Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '20

 
Kategori
Astroloji
 

Yeni Çağ - Kova Çağı

Birkaç gün önce, 21 Aralıkta, kova çağına geçiş,  Jüpiter ve Satürn gezegenlerinin 800 yıl aradan sonra bir araya gelmeleri vs derken daha önce pek de alışık olmadığımız hatta bi çoğumuzun hiç duymadığı Nardugan Bayramını da öğrenmiş olduk. Türklerin İslam dinini kabul etmeden önce kutladığı iddia edilen, Orta Asya Türk mitolojisinde var olduğu söylenen, geceyle gündüzün uzun süren mücadelesinden sonra aydınlığın karanlığa galip gelip büyük bir zafer kazandığına inanılarak kutlandığı varsayılan bayram… İnanışa göre eski Türkler bu süreçte dua eder ve yeryüzünün tam ortasında olduğuna inandıkları hayat ağacı altında bu bayramı kutlarlar, o yıl için dilekler dilerler ve dileklerin kabulü için akçam ağacına çeşitli renkte kumaş süsler bağlarlarmış. Asya halkının süslemek için seçtiği akçam, kışın dahi yapraklarını dökmeyen ve daima yeşil kalma özelliğinden dolayı “Hayat Ağacı” olarak isimlendirilmiş. Yılbaşı kutlamaları ve çam süsleme geleneğinin eski Türklerden Hristiyanlığa geçtiğini söyleyenler çoğunlukta; bilemiyoruz ne kadar doğru…Fakat bunun özellikle bu sene biraz parlatılarak gündeme getirilmesi pek çok kişiyi de rahatsız etti. Hristiyan geleneğindeki noeli benimsetmek için uydurulduğunu iddia edenler, çam süslemenin sanki eski Türklerde de varmış gibi gösterilerek bunun normalleştirilmeye çalışıldığı, bir kısım çevrelerin gelenek arama çabasına girerek yeni gelenek icatları çıkardığı falan daha çok tartışılıyor.

Noelle ilişkilendirilmesi ne derece mantıklı bilmem ama benim mantığım 21 Mart Bahar bayramı gibi, 21 Aralık da Nardugan Bayramı bi yerlerde var olmuştur; böyle kutlamaların olması muhtemeldir diye düşünüyorum. Çünkü doğa olaylarının yaşama çok hakim olduğu, doğadan gelen gücün kutsandığı ve doğaya çok önem verildiğini düşündüğümüzde, doğayla barışık olma adına böyle kutlamalar olabilir. Yine doğanın bereketini beklemek, toprağın gücüne güvenmek, inanmak ve minnet duymak adına bir teşekkür ritüeli gibi geliyor bana böyle şeyler.  Hıdrellezde gül dibine ektiğimiz dilekleri bu bayramda da akçam dibine ekiyordur belkide.. Geçmişte neydi sonra neden vazgeçildi ne oldu  emin bilgilere ulaşmak başka bir alan tabii.. Şimdi kutlanmalı mı kutlanmamalı mı tartışmaları da yersiz aslında, isteyen kutlasın kime ne…

Ritüelleri gördük o gece bol bol:)) Bu  süreçte içsel tohum ekmek, dışa olumlu enerjiler göndermek sonra umutları toprağa eker gibi 21 Mart bahar bayramıyla birlikte inanarak büyümesini izlemek, beklemek, sabretmek vs…vs….

Bunlar iyi midir kötü müdür kişiye göre değişir ama kişiyi iyi hissettiren bi şeyse, özünde verene şükür varsa kimseye bir zararı olmaz gibi geliyor. Asloan putlaştırmadan, kutsallaştırmadan, aklımızı da kullanarak, kırmadan dökmeden yapmak; yoksa iyi dileklerin, iyi niyetin kimseyi inciteceğini düşünmüyorum.  Birbirine hayır dua etmek, iyi temennilerde bulunmak herkese iyi gelir.

 

Bir de evrensel kültürel ögelerde bu tür ritüellerin çıkış noktası kötü amaçlı değildir, felsefesi hep iyileştirmeye, birleştirmeye, bütünleştirmeye, teşekküre, minnete ve iyilik etkisini çoğaltmak üzerinedir. Noelle ilişkisi de bence bu noktada, evrenel külterel ögelerde toplumlar arası, benzer pek çok ortak kodu görmek mümkündür.

