğü insanların kendisini heyecanlandırdığını söylemiş: “gelecekte ne büyük yazarlar çıkacak aralarından,” diyor. Bence yanılıyor. Edebiyat edebiyatçılardan öğrenildiği için bunlar yaşanıyor; insanlar okumuyor, kara cahiller. Çünkü hayattan kopuk, var olan nesneyi bile inanılmaz eğip bükerek gerçekliğinden uzaklaştırmayı bir anlatım, bireyin tüm görsel özelliklerini anlatarak kendi düşündeki gerçekleri dayatan bir anlayışa tasvir diyorlar. Bir faşistin –Hitler- çok iyi ressam olmasına ne demeli? Onlara göre bu imkansız.

Büyük ozan Nazım Hikmet’in karanlık geçen hapishane günlerinden sonra ilk kez bir pazar günü avluya çıktığında güneşi anlattığı o inanılmaz şiirini yazarken tamamen kendi içini dışına çıkarmaktan başka yaptığı bir şey yoktu. Çok ilişkiyle çok çocuk olmayacağına göre, edebiyatçıların peşlerinden giden yazarak ünlü-zengin olma heveslisi grupların yazdıkları yine o edebiyatçıları taklitten öte gidebilir mi?

Sözümün sonu: bana hayatı anlat; şimdiyi, geleceği. İçindeki içini anlat, “taklit kişiliğini” değil.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..