Yeni Düşünce Biçimine Hazır Mısınız?

Düşünceni değiştir, dünyan değişsin! Yeni düşünce biçiminizle önemsiz hatta sıkıcı görünen pek çok aktiviteyi yeni birileri ile tanışmak için fırsata çevirebilirsiniz. Günlük yaşamımızda karşılaştığımız birkaç tipik senaryo ile konuyu açalım:


FIRSAT: PARTİ

Eski Düşünce Biçimi: Yakın arkadaşlarımla giderim. Tüm gece birbirimizin yanından ayrılmayız. Hemen kritik yapmaya başlarız ve odada benim tipimde biri olup olmadığına karar veririm. Sıkılmış ve bıkkın görünürüm.


Yeni Düşünce Biçimi: Arkadaşlarıma yapışıp kalmam, arada müsade isteyip mekanı turlar, tanıdık var mı, kim kiminle gelmiş etrafı kolaçan ederim. Görünüşüne göre karşı cins hakkında hemen karar vermem ve birkaç kişiyle göz teması kurup gülümserim.


FIRSAT: MOLA

Eski Düşünce Biçimi: Bir tiyatro veya konferansa gittiğimde molada tuvalete giderim. Sıralar hep çok uzun olduğundan, neredeyse mola biterken yerime geri dönebilirim.


Yeni Düşünce Biçimi: Çok ihtiyacım varsa performans sırasında tuvalete gitmek için odadan çıkarım. Mola esnasında yeni biriyle tanışabilmek için tuvalette dikilmek yerine lobide, fuaye alanında olmak isterim. Kritik yapanlara kulak misafiri olurum.


FIRSAT: ÖĞLE YEMEĞİ


Eski Düşünce Biçimi: Yoğun bir günde daha rahat olduğu için işyerindeki masamda sandviç yerim.


Yeni Düşünce Biçimi: Öğle yemeğini yemek için dışarıya çıkıyorum, parkta bir bank ya da cafe tercih ediyorum. Ama yanıma okuyacak bir şey almıyorum çünkü etrafı gözlemlemek, bana ilgisi olanları fark etmek ve sosyalleşebilmek için serbest olmalıyım.


FIRSAT: KUYRUK


Eski Düşünce Biçimi: Canım sıkılıyor, surat asıyorum. Zaman geçirmek için telefonumla oyalanıyorum.


Yeni Düşünce Biçimi: Pasaport, konser, atm, otobüs, kasa kuyruğu... Ortak paydada olmanın avantajını kullanıyorum ve aynı sırada olduğum kişi ile çok doğal biçimde sohbet ediyorum.


Konuyu anladınız, farklı örneklerle kendiniz için fırsatları çoğaltabilirsiniz. İnsan sosyal bir varlık olarak tanımlanmış; içinde bulunduğunuz toplumun bir parçası olduğunuzu unutmayın. Neşeli, üzgün, heyecanlı ya da sinirli hissettiğiniz anlarda aynı atmosferi soluduğunuz diğer kişiler de muhtemelen aynı hisleri paylaşıyor. Kendinizi kapatmayın, telefona odaklı sanal yaşamdansa gerçek diyalogların keyfini çıkarın.


Bol sohbetli, interaktif bir hafta olsun dilerim.


Sibel ŞENGÜL