Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yeni dünyaya bir bakış

Yeni dünyaya bir bakış
 

“Karşılıklı sorumluluk ve birbirine bağlı olmak kuralını herkesin isteyerek kabul ettiği ve buna sevinçle uyduğu, yeni ve bütüncül bir dünyanın ortaya çıkmasına nasıl yardımcı olabiliriz?” diye sorabilirsiniz.

Bu, kendimizi inceleme motivasyonu ile başlamalıdır: tam bir insan olmak ne demektir, doğru çevre nedir, herkes için iyi olan bir tavırla birbirimizi nasıl etkileyebiliriz?

Bunu elde edebilmek için, her birimiz, kendini izleyen bir bilim adamı, kendini inceleyen bir analizci haline gelmelidir, kendini ortak mutluluğa ve bütün topluma katılan özel biri olarak, sağlıklı bir insanın yetişmesi için gerekli olan en doğal, en besleyici eleman olarak ele almalıdır. Bu öncelikle bizim diğerleriyle nasıl anlaşacağımızı ve birlikte var olacağımızı öğrenmemizi ve düşüncesiz, fevri tartışmaları, tümden yıkıma götüren rahatsızlıkları nasıl önleyeceğimizi bilmemizi gerektirir.

İnsanlığın gelişim tarihinin tamamı, bize bir öncekinden daha iyi hizmet verecek yeni bir sosyal, politik veya ekonomik sistem düşüncesi tarafından yürütülmüştür. Eğer bu doğruysa, bilinen tüm paradigmaları denedikten sonra, neden hâlâ mutlu bir gelecekte yaşamıyoruz? Cevap şu: Hepsi başarısız oldu. Bu nedenle, günümüzde insanlık, şimdiye kadar alıştığı mutlak amaç - “keyif” - ile anlaşmazlık içindedir. Bugün, endişe içinde olmaktan ziyade duyarsızız, umutlu olmaktan ziyade kırgınız, amaçlardan ve ideallerden yoksunuz.

Açıkça görünüyor ki bir sonraki gelişim evremiz, şu an mevcut olan durumdan temelde farklı olmalıdır. Şu anki durumumuz bize neredeyse hiçbir tatmin vermiyor, aksine hayal kırıklığı, gerginlik ve yorgunluk ile dolu. Artık bu dünya ile heyecanlanmıyoruz. Dünya, egolarımız tarafından o kadar yoz ve doygun bir hale geldi ki egolarımıza boyun eğmekle kendimizi ve birbirimizi büyük tehlikeye sokuyoruz.

Bu dünya üzerinde inşa edilecek hiçbir şey olmadığının farkına daha çok varıyoruz. Evlilik, arkadaşlık, iş, devlet gibi insan yaşamının temel dayanakları sallantıda ve neredeyse çökmek üzere. Bu durum, hepimizin arzuladığı ahenkli dünyanın yapısına uygun olmasını sağlamak üzere bu temel sosyal organları nasıl yeniden düzenleyeceğimizi, yeniden inşa edeceğimizi araştırmamız için bizi harekete geçiriyor. Dolayısıyla, hayatlarımızı bir değerlendirmeden geçirirken ve hayal kırıklıklarımızı hesaplarken, bunu yeni yaşama bir geçiş olarak ve değişim için bir fırsat olarak görmeye çalışabiliriz.

Gerçekten de çok özel bir zamandayız, tamamen yeni bir dünyaya doğru yaklaşan bir yoldayız. Geleceğe doğru yaklaştıkça, işaretler belirginleşiyor: kendimizi birbirimize bağlı ve eşit hissettiğimiz bir gelecek, büyük bir aileymiş gibi tüm bireylerin karşılıklı sorumluluğu hissettiği ve dolayısıyla refah içinde ve mutlu olduğu bir gelecek.

Bu yolun kurallarını, bu yeni dünyanın kanunlarını öğrenmek bize yardımcı olacaktır, böylece çocukluktan yetişkinliğe kolaylıkla ve acı çekmeden geçebiliriz. Şimdiye kadar, doğanın itişiyle gelişiyorduk, yeni arzular ediniyor ve bu arzuları gerçekleştirmeye zorlanıyorduk.

Artık durum böyle değil. Çıkmaz sokağa – bencilliğimize – bakarken, bir sonraki adımımızı yeni, manevi bir yaklaşımla belirlemeliyiz: Bir sonraki durağımız ne ve oraya nasıl varacağız? Daha önceki geçiş dönemlerinde gösterdiğimiz içgüdüsel davranışlarımızdan farklı olarak, bugünkü değişim bizim bilinçli katılımımızı gerektiriyor. Yaşam nehrinde kürek çeken kör yolcular olmak yerine, bu evrimsel süreçte sürücü koltuğunda olmalıyız.

Tarihte ilk kez, doğa bizden, istisnasız hepimizden, kim olduğumuza, nasıl bir dünyada yaşadığımıza ve neden bu dünyada olduğumuza dair tam bir idrak edinmemizi talep ediyor. Esas görevimiz, hayatın özünü bilmek ve anlamaktır, eğer gerçekten bir insan olmayı istiyorsak.         

 
Toplam blog
: 78
: 427
Kayıt tarihi
: 01.11.11
 
 

Yaşam yolculuğu hepimizi farklı duraklarda indiriyor. Bu duraklara varmak için çeşitli eğitimler ..