 

//Bu felsefeyle başlayan bir çok ritüel aslında ya zaman içinde unutulmuş yada şekil değiştirmiş, çağa uymaya çalışırken bi haller olmuştur. Eskiden beri var olan bebeğin doğumunda  ad verilmesi, kırk uçurma gelenekleri vs şimdi baktığımızda bambaşka bir şekle evrilip özenti ve gösterişe döndü. Kültürel olarak bi çok güzel şeyin, ya zaman içinde gerçeğinden uzaklaşmışız ya da tümden yok saymışız. //

 

Tekrar Narduga bayramına dönersek benim bahçemde iki minik çam ağacım var - Tarım ve Orman Bakanlığı var olsun- dileklerimi diktim en uzun gecenin sabahında; bol bol teşekkür ve şükürle,  verene oldurana diyerek… Bende iyi bir şeyler olsun ve onları iyilikle açığa çıkarsın yaradan diye; kimseden bir şey beklemek değil, beni var ettiğine sonsuz inandığım ve her anımda gücünü hissettiğim yaratana şükür sadece.. Bu sebeple biraz düşünme alanı açmak, değer bilmek, farkında olmak, tohumdan uzanan yolculuğa şöyle derinden bakmak, sakinlikle bir şeye odaklanmak…Varlığın içindeki bolluğu bereketi, mucizeyi görmek; amaç sadece bu…

    *      *     *    

Jüpiter ve Satürn kavuşmasıyla yeni bir çağın başladığı söylense de biz bu döneme erken girdik.  Pandemiyle birlikte başlayan değişim ve dönüşüm yaşam alışkanlıklarımızı alt üst etti zaten. Şimdi yeni alışkanlıklarımızla birlikte algımızı, öğrenmelerimizi, ilişkilerimizi, zihinsel yapımızı tekrar güncellememiz gerekiyor yeni kova çağında… Nasıl olacak yaşayıp göreceğiz…

Ben kendi adıma çok umutluyum. İnsani değerlerin daha ön plana çıkacağı, insan davranışlarında bilgiden çok görgünün, insanın biricikliği üzerinden değerin ve saygının ön plana çıkarak, bunu yapan insanların gerçek saygınlığa ve değere ulaşacağına daha fazla inanıyorum.  Yani kibir, ukalalık, sadece ben bilirim, o üstenci bakış, kendini bi şey sanma hali… bunlar bitti; böyle insanların devri sona erdi. Çevresinde olumsuz hisler uyandıran, sürekli eleştiren, yargılayan kötü hissettiren, negatif insanların miladı doldu. Saldırgan üslup, benim düşüncem en doğrusu, en iyisi benim, höt höt sağa sola ahkam kesen ve böyle kabul görmeye çalışan kişilerin bundan sonraki süreçte var olacağına inanmıyorum. 21 yy insanı diye yapılan tanımlamalar güncellenecek bu süreçte…Ve bunu hep birlikte yaratacağız… Kötülüğü değil, iyiliği görünür kılmanın devri başladı, alçakgönüllülük dönemine geçiyoruz.  Herkesin nevi-şahsına münhasır varlıklar olduğu gerçeğiyle, her ne olursa olsun saygı duyarak, farklılıklarla birlikte olmak, birleştirici, bütünleştirici kolektif bilinç oluşturmak, her yaptığına yüreğinden bir şeyler katarak, kendinden vererek yapmak, neyi neden yaptığının şuuruyla yapmak, birbirimize el vermek, duygusal dokunmak, birbirimizi iyileştirmek, varlık amacımızı iyilik üzerine konumlandıracağımız anlayış daha çok kabul görecek yeni çağda…

 

İnandığımız her ne ise onu yaşarız öz farkındalığıyla, iyiliklerin çoğalacağı kapılar açsın zaman bize…

Sevgiyle …….

                                                

 

 
Toplam blog
: 55
: 866
Kayıt tarihi
: 19.10.17
 
 

Eskişehir doğumlu.. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu.. M.E.B de Rehber Öğretmen.. Md...