Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Yeni bir gazete Habertürk

Yeni bir gazete Habertürk
 

bendeniz


Reklâm faslı sona eren HABERTÜK Gazetesi, tam yedi ekle okurlarına sunulmuş…

Hayal kırıklığı yaşadım mı yaşadım…

Gazeteyi daha ilk günden eleştiri yağmuruna tutacak mıyız?

Eleştireceğiz tabiatıyla…

Hem eleştiri iyidir ve eleştiriye değer bulunana yapılır, daha iyi olması için değil mi?

Okur gözüyle gazetenin dünyada ilk’i “nedir, ne değildir?” diye bakınca, avuçlarımı doldurmayan bir gazete ile ellerim tanıştı…

Sayfalara göz atmadan, sayfa düzenini incelediğimde; pekiyi olmasa da eh iyi…

Fakat okunası yazarları göremedim gazetede; bu verdiğim notu geri alıyorum, müsaadenizle.

Yani orta notum yazarlar için… Hatta geçer mi bilmem bir not düştüm kendi okuyucu karneme…

Benim, senin, onun, sizin, yani hepimizin; okuyacağı türden, okuyucuyu sarıp sarmalayan, kendi gibi hissettiren yazarlar hani?

Var mı?

Kendince yazanların ibadullah olduğu gazetelerimizde, konuşma diline yazın dilinin farklılığını anlatacak yazarlar elzem ama bu elzemi kim biliyor? Kim tınlıyor?

Okuyucuyu yormayan, okudukça okutan, kaleminden kültür ve okunası yazılar damlayan, tek başına muhalif, tek başına gazeteyi gazete yapan yazar var mı Habertürk Gazetesi’nde?

Ben daha ilk günden bu yazar kadrosuyla; yüz binleri geçecek tirajı göremedim gazetede… Okurun kendini tekrar eden yazarlara tepkisi onları okumamaktan geçer; bu vaziyette; bu gazete ilk günden sunumundaki eksiklikleriyle tepkilere ne der bilinmez…

Kendileri bilir…

Gazete satışlarının belli olduğu bir okuyucu kitlesinde; okuyucu en iyileri, en iyi yazarları ister…

Arz talep dengesinde; Habertürk Gazetesi, arz dengesinde; talebi unutup; arzı endam etmiş, gazetedeki yazar boşluğunda.

Muhabir kavramı gazetenin kemiğidir ama yazar da gazetenin fikir adamıdır ve birçok gazete okuru gazetesini gazetede yazan köşe yazarı için alır…

Almaz mı yoksa?

Almalı, çünkü fikir yazarı önemlidir gazetede…

Bilinen şudur ki, renkli sayfalar dışındaki yazar kadrosunu eksik buldum yeni Habertürk Gazetesi’nin...

Hatta sevemedim…

Kaleminden ışık damlayan, kıvamlı yazarları göremedim…

İsterdim ki, kalemi kıvrak, bir meali doğru düzgün anlatan bir kalem olsun gazetede ama yok…

Magazin Habetürk’de ise yok bir şey…

Yok…

Bana göre yok…

Size göre var mı?

O var olanlar nerdeler acaba?

Var olanlar, genel yayın yönetmenin gözünden kaçmış… Kendini ispat edememiş, medya sayesinde ünlenememiş…

Ahbap-çavuş ilişkileri ile kendine ahbap, bir kayırıcı bulamamış…

Bunlar mı ölçüdür…

Evet ölçüdür…

Biliyorum çünkü bendeniz de gazeteciyim, gazetecilikle alakası olmayan kişilerin tanıdıkla köşe sahibi olduklarını biliyorum…

Muhabirlikten geldim ama muhabir olmadan köşe yazarı olanları gördüm…

Daha neler göreceğiz onu bilmiyorum…

Habertürk Gazetesi’nin spor ve ekonomi ekleri olmazsa olmaz değil…

Çok sayfa ile gazete çıkarmakta marifet değil…

Kâğıt ekonomisi bu durumdaki işe ne diyecek bakalım?

Ya kâğıtlarımızı çıkardığımız ağaçlarımız?

Sofistike olan bir yazma köşesi istemiyorken ben, sen, o, biz, siz, onlar…

Ne yaptı yeksan ile yoldaş bir gazetede daha bize?

İşin daha başından böyle eleştiri olur mu demeyin…

Nasrettin Hoca ne yapmış, hatırlayın…

Kızını testiyi doldurmadan suya göndermeden dövmüş hani…

Ne adammış şu bizim hoca…

Testi kırılmadan almış önlemini, tabii dayak olmasaymış, belki de hiç olmamış…

Buradaki teşbihte hata yok… Zaten teşbihte hata olmaz…

Şadıman Şenbalkan

 
Toplam blog
: 24
: 579
Kayıt tarihi
: 05.10.08
 
 

İşletrme  ve sosyoloji okudu, halen Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi Yüksek Lisans  öğrencisidi..