Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '13

 
Kategori
Anılar
 

Yeni Evim Onkoloji

Ne zaman arkamı dönsem kendimi görüyorum peşimde. En büyük derdim, Ben'im. Dar sisli sokaklarda ben, karanlık kuytularda ben, çekip çıkaramadım kendimi ey hayat senin dehlizlerinden.

Aşk gibi, ne zaman karşına çıkacağı belli olmayan bir şey. İnsan başına gelmeyince, yaşamayınca anlamıyor. Yakalanıyorsun apansız ve bir bakmışsın tutmuş iki yakandan. Sonrası? Sonrası asıl zor olanı.

Kapımdan içeri girmiş, fark etmemişim uzu uzun zaman. Ne zamandır içimde, ne zamandır onunla yaşıyordum bilmiyorum. Sancılı günler kovalıyordu birbirini. Yemeden içmeden kesilmiştim son zamanlarda." Git " diyorlardı." Bir doktora git artık " Anlarlar mıydı beni? Konuşsam, ağlasam bilirler miydi neyim olduğunu? Dayandım, direndim, geçer dedim, dün kötüydüm, bugün iyi derken, aylar geçti üzerinden. İçimde dolanan ve ağrısı gittikçe artan bu şey, hayatımı esir alıyordu. Bir gün, tükendim. Kollarımdan sürükleyip götürdüler beni hastaneye. Ne olmuşsa bana, işte her şey orada başladı. Ağrılarımı kesmeye çalıştılar önce, ama sadece hafifliyordu. "Daha iyi misin " dedi doktor, " Rahatladın mı biraz? " Olmadı, dedim. Geçmiyor. Ağlayarak, kaybettiğim hiç bir şeyi geri getirecek gücüm yoktu.

Beni katleden "günaşırı gözyaşları", içimde koca göller gibi duran bir hüzün... Acı'm ! Yine benden bir adım öndesin. Kimsenin içi sızlamasın diyedir şimdi bu duruşum. Kimse üzülmesin, kimse benim kadar ağlamasın diyedir.

On gün, on beş gün sürdü neyim olduğunu anlamak. Aşk değildi besbelli. Beni üzdüğü zamanlar olmuştu aşkın. Böyle çaresiz bıraktığı, böyle acı çektirdiği, böyle ağlattığı, aldattığı zamanlar olmuştu ama, bu kez aşk değildi o.

Önce bir tüp, sonra bir tüp daha, sonra yine bir tüp daha kan aldılar. Bekledim.

- " Durum üç hastalığı işaret ediyor ama emin olmak için başka tahliller de yapmalıyız " dedi doktorlar. Bu gece bizimle kalman gerek." İlk hastahane gecesi ardindan o sabah; Yattığım yerden doğruldum. Dizlerimi karnıma çektim. Gülen bir yüzle bakıyordu bana doktorum.

- " Nasılsın bugün? dedi. Ağrın var mı? "

-  " İğne yaptılar, iyiyim şimdi " dedim.

- " Peki ! dedi, anneme baktı ; Siz biraz dışarıya gelir misiniz? "

Aklıma ne gelecekti, ya da neyim olabilirdi ki? Koridorda fısıltıları yankılanıyordu. Ses duvarlara çarpıyor, hastane odalarının kapılarında dövünüp yeniden koridorda poyraz gibi uğulduyordu. Sonra kulağıma değiyor, oradan bu kez hızlı trenler gibi koridoru dolaşıyor ve ikisinin de dudaklarında sus pus oluyordu.

- " Sonuçlar CA'yı gösteriyor; kanser.... kanser... kanser... kanser...

Ağlayamadım. O cesur kadını hatırladı ruhum birden. Uçurum kenarlarında sallanan ama düşmeyen, intihar zamanlarını erteleyen o güçlü kadını, kendimi.

Bıraktığı yerde bulsun annem beni diye yatağıma geri döndüm. Ayaklarımı bağdaş yapıp anemin içeri gelmesini bekledim. Gözleri bana hiçbir şey söylemeyecek gibi bakıyordu. Aglamadan az once söyleyebildim;

-"Duydum" dedim.

-"Geçecek" dedi bana sarılarak...

Önce teşhis konacaktı. Ameliyat olmam şarttı. Tanı: C18.7-Sigmoid kolonda maling neoplazm.

İstanbul Marmara Ünv. Eğt. ve Arş. Hastahanesi  Genel Cerrahi servisinde görev yapan tüm sağlık personeli, ameliyatıma giren Uzm. Dr ve Asistanlarına duymasalar okumasalar da yürekten teşekkür etmek istiyorum. Zor ve ağır bir ameliyat geçireceksin demişlerdi. Basarılı gecen bir ameliyat oldu. 50 cm aldılar. Laparoskopik ameliyat etmişlerdi. Sıçramasın diye kemoterapiye devam.

Fakat ben uzun zamandir yazamıyorum...

  

 
Toplam blog
: 76
: 634
Kayıt tarihi
: 08.04.10
 
 

Yemek seçmem, kızartmayla köfteyi tokken bile yerim. Çaysız ölürüm; migrenim tutar. Ya çoktur bir..