Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '07

 
Kategori
Blog
 

Yeni Blog dizimiz "Çingen Rabiş"

Yeni Blog dizimiz "Çingen Rabiş"
 

Bölüm II

I. Bölümü, Sülü paşanın sarayda olup bitenleri dikkatle takip ettiğinden bahisle bitirmiştik. Yeni bölümde bizimle beraber olacak karakterleri tanıtmama müsade ediniz.

Saray Müftüsü......................................................Cemalettin Bey
Saray katibesi......................................................Dilek-Çe HATUN
Posta sürücüsü.....................................................Şoför NEBARET
Akıncı beyi Ademoğlu............................................Çalışkan ADAM
Kapkaççı ........., .................................................. SARKOZ

......... Lala Mustafa paşa, soğukkanlılığı sayesinde padişahın gazabından kurtardığı iki civan için yinede endişeliydi. Öteden beri Esma Sultana ilgi duyan Sülü paşanın bir kötülük yapmasından korkuyordu. Sarayda çevirdiği entrikalarla acımasız ve güçlü bir konumda olan Sülü paşayı alt etmek öyle kolay değildi.

......... Saray katibesi Dilek-Çe Hatun'u çağırarak, Akıncı beyi Ademoğlu'na bir mektup yazdırıp ondan yardım diledi. Bu mektubun kesinlikle ele geçmemesi lazımdı. Bu önemli görev için APS posta sürücüsü şoför Nebaret'i görevlendirir.

.........Kaderin acı cilvesine bakınız ki; azılı kapkaççı Sarkoz, şoför Nebaret'in sırtında ki çantada bir box var zannederek hücuma geçer. Çantayı vermemek için direnen tazeciği kanlar içinde bırakır ve çantayla birlikte oradan kaybolur.

.........Mektubun Sülü paşanın eline geçmesinden çekinen Lala paşa, önlem olarak Demirtay bey ve Esma Hatun'u bir bahaneyle saraydan uzaklaştırır. İkametleri için de şimdiki Sefaköy, Halkalı, İkitelli, Altınşehir ve Avcılar sınırları içinde kalan Küçükçekmece gölü avlağını ve havalisini tahsis ettirir.

.........Sarayda ki bu hareketlilik Sülü Paşanın gözünden kaçmamıştır. Durumu bir soru önergesiyle padişaha sormayı düşünür ama henüz parlamenter sisteme geçilmediğini fark ederek bizzat yüzüne söylemeyi uygun görür.

-Padişahım devletlum, bağışlayın beni. Siz kaval çalmasını bilirmüsüz?

- Nerden bileyim kavalı zurnayı bre paşa. Nedir emelin süleyesin?

-Hiiiç, bende bilmem amcamın oğlu da!

-Bre o zaman ne sorarsın böyle ne idiğü belirsiz soruları, te ba zındık...

-Ama bilesüz Padişahım "Sütanne Çingen Rabiş" eyü süt verir kızancıklara.

-Bre paşa tiz ve açık süüle ne diyeceksen. Yoksa alırım omzundaki pırpırları dikerim paçana ha.

.........Padişahı daha fazla gaza getirmenin kendisine de yarar getirmeyeceğini bilen Sülü Paşa, ıkına sıkına ağzında ki baklayı çıkarıverir nihayet. (Hem kendisiyle röportaj yapmaya bile tenezzül etmeyen ekabir Blog ekibinden de hıncını almış olacaktır böylece.)

-Bağışlayasuz devletlu padişahım... diye başlar Sülü paşa...

-Size komplo kurulmuştur, bağışladığınız o iki civan ürün, gözdeniz Esma Hatun'la Demirtay beyin ürünü, sütü Çingen Rabiş'in sütü, kaftandaki iz de ütü izidür. Kaftanı gösteren ütü, yolu gösteren Sülü'dür. Lala paşa olup biten her şeyi çok eyi bülür devletlum. Aha da büylayken büüyle.

.........O an başından aşağı kaynar sular dökülür koca padişahın amma; su sıkıntısı çeken kent'i, su tasarrufuna özendirmek için Saray Müftüsü Cemalettin Bey'in fetvası olduğundan kaynar sular boşa harcanmaz. Saray iaşesi için lahana haşlanır ve anısı içinde sarayın girişine meşhur lahana sütunu dikilir. (Denk gelirse kabak sütununu da ileriki bölümlerde dikebülürüz herhal.)

.......Şimdi her şey padişahın iki dudağının arasından çıkacak kelama kalmıştır. Saray avlusunun bir ucundan diğerine volta atıp duran padişah, bir ileri üç geri gidip gelerek racona uygun volta attığını zannetse de; bu stille ilerleme olanağı olmadığından, her üç adımda bir, saray balkonuna doğru geri geri gerilemektedir farkında olmadan....

......Zalim kader bahtsız padişah için ağlarını örmeye başlamıştır, heyhat!

Devam edecek...

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..