Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Yeni Fenomen : Muhteşem Yüzyıl

Yeni Fenomen : Muhteşem Yüzyıl
 

Geçen Çarşambayı merakla bekledim. Öyle televizyon ve dizi hastası değilim. Bir elin parmaklarını geçmeyen dizilerim vardır. Ama olmazsa olmaz değillerdir. Sabahtan akşama, televizyonun karşısında takılıp kalmam. Bir eğlence ve vakit geçirme aracıdır benim için televizyon. Ancak, vakit geçirirken ve eğlenirken, öğrenebilmeyi, bilgi edinebilmeyi de isterim. Her ne kadar bazı dizilerin başlangıcında “bu dizideki kişi ve kurumlar hayal mahsulüdür, gerçeklerle ilgisi yoktur.. “ gibi mesajlar veriliyorsa da, olayların, kurumların ve de kişilerin, bu ülke ve toplum içinden seçildiğini ya da örneklendiğini bilecek ve kavrayacak yeterlilikteyim…

Tamam, bazı diziler fazlaca geyik muhabbeti, bazıları fazlaca absürt, ama sizce yok mudur böyle hayatın gerçekliğini, isimleri ve konumları farklı olsa da gerçek kurum ve kişileri, hayattan konuları örnekleyen diziler.. Elbette ki var !. Şimdi bunları burada teker teker sıralamaya gerek yok. Biliyorum ki, adlarını sıraladığım zaman, pek çoğu için eleştiri alacağım gibi, pek çoğu için de benimle aynı fikirde olanlar fazla çıkacaktır.

Neyse bu listeyi başka bir yazıda tartışırız. Enim bu yazıda vurgulamak istediğim bir konu var. Tekrar yazının başına dönersek, geçen Çarşamba’yı merakla beklediğimden bahsettim. Peki niye ? Televizyonun yeni yıl dizilerinden biri olan, 47 yıllık iktidarı ile Osmanlı Padişahlarının en çok iz bırakanlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını anlatan “Muhteşem Yüzyıl” dizisini seyretmek için. Peki neden ? Çünkü tarihsel motifler içereceğini düşündüm. Çünkü bir imparatorluğun, bir hanedanın güncel masalsı bir anlatımının nasıl olacağını merak ettim. Tarihsel film yapmak, hele ki bir dizi yapmak çok kolay bir iş değildir. Hele ki, söz konusu olan “Osmanlı tarihi” ise, yapılan iş tarihsel bir saptama mı, gerçeklerin yansıtılması mı yoksa yalnızca bir kurgudan mı ibaret olacağını merak ettim. Özellikle Osmanlı tarihini anlatan film ve dizilerde mekan problemi vardır. İç mekanlar için kullanılabilecek, soy sayıda mimari varlık bugün hayattadır ama dış mekanların kullanılması için, platformlar kullanılmaktadır. Bunu nasıl kullanılacağını merak ettim..

Öncelikle hemen şunu belirteyim. Dizi beni hayal kırıklığına uğratmadı. Bilgisayar efektlerini oldukça iyi kullanmışlar. Dönemin renklerini iyi yansıtmışlar. Dış mekan detayı pek fazla yoktu ama iç mekan olarak Topkapı sarayının bazı bölümlerini kullanmışlar. Sanırım kendilerine yalnızca bu bölümlerin izni verilmiş. Kıyafetler, mücevherler dönemin rengini ve şatafatını fazlasıyla gözler önüne seriyordu. İlk bölüm için bazı konular fazlaca hızlı aktı. Ama genel anlamıyla ben çok beğendim. Bu dizi “eğer kaldırılmazsa” yeni fenomen olabilir.

Şimdi gelelim, zurnanın ‘zırt’ dediği yere. Yukarıdaki paragrafın son cümlesinde “eğer kaldırılmazsa” diye bir tabir kullandım fark ettiyseniz. Peki neden ? Hemen açıklayayım. Ülkemizde, eğer bir şeyler yapıp, birilerini rahatsız ettiyseniz –ki buna zülfiyare dokunmak derler- birileri durumdan vazife çıkartırlarsa ve birileri sürekli her şeye karşılarsa, birileri akıl ile mantığı, gerçeklik ile hayali karıştırırlarsa, birileri yazılı bilgilere değil de, kulaktan dolma bilgilerle hareket ederse, birileri tarihi, hayatı, gerçeği anlatana değil de, absürt, geyik ve de kimin eli, kimin cebinde olan, bol tecavüzlü dizilere, filmlere ilgi gösterirlerse, o diziler rayting canavarına yenik düşer ve yayından kaldırılır. Bunun örneklerini hep beraber görmüşüzdür.. Örnekleri fazladır. O kadar çok var ki, hemen ilk aklıma geleni söyleyeyim. Yakın zamanda Perran Kutman’ın baş rolünü oynadığı ve kurtuluş savaşını değişik bir bakış açısıyla anlatıldığı dizi yayından kaldırıldı.. Neden raytingleri düşük olduğu için.. Kurtlar Vadisi dizisi kaldırılabilir. Neden ? Birilerini rahatsız ettiği için. Kimler olduğunu tahmin edin..

