- Kategori
- Dünya
Yeni Dünya başlangıcı
Harita:http://img154.imageshack.us adresinden alınmıştır.
Değişim kendi içinde mi?
Düğmeye basıldı mı?
İki soru ile konu başladı. Aslında önemli iki soru.
İncelenecek yön kısa olarak dış politika… Yakın tarihsel süreçten kısa notlarla başlayalım.
Burnumuzun dibinde sayılacak ve 1947 yılında oluşturulan ortamla uydu olarak kurulmuş bir devlet. O günlerden bu günlere gelinceye kadar kurulduğu alan ve bölgesinde sürekli bitip tükenmeyen kin ve kan, öyle ki gözyaşını dökmektense dedirtip kan döktüren bir yaklaşımın oluşturulması.
Özellikle 1967 Arap savaşından sonra dokunulmayan, ellenmeyen, şımartılan ve pervazsızca hareket eden bir ülke yönetimi oluşumunun sağlanması süreci.
Bahsettiğim ülke İsrail.
Bu ülkenin içinde muhalefet muhakkak var.
Barış ve huzur isteyenler mutlak var. Kin ve kan yerine sevgi ve çiçeğin tercih edilmesini isteyenler sessiz çoğunluk beklide… Ancak bunların ya sessiz olmalarından ya da çeşitli sebeplerden dolayı sessizleşmeleri yüzünden olsa gerek bilinmemekteler.
Daha yakın tarihe gelelim, şüphe uyandıran 11 Eylül saldırısının bahane edilmesi ve ardından başlatılan değişim.
Bölgemizde büyük Ortadoğu projesi (BOP) daha sonra yeterli görülmeyerek bugün için sınırlar biraz daha genişletilerek dünya projesi ya da büyük projeye dönüştürülmesi…
Aslında birinci ve ikinci dünya savaşlarının çıkış sebebini de birleşik Avrupa oluşturulmasının dayatılması olarak neticede söyleyebiliriz.
Bugün Ortadoğu’da belki bir beş on yıllık sapma ile bu planın benzeri uygulanmakta…
Türkiye Cumhuriyetinde meydana gelen birçok gelişmeler gibi bölgede bulunan devletlerde meydana gelen değişimler de bu planla ilgili…
Hani şu global denen köy gözükme süreci tamamlanıyor mu ne?
Bölge içerisinde ise tek İran kalmış gözüküyor. Bir süre önceye kadar toprakları taşeron terör örgütlerince kullanılan ve sürekli bunu inkâr eden İran’ın başına da terör örüldü ve en önemlisi uzun uğraşlar sonucu muhalefet oluşturuldu, üstelik oluşturulan bu muhalefetin eyleminde kan dökülmesi sağlandı.
1968–1980 yıllarındaki Türkiye örneği yakın geçmiş olarak durmakta. İran bir otuz yıl sonra buralara getirilmekte…
Şimdi yukarıda ki iki soru yerine oturuyor ve diğer sorular devam ediyor…
Uydu devletlerin ömürleri mi sona erdi?
Uzun tarihsel süreçlerin sonunda oluşturulmuş ve aslının dışında bir yüzle esasında asıl olan mı kurulacak?
Bu dış sayılan fakat iç dinamikleri harekete geçirmeye yarayan politika çok önemli…
İnanın bir dizi işi değil, kafa tutma işi değil…
Açılım mı? Bu hiç değil gibi geliyor…
Umarım yanılırım zira önümüzdeki günlerin büyük patlamalara neden olabilecek gerçekleri doğurması kaçınılmaz gözükmekte…