Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '11

 
Kategori
Futbol
 

Yeni futbol! Yine futbol!

Yeni futbol! Yine futbol!
 

Arkadaşımız yazı yazmış… “Trabzonspor ne yapsın…” diyor… Doğrudur. Denilebilir ki “Anadolu futbolu ne yapsın…?” 

“Delikli demir çıktı mertlik bozuldu..?” Dış transfer çıktı…Eşitlik bozuldu… 

Artık Büyük Kent takımlarının Yönetim kurullarında bulunan Dolar Milyarderlerinin her biri birer oyuncu alıp, takımlarının bir köşesine monte ediyorlar… Adamların olmuş hayatı futbol… Profesyonel insanlar… Futbolu yemiş yutmuşlar… Eğer doğru adama yatırım yaparsan , adam takımı alıp götürüyor… Ne pahasına … milyar dolarlar pahasına… Onların parasının nereden geldiği hiçbir zaman sorgulanmıyor… 

Takımda alt-yedi tane cambaz ; onların yanında Türkiye liglerinden toplanmış çok iyi futbolcular… Ne halt etsin Anadolu futbolu… 

Anadolu futbolu’nun bir tek çıkış yolu var o da gençlere güven bağlamak, onları iyi çalıştırmak… Bu da yetenekleri bulmaya ve onları iyi yetiştirmeye dayanıyor. Ama o gençler, alandan yetişmiş (çoğu kez öyle oluyor) alaylı hocaların eline düşerse, ziyan zebil olup gidiyorlar.. Ne yazık ki spordan, futboldan anlayan gerçek “Hoca” lar piyasada pek gözükmüyor… Bazen Almanya’dan tek tük geliyorlar ama onlar da piyasanın elinde ziyan zebil oluyorlar… 

Zaten futbol sahaları “Spor Sahaları” değil artık bir çeşit "Psikolojik Kirtinme" yerleri. Oraya giden aklı başında bir maç seyretmek için gitmiyor. Maç başlıyor hakeme ana avrat sövmeye başlıyorlar. Maç süresince oyundaki herkes bu küfürlerden nasibini alıyor. Maç bitince ancak biraz ayıkıyorlar ve evlerine gitmek mecburiyetini duyuyorlar… Bu Alanlar herhalde sporseverlerin değil, daha çok psikologların ve psikiyatrların çalışma yerleri olmalı… Kimisi de burasını bir çeşit gladyatör dövüşlerinin olduğu bir “Arena”ya benzetiyor ve rakip takım seyircilerini ve elemanlarını dövmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz bunlara “Futbol Fanatikleri..” diyoruz ama, “Futbol Çılgınları” desek herhalde daha iyi olacak… Maç sonunda başka ilden gelmiş rakip oyuncuların otobüslerinin camını, penceresini indirmek vaka-i adiyeden… Ona artık kimse aldırış etmiyor… Ölüm yoksa boşver diyorlar… 

Bunlar niye? 

Bir kere halk olarak DOLUYUZ ama bunun farkında değiliz… Herkesten dayak yiyoruz. Bunun karşılığında hep susuyoruz… Hep susuyoruz… Zinhar karşılık veremiyoruz. Öyle Psikoloğa filan gidecek zamanımız olmadığından, hafta sonunda maçlara gidip, ana avrat küfrederek boşalıyoruz… Bir çeşit deşarj olma yolu… Doğru bir yol mu ? Bilemiyorum… Bunu büyüklerimiz daha iyi bilir… Ama hatırlarsanız, bu Saha Psikolojisinden nasibini biraz da Başbakanımız almıştı… Çünkü o toplulukta bulunanlar görevini yapmakta çok acelecidirler… Hiç kimseyi dinlemezler… 

İşte ulusumuzun takımları böyle “Maviler” ve “Kırmızılar” diye ayrılınca ve “Görev” karşıdakinin icabına bakmak olunca, vakti zamanı gelince ve de işaret verilince gereken yapılıyor bazen bundan nasibini o güzelim saha içi koltukları ve müteferrik de alıyor… Yani “Her şey Paramparça…” Futbola biraz da bu gözle bakmak gerekiyor… Fena halde patlama alanları… Çok tehlikeli yerler… Millet sahalara spor karşılaşması için değil adeta savaşa gider gibi gidiyor… Sonunda da genellikle beklenilenler oluyor ve “Millet paramparça…” 

Aslında çaresi millete spor yaptırmaktan geçiyor… İnsanlar koşsalar, yüzseler, voleybol oynasalar (bayılıyorum kız voleybol maçlarına..), jimnastik yapsalar… Eminim bunlar olmayacak… Ama bizde sporun anlamı başka… Sporun anlamı karşıdakini mahvetme, hakemleri de ezme… Zavallı hakemler bu arada güme gidiyorlar ki… Aslında onların tenhalarda gezmeye korkmaları gerekir… Çünkü onların düşmanları bir değil… iki değil.. Başta klüp yöneticileri olmak üzere sahadaki herkes… 

Oysa futbol nedir? Bir oyun yahu… Ama bizim halkımız kahvedeki tavla maçını bile “Fenerbahçe- Galatasaray” maçına çevirdiği için… dünya bir savaş yerine dönüyor… 

Bireysel sporlara önem verilmeli… İnsanlar koşmalı, yüzmeli… 

Evet sormalı… Halkın %99’un yüzme bilmediği bir ülkede … Partiler niye hiçbir zaman “Her mahalleye bir yüzme havuzu …” sözünü vermiyor… Oy alamazlar da ondan… çünkü bizim millet havuzda boğulmaktan korkar… sudan korkar… Neyse futbola devam… Savaşa devam… Bizim millet bundan anlıyor… Boşver… 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..