Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Yeni dünya düzeninde ezberler bozulurken, kapitalizmin kalesi çareyi yerli malı yurdun malında buldu

Yeni dünya düzeninde ezberler bozulurken, kapitalizmin kalesi çareyi yerli malı yurdun malında buldu
 

 Dünya ülkelerinin cari açık, artan işsizlik, ülkelerin içlerindeki ekonomik durgunluk ve bunun sonucu artan borçlanma sorunlarını bir türlü aşamamaları sonunda ezberleri bozdu ve mucize teori rafa kaldırıldı.

Hatta kapitalizmin kalesi Amerika’da yerli malı yurdun malı kampanyaları bile başladı. Bakın siz şu feleğin işine. Demek ki teoriler ne kadar akla yatkın olsalar da uygulamaya konuldukları zaman karşılaşılan sonuçlar bambaşka olabiliyor.

Peki, bu mucize teori neydi? Korumacı ekonomik tedbirler zenginleşmenin ve gelişmenin önünde engeldir. Sonunda üretilen yerli ürünler pahalı ve kalitesiz olur. Oysa dünya ülkeleri açık bir ekonomik sistem kursa yerli üreticiler pahalı ve kalitesiz ürünlerle kendi insanlarını kazıklayamaz, kalite artar fiyat düşer. Böylece yerli üretim terbiye olur.

Coğrafi konum ve sahip olunan kaynakların avantajı kullanarak her ülke ucuza mal edeceği ürünü üretip pahalıya mal edeceğini ithal etse, kaynaklar israf olmaz küresel bir değiş tokuş yaşanır zenginlik ve refah ta dünya çapında artar.

Elli yıl önce bu teorinin uluslararası örgütler kurularak hayata geçirilmesi, yukarıda belirttiğim sonuçları yaratmış durumda. Dünya ülkeleri yerli üretimlerini ayakta tutabilmek ve ihracat güçlerini kaybetmemek için, kur savaşlarına girerek para birimlerinin değerleriyle oynuyor.

Başta Amerika bol miktarda dolar basarak piyasalara sürmekte. Sonunda Japonya’da para basarak Yen’in değerini düşürme, böylece Çin’e kaptırdığı ucuz üretin ve Güney Kore’ye kaptırdığı teknoloji avantajıyla, içine düştüğü ve bir türlü çıkamadığı durgunluktan kurtulma yoluna gidiyor.

 Bu gün İMF, sermayenin serbest dolaşımının kısıtlanmasının bir tedbir olarak uygulamaya konması gerektiğini söyleyecek noktaya gelmiş durumda.

Kapitalist bir Dünya düzeninin gerçekleri akla çok mantıklı gelen bu teoriyle görüldüğü gibi uyuşmuyor. Çünkü uluslararası serbest dolaşımın avantajıyla sermeye, en yüksek kar en düşük risk neredeyse, oraya birikiyor, düzenli bir sermaye dolaşımı bu nedenle sağlanamıyor. İşte teori de, bu kapitalist realite karşısında burada tıkanıyor.

Tabii ki her şey bununla da sınırlı değil. Özellikle Çin’in uyguladığı aşırı düşük işgücü ve aşırı düşük enerji maliyeti, yetişmiş insan gücü ve bir milyar 200 bin nüfusuyla devasa üretim gücü, pek çok ülkeyi bir zamanlar üretici olduğu kalemlerde ithalatçı durumuna getirdi.

Çin’in bu hiçte adil olmayan rekabetinin sonucu ise, ihracat yaptığı ülkelerde işsizlik ve cari açık olarak bu gün karşımıza çıkıyor. Sonunda koskoca Amerika bile çareyi yerli malı yurdun malı kampanyalarında buldu. Amerikalı üreticiler ürünlerinin görünür yerlerine gösterişli harflerle Made in America yazmaya başladılar. Bakın siz şu dünyanın işine.

İç şüpheniz olmasın Avrupa ülkeleri de devasa işsizlik ve cari açık sorunundan kurtula bilmek için Made in Europe sloganıyla, Amerika’nın peşine takılacaklardır.

İşte Dünya ülkeleri, kalitesiz ve pahalı yerli üretimi terbiye edelim derken, küreselleşen Dünya’nın hiçte adil olmayan rekabet yöntemleriyle, yerli sanayilerinin terbiye edilirken yok olup gittiğini, sonunda bir elektrik ampulünü, bir kalem pili dahi, bir zamanlar üretirken üretemez ve ithal eder hale geldiklerini, ulusal üretim güçlerini kaybettiklerini,  bunun sonucunda da işsizlik, dışa bağımlılık, ticari dengesizlikten doğan cari açık ve bunun sonucu sürekli borçlanma ihtiyacı gibi ağır faturalarla karşılaşa bileceklerini, işte bu nedenlerle ulusal üretim güçlerini ayakta tutmaları gerektiği gerçeğini görmeleri gerekir.

AHMET ELDEN   

 
Toplam blog
: 138
: 5557
Kayıt tarihi
: 05.10.11
 
 

1968 Afyon doğumluyum Antalya'da yaşıyorum. Antalya end. meslek. lisesinden sonra Anadolu Ünivers..