Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '09

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Yeni bir soluk

Yeni bir soluk
 

İnsansız şehirlerden, modern şehirlerin yeni hapishaneleri olan AVM’lerden ve son olarak da taş kaldırımlı yaşam alanlarından bahsettiğim yazılar oldu.

Sadece yaşam alanlarının çoğaltılması ve de geliştirilmesiyle iş biter mi?

Hayır,

Yaşam alanlarında insan soluk almak için otururken, dinlenirken başka şeylerde olmalı çevresinde. Herkesin bildiği gibi ekonomik kriz teğet geçmiyor. Ekonomik krizin dibine vurur duruma geldik.

Son birkaç aydır işsizlik oranı gözle görülecek ya da başka bir ifadeyle reddedilemeyecek boyutlara ulaştı.

Bu insanların baktığı, bakmakla sorumlu olduğu aileleri bulunmakta. Sadece parasal yardım yaparak, erzak dağıtarak ve benzeri yardımlarda bulunarak bu işin üstesinden gelinemeyeceğine göre. Başka çözüm yolları bulmak ve üretmekte çok büyük fayda bulunmakta.

İnsanlar aç, akşamı nasıl edeceğini, günü nasıl bitireceğinin derdine düşmüş durumda. Haberlerde izlediğim kadarıyla pek çok vatandaş artık “Bize erzak, beyaz eşya değil iş bulsunlar” diyerek isyanlarını dile getirmekte.

Şimdiye kadar hep balık dağıtılarak seçimler kazanıldı ama insanların oltaya ihtiyaçları var.

Her ne kadar değişik zamanlarda Ankara’nın en zengin şehirlerden biri olduğu söylense bile. İşsizlik dev kollu bir ahtapot gibi Türkiye’yi ve Ankara’yı sarmışken. “Yapacak bir şey yok, elden ne gelir” diyerek bir köşeye sinmek ya da çekilmek gibi bir lüks olamaz, olmamalı da.

Diyeceğim şu ki. İnsanların satış yapmak için mafyaya milyar ödemediği ya da mafya tarafından parsellenmesine olanak ve izin verilmemiş alanlarda tek derdi akşam eve götüreceği ekmek olan kişi zabıta korkusu duymadan, bu arada görüntü ve gürültü kirliliğine sebep olmadan satış yapabilmelidir.

Günümüzde bir takım ya da bir ayakkabı için 400-500TL verecek insan kadar bunun onda birini bile ödeyemeyecek ama en önemli gereksinimlerinden olan yemek, giyim ihtiyacını görmezden gelemeyecek insanlarımız da bulunmakta.

Satışları daha ziyade bu gruba ait vatandaşa olacak alış veriş mekanları açık havada kurulabilir. Kurulduğu alanın çevresi süslenerek, sevimli bir duruma getirilerek yaşam alanlarının görüntüsünü bozmadan satış yapabilirler.

Bu durumda gelirleri farklı olmasına rağmen vatandaş belli merkezlerde tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek yerler bulur.. Bu sırada ister düşük, ister yüksek gelirli vatandaş alışverişi sırasınca yakınının kısa süreliğine ya da saatliğine bırakabileceği yaşlılara , engellilere, çocuklara hizmet veren mekanlar kurularak hem alışveriş yapan kişinin hem de kendisiyle dolaşamayacak yakınının temel ihtiyaçları da giderilmiş olur.

Sonuçta insanlar birlikte olabilme, her fiyata alış veriş yapabilme ve her koşulda hizmet alabilme özgürlüğüne kavuşmuş olur.

Sanırım böyle bir soluk alma hiç kimse ve hiçbir yerel yönetim için çok zor değildir.

Yeter ki istenilsin ve uygun bir şehir planlaması ile yaşama geçirilebilsin...

var gaJsHost = (("https:" == document.location.protocol) ? "https://ssl." : "http://www."); document.write(unescape("%3Cscript src='" + gaJsHost + "google-analytics.com/ga.js' type='text/javascript'%3E%3C/script%3E")); try { var pageTracker = _gat._getTracker("UA-7006964-1"); pageTracker._trackPageview(); } catch(err) {}

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..