Gelelim Muhteşem Yüzyıl dizisine.. Bu dizi kaldırılabilir mi ? Neden olmasın. Dizi daha yayınlanmadan, yalnızca fragmanlarına bakarak, peşin yargılarda bulunan 5 bine yakın şikayet gitmiş RTÜK ve TRT kurumlarına.. Dizi yayınlandıktan sonra bile bu şikayetler artmış. Şikayet sebeplerinin başında da “Osmanlı hanedanın ve Padişahların yanlış anlatıldığı” falan anlatılıyormuş. Hatta, geçenlerde vizyona giren ama seyirci ilgisi olmadığı için vizyondan kaldırılan, yine bir dönem filmi de aynı tepkileri almış. Neymiş ? Padişah nasıl yatakta biriyle sevişirken gösterilirmiş. Yahu ne komik! Sanki padişahlar insan değil. Sanki hiç seks yapmamışlar, sanki o kadar çocuk ve veliaht başka bir gezegenden gelmişler. Aynı benzer tepkiler, bu yeni dizi için de yapıldı. Neymiş ? Padişahın sarayı bir genelev gibi gösterilmiş. Bunu söyleyenlerin başında da başını BBP’lilerin çektiği bir gurup. İşin ilginç yanı da ne biliyor musunuz ? Bu görüşe birçok milletvekili, hatta bakan bile katılıyor. Örneğin Kültür Bakanı diziyi “fazlaca oryantalist” bulmuş. Yazar Beyazıt Akman diye biri “ Seks ile tarih pazarlanıyor” demiş. Bakan Aliye Kavaf “bu diziler nedeniyle Osmanlı haremden ibaret sayılıyor” demiş.. Hele Bakan Arınç’ın sözleri daha da ilginç.. Bakan “Kanuni Sultan Süleyman gibi bütün dünyada ve Osmanlı döneminde büyüklüğü bilinen ve 'Muhteşem Süleyman' olarak tanıtılan bir insanın harem, içki düşkünü, hatta bazı sahnelerinde söylemeye dilim varmayan bir ilişki içerisinde göstermeye matuf... Fragmanlarından böyle anlaşıldığı düşünülebiliyor. Böyle büyük bir masraflarla dizinin çekilmiş olması ve gösterilmeye bir kaç gün önce başlanmış olmasından üzüntü duyuyorum. Endişe ve üzüntü içindeyiz. Şikayetleri dikkate alacağız ve yasalara göre gerekeni yapacağız” demiş.

Nasıl yani dediniz mi bilmiyorum ama ben dedim. Bu anlatılanların neresi yalan, neresinde abartma var. Padişahlar, hiç eğlence düzenlemediler mi, içki içmediler mi (kaldı ki, orada şerbet içiyor) ? Padişahların kendilerine has haremleri ve bu haremlerde pek çok genç ve körpe kızlar –ki bunların çoğu yabancı uyrukludur- olmadı mı ? Ve padişahlar, canlarının istediği ile ya da kendilerine sunulanlar ile adını bile bilmediği halde ‘halvet’ eylemediler mi ? İçlerinden istediğini seçip haseki yapmadı mı ? Hayır diyenlere ‘hadi canım’ derim. Dizi de Süleyman’ın halvet eyleyeceği kız ileride ‘Hürrem Sultan’ olacak. Hürrem’in hikayesini bilmeyenlere biraz okuyun derim. Sonra, herkesin bilirkişi kesilmelerine gerek yok. Yeni dizi "Muhteşem Yüzyıl" fazlaca mı oryantalist, fazlaca mı gerçek dışı ? Padişahlar hiç içki içmediler mi ? Hiç sevişmediler mi ? Hatta, Osmanlı sarayında eşcinsel ilişki var mıydı ? Harem dariresindeki erkekler dadım edilmiş miydi ? Tartışmayalım... Çağırırsınız Halil İnancık hocayı, çağırısınız İlber Oltaylı hocayı, sorarsınız. Eğer bir yanlış varsa, abartı yada saptırma varsa, seks üzerinden tarih pazarlanıyorsa, gerekeni yaparsınız. Yoksa, gerisi hikayedir….

Ne diyelim. Bu ülke ne çektiyse zihniyet yüzünden çekti… İnşallah, sağ duyu, aklı selimlik, hoşgörü ve ileri fikirlilik hakim gelir…

../..

Not : Son paragrafta adı geçen kişiler, bu ülkede Osmanlı tarihini en iyi bilen insanlardandır..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..