Yeni bir Prof.Neumark çıkar mı?

 Bu yazımın konusu gene Suriyeliler.Siz okumaktan bıktınız ben yazmaktan bıkmadım. Bugün okuduğum bir gazete haberi beni aldı taa yıllar öncesine Üniversite yıllarıma götürdü.

 Yıl 1963.O yıl Erenköy Kız Lisesini bitirmiş ve Üniversite sınavında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini kazanmışım.Aynı liseden 4 kız arkadaşız sınıfta. 650 Kişilik sınıfta ön sıralarda yer bulma savaşı veriyoruz. Bu tutacağımız notların sıhhatlı olması açısından çok önemli.Sonraları adını sık sık duyacağımız proflarımız, doçenterimiz var ders anlatan. Ama bir çok dersin kitabı yok ve biz tuttuğumuz notlardan çalışıyoruz..İşte bu yoğun günlerde hocalarımızın ağzından hep bazı  isimler duyuyoruz. Bir efsane gibi anlatılan yabancı hocalar. Prof.Neumark,Prof,Kessier,Prof. İsaac,Bir tarihlerde gelmiş Fakültemizde ders vermiş ve bize ders veren hocaları yetiştirmiş bu isimleri hergün dinliyoruz hocalarımızdan.

 Aatürk'ün çabaları ile İstanbul Üniversitesi yeniden yapılandırılırken 1933 yılında çıkartılan Üniversite Reform Kanunu çerçevesinde ülkemize gelen ve İktisat Fakültesinin kuruluşunda görev alan, hocalar yetiştiren efsane isimlerden bir kaçı bu hatırladıklarım.2.Dünya Savaşı Almanyasında Nazi zülmünden kaçıp o zamanın en özgür ülkesi olan Türkiyeme sığınan ve Üniversitenin yeniden yapılanmasını sağlayan hocalar.

 Sadece benim fakültemde mi.Tıp Fakültesinin kuruluşunda, Fen ,Edebiyat Fakültesinin kuruluşunda ve Hukuk Fakültesinin de kurulusunda görev almış yüzlerce hoca. 

  Atamız ülkemizde çağdaş Batı eğitimini köklendirmek için Ülkelerindeki zulumden kaçan bu çok değerli bilim adamlarına yeni bir vatan sağlamış ve onlar da bunun karşılığında çağdışı bir Darülfünü Çağdaş bir İstanbul Üniversitesi haline getirmişler.

 Bu çok değerli bilim adamları görevleri sona erince  ya A.B.D ye dönmüşler veya kalıp yaşamlarını ikinci ülkeleri saydıkları bu vatanda sonlandırmışlar.

 Şimdi niye mi anlattım bu eski anılarımı. Sabah gazetede okuduğum Suriyeli göçmenler haberleri üzerine aklıma geldi.

 Suriyeli mülteciler de Türk ekonomisine çok büyük değer katacaklarmış. Biz almazsak Kanada veya diğer ülkeler alacakmış. Onun için elimizi çabuk tutup almamız gerekmiş.

 Kimbilir belki aldığımız ve vatandaşlık verdiğimiz bu 3 milyondan fazla Suriyeli müteci bir hatta birden fazla Üniversitenin kuruluşunda , yapılandırılmasında görev yapar, Türk bilim yaşamına büyük katkılar da bulunur.

 Bir sorun var yalnız. Suriyeli mültecilerin %45 ı okuma yazma bilmiyormuş.

Önce onlara okuma yazma öğretmemiz gerek bilim yaşamımıza yararlı olmaları için.  

 Yazımı sonlandırıken adı geçen yabancı hocalarımızı anımsamama yardımcı olan yazının yazarı Sayın Hüseyin Rahmi Özgenel Bey'e teşekkür ederim.