Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '10

 
Kategori
Eğitim
 

Yeni ders yılına girerken…

Yeni ders yılına girerken…
 

Bugün yaklaşık 16 milyon öğrenci ve beraberinde 600 bin öğretmen; yeni öğretim yılı için ders başı yaptılar.

Yıllardır çözüm vaatlerine rağmen bir türlü bitmeyen okullarımızın sorunlarına, bu yıl yenileri eklendi.

Neticesinde okullara 30 bin öğretmenin atanması beklenen son KPSS, toplu kopya iddiaları gerekçesiyle iptal edildi.

Geçen yıl ülke çapında 32 ilde okul öncesi eğitim zorunlu tutulur iken, bu yıl il sayısı 57’ye çıkartıldı.

Sıkıntılara okula yeni başlayan öğrenci sayılarındaki artışları da eklediğimizde, okullarımızdaki öğretmen açığı büyüklüğünü varın siz tahmin edin.

KPSS’nin iptal kararı “doğru mu, yanlış mı?” kamuoyunda tartışıla dursun; sonuçta olan suçsuz, günahsız çocuklarımıza oldu.

Mevcut sorunlar sayesinde, en az bir öğretim yılı daha okulların öğretmen açığı mevcudiyetini koruyacaktır.

Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, yeni öğretim yılına ilişkin yaptığı açıklamalarda, öğretmen açığı da dahil olmak üzere, aşağıdaki hususlara dikkat çekti.

“Türkiye’de ilk ve ortaöğretimde, derslik başına düşen öğrenci sayısı yaklaşık olarak 33 kişidir. Bu rakam Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 44’e yükselmektedir.” dedi.

Devamla “OECD ortalamasına göre, ülkemizde okul öncesi eğitimde 77 bin, ilköğretimde 163 bin ve ortaöğretimde ise 66 bin dersliğe daha ihtiyaç vardır.” diyerek, tespitlerde bulundu.

Görüldüğü üzere, rakamlarla da bakıldığında eğitimdeki tablo fazla iç açıcı görünmüyor.

Kaldı ki okullarımızın sorunları sadece öğretmen ve derslik açığı ile de sınırlı değil. Başka sıkıntılar da mevcut.

Örneğin; çoğu okullarımızda temizlik, elektrik, su ve yakacak giderleri ödenekleri, yok denecek kadar azdır.

Buna karşılık, servis, okulun iyi öğretmenine öğrenci kayıt ücreti, giysi ve kırtasiye giderleri; velilerin ödeme gücünü çoktan aşmış durumda.

Çocukları ilköğretime devam eden öğrenci velileri iyi bilirler. Çünkü bu tür sıkıntılar özellikle ilköğretimde daha fazla.

Yukarıda belirtilen gerçekleri yok sayarak, eğitim kurumlarında her yeri “gülük, gülistanlık” göstermeye çalışmak, sorunları ortadan kaldırmaya yetmez.

Aksine çözüm noktasında sarf edilmesi gerek enerjinin, yok yere bu tür hinliklere harcanması neticesinde zaman kaybı oluşmuş olur.

Eğitim kurumlarımızın artık oyalama taktiklerine ve zaman kaybına yol açan boş vaatlere tahammülü kalmamıştır.

Umarım konunun yetkilileri de bu gerçekliğin farkında olur ve çözüm için şimdiden kolları sıvarlar.
 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..