Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni bir şey söyle Sayın Başbakan!...

Böylesi olaylarda klasik bir laf vardır, "Dağ fare doğurdu" deriz hemen.
 
Ne yazık ki bu sefer dağ fare doğurmadı, ne doğdu bilemiyorum ama, ölü doğduğu ortada...
 
Başbakanın adına "Demokratikleşme paketi" diye açıkladığı şeyin, demokratikleşmeyle uzaktan yakında ilgisi olmadığı açıkça ortada. Ve başbakan, bu durumun çok net şekilde itirazlara neden olacağını da bildiği için, sunumunu yaparken peşinen "Rahatsız olacaklar" demişti. 
 
Neden rahatsız olacağız, çünkü açıklanan "Şey"in adı demokratikleşme paketi değil...
 
Başbakan şöyle söylüyor: "Çok açık söylüyorum. Demokratikleşme paketi milletimizin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykusunu kaçırır. Reformlar milletin iradesine musallat olan ceberut odakları rahatsız eder. İleri demokrasiye doğru attığımız her adım mağdur mazlumları mutlu eder, yasakçı zihniyetleri tedirgin eder. Biz milletimizi memnun razı mutlu edecek ne varsa onu yapmaya devam edeceğiz."
 
Şu açıkladığınız şeyleri "Demokratikleşme paketi" diye millete sunmaktan vazgeçin. Bu öyle bir şey değil. Cumhuriyetin kazanımlarını ve ileri medeniyet seviyesine ulaşma yolundaki sürecin dinamitlenmesinden başka bir şey değil. 
 
Evet, biz rahatsız olduk, doğru... Lakin rahatsızlığımız, 11 yıldan beri, yani iktidara geldiğiniz günden bu yana ortaya koyduğumuz itirazlarımızda haklılığımızın belgesi bu...
 
40 dakika yaptığınız parti propagandasından sonra onbeş dakikada "Açıkladığınız" şeydeki başlıklara tek tek bakmaya bile gerek duymuyorum.
 
Sizin paketinizde, ülkeyi bölünmeye götürecek uygulamaların farkında değil misiniz?
 
Bakın niye...
 
Siz "Oy verme hakkına sahip olan herkesin siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açıyoruz" dediniz sayın başbakan. Bu uygulamanın sonucunun nerelere varabileceğini hesapladınız da mı söylediniz, yoksa?...
 
Çünkü ceza ve tutukevlerindekilerin de "Oy verme hakkı" var, ne demek istediğimi anlatabildim mi?
 
Konuşmaya selamla başladınız. Ancak, bu ülkeye hizmet etmiş bir çok kişiyi gözardı ettiğiniz gibi, bir Atatürk i bile demediniz.
 
Yine... "Muhalefet, artık dilini değiştirmek zorunda..." derken, siz dilinizde hiç bir değişiklik yapma gereğini duymadan aynen muhalefete saldırdınız. Sizin mantığınızla söylüyorum, milletin en az yüzde ellisi tavrınızın farkında...
 
Bir başka konu...
 
Ağzınızı her açtığınızda 1982 anayasasını ve içeriğini "Vesayet anayasası" diye tenkit edersiniz. Seçim sitemini beğenmezsiniz, ama "demokratikleşme" deyince "Biz, seçime bu sistemle seçime girdik..." diyerek yüzde 10 barajını kaldırmaya yanaşmadığınız gibi, bir de ortaya koyduğunuz öneriler ile "Bu seçeneklerden biri" dayatmasında bulunuyorsunuz.
 
Sayın başbakan...
 
Yıllardan bu yana siz söylersiniz, biz itiraz ederiz. Konu hep aynıdır. Amacınız, kamuda başörtüsünü serbest bırakmaktı, amacınıza ulaşmak için gerekeni yapacaksınız, arkasından ne geleceğini hep beraber göreceğiz. Yarın çarşaf ile gelen olursa o da kabulünüz mü? Kaldı ki okulda çarşaf değilse de çarşaf benzerini gördük.
Okullarda "Andımız"ı da kaldırdınız, sağ olun var olun...
 
Varmak istediğiniz durak neresi, biz biliyoruz ama amacınıza ulaşmanız biraz zor olacak...
 
Söyledikleriniz, onbir yıldan beri hep aynı, keşke yeni bir şey söyleseydiniz.
 
02 EKİM 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
Dip Not: Bu yazımız, gerekçesi belirtilmeden reddedilmişti. Muhtemel "Red" nedenleri kaldırılarak yeniden yayına alınmıştır.
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..