Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '10

 
Kategori
İzmir
 

Yeni bir sayfa... Yeni bir hayat...

Yeni bir sayfa... Yeni bir hayat...
 

Bugün, hayatımın önemli günlerinden birisi.

İzmir'de üçüncü yılıma girdim.

İşyerimde ikinci yılım ve oradaki son günümdü.

Yarın, yeni yerimde başlıyorum kısmetse.

Herşey nasip kısmet hayatta.

İnsan bazı seçimler yapıyor, bazı kararlar alıyor, birşeyler yaşıyor ama bir noktadan sonra kaderde ne varsa o oluyor.

Vakti saati gelmeden hiçbir şey olmuyor.

Vakti saati geldimi de nasıl bir anda herşey olup bitiyor, anlamıyor.

İzmir'e geldiğimde nerede çalışmak istediğime karar vermiş, evimi tutmuş, herkesle de tanışmıştım.

İşe başladığım yer, aklımdan bile geçmeyen, haritada nerde olduğunu aradığım bir yer oldu.

İzmir'i sadece Alsancak - Karşıyaka sanan bir hatun kişi olarak ilçeleri bilmiyordum.

Çeşme'den başka ilçe duymamıştım.

Gitmişliğim de yoktu üstelik.

Bildiğim en uzak ilçe Buca'ydı :)

İki yıldan fazla bir süre hergün iki saatim yolda geçti.

Sabahın kör saatinde köpeklerden korka korka durağa indim; herkesin yemeğini yediği keyif çayını içtiği saatte eve geldim.

Şikayetçi miyim?

Hayır :)

Çok güzel bir ortamda çalıştım bu süre zarfında.

Tarım bakanlığına alışma dönemimi, sıcak dostluklar kurduğum bir avuç mesai arkadaşımla geçirdim.

Kahvaltı için ben seviyorum diye evden gözleme yapıp yolladı Mahi abla.

Askere giden oğluna asker bohçası yaptık Ahmet abinin.

Doğan bebelere gözaydına gittik.

Vefat edenlerin ailelerine taziyede bulunduk.

Babanne lokma döktürünce ben seviyorum diye bir torba ayırıp getirdi bana.

Kahve yaptım herkese, dosyalar arasında kayboldukları günlerde.

Çok şey öğrendim.

Ayağım toprağa değdi.

Çiçek böcek gördüm dünya gözüyle.

Ege köylerini gezdim.

Yolun uzunluğunu görmedim, yorgunluğumu anlamadım bile.

Ama...

Hayat işte :)

Bir adım ileriye gitmek bazen bir sayfayı kapatıyor.

Bir sayfa kapanıyor...

Başka bir sayfa açılıyor.

Kapanan sayfada yazılanlar biraz hüzün, biraz mutluluk; çokça özlem dolu anılara dönüşüyor.

Kalmak...

Mümkün değil.

Gitmek...

Kolay değil.

İnsan böyle zamanlarda bildik olanın sıcaklığını istiyor.

Bilinmeyenden çekiniyor.

İzmir'e gelirken de öyle olmuştum.

On senemi geçirdiğim şehirden İzmir'e gelmek de kolay olmamıştı.

Korkmuştum bütün cesaretime rağmen.

Geldim...

Mutlu oldum.

Hem de çok mutlu oldum.

Geride bıraktıklarımı özlüyorum tabii.

Yine özleyeceğim.

Ama...

Hayat devam ediyor.

Geride bıraktıklarımın beni saran sıcaklığıyla yeni adımlarımı atacağım.

Hayatımın yeni sayfasına onlardan aldığım güçle başlayacağım.

Onlar hep yanımda olacak.

Biliyorum.

Neden diyacahsan...

Ne biliim...

Ele işte :)

 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..