Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni bir kapatma davası Türkiyeyi alt üst eder…

Yeni bir kapatma davası Türkiyeyi alt üst eder…
 

Telefon dinlemenin akılalmaz boyutlara ulaşması yeniden ülkeyi yeni sıkıntılara doğru götürüyor. Sayın Çiçek’in Fikret Bila ile yaptığı söyleşi bu sıkıntıyı ortaya koymak bakımından önemli.

Haber şu: “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, dinleme olaylarını siyasi partiler hukuku açısından incelediklerini açıklaması tartışmalara neden oldu. Başsavcı Yalçınkaya’nın karar işlem ve eylemleri Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrasında yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı olup olmadığını saptamak için başlattığı incelemenin bir kapatma davasıyla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı tartışmaların odağını oluşturuyor.”

Sayın Çiçek, “Dinlemeler hâkim kararıyla yapılıyor. Bunun siyasi partiler hukukuyla bir ilgisi yok. Yeni bir kapatma davası Türkiye’yi altüst eder. Daha önce açılan kapatma davası sırasında 4 ay boyunca Türkiye’nin nasıl sıkıntılar yaşadığı ortada. Böyle bir girişim ekonomik ve siyasi istikrarı çok olumsuz etkiler. Ekonomik değerler çok olumsuz etkilenir. Ayrıca siyasi istikrar da çok olumsuz etkilenir. Bunları yaşadık. Bu süreçte neler yaşadığımızı herkes biliyor. Eğer bu gelişmeler yeni bir kapatma davası geliyor biçiminde algılanırsa her şey altüst olur.” diyor.

Cemil Çiçek son derece deneyimli bir politikacıdır. Sırf bu yüzden bile söylediği sözler üzerinde hassasiyetle düşünülmelidir. Öncelikle sayın Çiçekin “Dinlemeler hâkim kararıyla yapılıyor. Bunun siyasi partiler hukukuyla bir ilgisi yok.” Sözlerine katılmadığımızı belirtelim. Sebebi ise bu olayların tam ortasında yer alan teftiş kuruludur. Bu kurul Adalet bakanlığına bağlı çalışan bir kuruldur. Ne garip tesadüftür ki, hükümet üyeleri aleyhinde herhangi bir dava açan hakimler hemen bu kurul müfettişlerince soruşturulup tarumar edilmektedir. Bu kurul müfettişlerinin oradaki mevcudiyetleri Adalet bakanının iki dudağı arasındadır. Bu nedenle bakanın isteği dışında bir hareket yapmalarının mümkün olmadığı ortadadır. Cumhurbaşkanı dahil hükümetin tamamı AKP kadrolarından oluştuğuna göre bu kurum şeklen olmasa bile özde bir siyasi kurumdur, siyasi partiler hukuku ile doğrudan ilişkilidir.

Yaşanan olaylar, maalesef yasamanın yargıyı kendi denetimi ve emri altına alma girişimi çağrışımını yapmaktadır ki; bu da Anayasamızın ruhuna aykırıdır.

AKP meçliste istediği kanun ve yönetmelikleri çıkarabilecek sayıya sahiptir. Şimdi bir soru soruyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve cevaplayın. Eğer AKP hükümeti bu kurulun icraatlarından memnun olmasa, veya haberdar olmasa idi, bir gecede alacağı bir kararla o kurumu yok etmez miydi?

Gelelim sayın Çiçek’in, “Daha önce açılan kapatma davası sırasında 4 ay boyunca Türkiye’nin nasıl sıkıntılar yaşadığı ortada. Böyle bir girişim ekonomik ve siyasi istikrarı çok olumsuz etkiler. Ekonomik değerler çok olumsuz etkilenir. Ayrıca siyasi istikrar da çok olumsuz etkilenir.” sözlerine.

Türkiyeyi nasıl etkiler pek bilemeyiz ama AKP yi çok kötü etileyeceği kesindir. Geçen sefer AKP yi kapanmaktan kurtaranlar bu sefer aynı başarıyı gösteremeyebilir. Siyasi istikrar ile AKP yönetimini eş anlamlı tutuyorsak onunda sıkıntıya düşeceği kesin. Ekonomi ise, AKP nin yanlış politikaları sonucu düştüğü bu durumdan daha kötü olabilir mi? Buna günümüzde büyük bölümü dış kaynaklı duruma gelen ekonominin daha da kötüleşmesi zor gibi görünüyor. Zira yabancı sermaye buna biraz zor izin verir.

Telefon dinleme nedeni ile açılması olası bir davadan bahsederken sayın Çiçek “3. Dünya ülkesi” tespitinde bulunmuş. “Watergate” skandalı hatırlardadır. Aynı nedenle ABD başkanı ve ekibi istifa etti ve yargılanmışlardı. Yoksa ABD bir 3. Dünya ülkesi midir.

Eğer hükümet gerçekten bu tür, yasaları oraya buraya çekiştirerek dinleme olaylarından rahatsızsa, adı geçen kurumu derhal kapatıp sorumlularını yargıya sevkeder. Kaybolan güvenin tekrar tesisi için kolay ve etkili bir yoldur diye düşünüyoruz.

2009-11-18

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..