Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Yeni Göz’ün yüz görümlük günü

Yeni Göz’ün yüz görümlük günü
 

Katarakt Ameliyatı


 Katarakt Ameliyatı oldum ya, hangi gündü o,  geçen haftanın Cuma günü hadi bir de tarih düşelim.  (4.Temmuz. 2014-Cuma) öğleden sonra 10.30’de Bandırma Devlet Hastanesi’ne yattım. Bunun kısa bir özetini daha önce vermiştim. İşte o günden beri gözümün üzerinde koca bir bandajla birlikte dolaşıyorum ve sol gözüm dünya ne haldedir bilmiyor… Nihayet bu gün… Bugün onun yeniden dünyayla tanışma vakti ve bizim de yeni gözle tanışmamız vakti.

Niye “Yeni Göz” diyorum? Çünkü bu Katarakt Ameliyatı eni konu Göz’ün yapısını değiştiriyor. Operatör gözün içindeki pınarı (merceği) çıkartıyor. Çünkü o mercek gerçek özelliklerini yitirmiş oluyor. Bulutlanıyor, flulaşıyor… İşte gözlerimin önüne bir duman çöktü, diyorsun ve gerçekten “Sisler Bulvarı”na girmiş gibi oluyorsun. Şaka maka gibi ama Doktor’un yaptığı; gözü oyup, içindeki bozuk merceği çıkartmak ve yerine yeni, yapay bir mercek koymak …  Ve bu işlem sonunda bozuk göz görüyor (Bakalım …Göreceğiz!)  Doktor bunu yapıyor. Bunu yapan bir doktora nasıl saygı duymazsınız!

Gözümü kesip, getirip odaya yatırdıktan sonra hemşireler her saat başı gelip, düzenli olarak belirli damlaları damlatmaya başladılar. O gece zor bir gece geçirdim. Onu Allah’la ben biliyorum. Neyse… Her şey geçer. Ertesi günü (Cumartesi’ydi…) Doktorum geldi, gözümü yeniden muayene etti ve her şeyin çok normal olduğunu ve O gün saat On’da hastaneyi terk edebileceğimizi söyledi. Yani Hastane’de epi topu bir gece kaldık. Cumartesi günü sabah saat 10.30’da sepetlediler. O kadar çok kişi sıradalar ki, deyme gitsin. Ve doktorlar hepsini aydınlığa kavuşturuyorlar. Aslında her iki taraf için de ne mutluluk!

İnsanlara ışık veriyorsun. Eski gözü tazeleyip, adeta yeni bir göz veriyorsun. Diğer yandan yep yeni bir gözün oluyor…

Doktor, daha önce eczaneden aldığımız 6 çeşit damlayı önümüze koydu.. “Hastaneden çıkıyorsunuz ama daha işiniz bitmedi…” dedi. Altı çeşit damlanın sırayla nasıl damlatılacağını anlattı.

Damlalar sabah 8’de başlıyor damlatılmaya, gece saat 22.00’ye kadar saat başı aralıklarla devam ediyor. Şöyle : 8.00 (Damla 1, on dakika sonra Damla 2) , 9.00’da (Damla 3) ; 9.30 (Damla 4) ;  Saat 10 (Yeniden Damla 1 ve on dakika sonra Damla 2 ) ve bu minval üzere, bütün damlaları kullanmak koşuluyla  gece saat 22.00’yi yapıyordum. Bu böyle 5 gün sürecekti… 6. Gün damlalar bitecek ve nihayet göz bandajı çıkarılacak ve  Yeni Göz dünyayla tanışacaktı. (İşte o gün geldi, sabah oldu ama henüz bandajı çıkartmadım, biraz sonra eşim kalkar, duasını yapar… Sonra  İnşallah açarız!). 7.Gün yeniden Doktorumu ziyaret edeceğim, o da yeni gözün yeni durumunu görecek.

Bugün (10..Temmuz. 2014.Perşembe) Büyük gün geldi. Göz ne oldu? At’mı oldu.. Deve mi? Bilmiyorum. Gerçi, ilaç koymak için bandaj aralandığında, dünyayı görür gibi oluyorum ama, işte o kadar.

Bugün büyük gün. Heyecanlıyım. İnşallah her şey iyi gider ve hepimiz güleriz . BEKLİYORUM…
Bir okuyucum benimle dalga geçiyordu:
“Hocam, gözünüz açıldığında, umarım siz de, Türk Film’lerindeki gibi …”GÖRÜYORUM… GÖRÜYORUM…” diye bağırırsınız. Umarım. Bekliyorum.

Ama ne mutluluk olacak. İnsan biraz da, beklentilerle, umutlarla yaşar. Bekleyelim ve görelim.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..