Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '18

 
Kategori
Beslenme
 

Yeni Dönemin Savaşçıları: Probiyotikler

Yeni Dönemin Savaşçıları: Probiyotikler
 

Son dönemlerin en çok konuşulan besinlerinden  birisi de probiyotikler. Ev yapımı mı, hazır mı içsem? Çocuğuma içirebilir miyim? Hamileyim tüketebilir miyim gibi pek çok soru var aklımızda. 

Probiyotik latincede "yaşam için" anlamına gelmekte. Probiyotikler aslında barsaklarımızda yaşan dost bakteriler. Doğum anı ile birlikte barsak floramız oluşuyor ve 2-3 yaşına kadar tamamlanıyor. Yaşadığımız çevre, doğum şekli, tükettiğimiz besinlerin etkisi oluşan barsak floramız yaşamımızın sonuna kadar ufak değişiklikler dışında aynı kalmakta. Bu nedenle yaşamın ilk 2-3 yılı    yaşadığımız çevre ve beslenme şeklimiz çok önemli. 

Çalışmalar normal doğum ile bebeğim doğum anında probiyotik bakteriler ile karşılaştığını ve bunun da sağlıklı barsak florası için son derece önemli olduğunu belirtiyor. Sezeryan doğum ile doğan bebeklerde ise anne sütü çok çok önemli. Bağışıklığın güçlenmesi için emzirmek şart. Aynı zamanda bebek mamalarına da probiyotikler eklenerek bebeklerin beslenmesi probiyotik açısından desteklenmiş oluyor. 

19. yy'ın ikinci yarısında mikrop-hastalık ilişkisinin ortaya çıkması ile hijyen,sanitasyon gibi kavramlar ortaya çıktı. İnsanlar daha steril, lif oranı düşük besinler tüketmeye başladı. Bunun sonucu olarak barsaklarımızdaki bakteri florası değişliğe uğradı. Yararlı dost bakterilerin yerine şişlik, kabızlık, gaz gibi problemlerin  oluşmasına neden olan kötü bakterilerin sayısı artmaya başladı. Ayrıca son dönemde artan antibiyotik kullanımı da yine barsak floramızın bozulmasında bir başka faktör. 

Peki biz bu durumda ne yapmalıyız? Öncelikle bilmemiz gereken barsak floramızın 2-3 günde bir yenilendiği. Bu nedenle probiyotik besinleri düzenli olarak tüketmek çok önemli. Bir besinin probiyotik özellikte olması için belli bir bakteri sayısına sahip olması, tercihen insan kaynaklı bakterileri içermesi, bağışıklık sistemini uyarabilmesi ve taşıyıcı gıda da raf ömrü boyunca canlı kalabilmesi gerekmekte.

Ülkemizde en sık kullanılan probiyotik besin yoğurt. Fakat bazı kaynaklar yoğurdu probiyotik besin olarak kabul etmiyor. Bunun sebebi içerdiği bakteri sayısı ve çeşitliliğinin  yetersiz oluşu. Probiyotik maya ile mayalanan yoğurt ise probiyotik besin kategorisine giriyor. 

Kafkas Türklerinin sıklıkla tükettiği "kefir" son dönemde bizim beslenmemizde de yerini aldı. Kefiri satın alırken dikkat edilmesi gereken üretim tarihi yeni olan kefirler tercih edilmesi. Çünkü üretim tarihi ile tüketim tarihi arasında uzun süre olması kefir içeriğindeki bakteri sayısında azalmaya neden olabilmekte. 

Bunun dışında tansiyon sorunu olmayan kişiler probiyotik olarak turşuyu da tüketebilir. 

Kombucha çayı ise Japon kültüründe yer alan bir başka probiyotik besin. 

Doğal besinlerin dışında probiyotik bakterileri takviye şeklinde de alabilirsiniz. 

Yakın zamanda yapılan çalışmalar probiyotiklerin barsak florasını düzenlemesinin yanında atopik rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılabileceğini göstermekte. Atopik hastalıklar denilince atopik egzema, alerjik rinit, egzema gibi hastalıklar düşünülmekte. Son dönemlerde özellikle batı toplumlarında atopik hastalıkların artması artan hijyen koşulları ile özellikle çocukluk döneminde bakteriler ile dengeli bir yaşam sürdürülememekte ve sağlıklı barsak florasının oluşmaması temel etken olarak gösterilmekte. 

Gebe anneler hamilelik süreci boyunca ve emzirme döneminde probiyotik tüketmeye devam ederlerse çocuklarında atopik egzema riski %50 azalmakta. 

Chron's hastalığının tedavisinde probiyotik besinler etkili mi?

Çalışmalar hastalığın alevlenme dönemi dışında probiyotik tüketiminin barsak florasını düzenleyeceği için tüketilmesini önermekte fakat alevlenme döneminde etkisinin olmayacağını göstermekte. 

Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasında barsak florasında kötü bakterilerini sayısının arttığı, iyi huylu bakteri sayısının ise azaldığı görülmüştür. Barsak florasının dengelenmesi için karaciğer yağlanmasında probiyotik besinlerin tüketimi yararlı olacaktır.

Probiyotikler çocuklarda da rahatlıkla üketilebilecek besin grubu içinde yer almakta. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi, sağlıklı barsak florasının oluşumu için düzenli olarak tüktilmesi son derece önemli. Çocuklarda probiyotik takviyesi kullanılacaksa markaların önerdiği çocuk dozları tercih edilmeli. 

Beslenmemize düzenli olarak ekleyeceğimiz probiyotik besinler:

Kefir, probiyotik yoğurt, turşu (tansiyon-böbrek hastaları hariç), hardal tohumu-üzüm suyu, sirke, kombucha çayı, boza, ekşi mayalı tahıllı ekmek

 

instagram: dyt.ezgidilanseker

 
Toplam blog
: 19
: 60
Kayıt tarihi
: 18.09.18
 
 

Merhaba ben Ezgi Dilan Şeker. 2011 yılında Marmara Üniversitesi'ni kazanarak İstanbul macerama ba..